52.bölüm

130 7 2
                                    

Yiğit'ten:
"Ne yaptın aslanım, anlattın mı Asiye'ye her şeyi ?" diye sordu Ali müdür.

"Anlattım müdürüm, biraz sakinleşti, durumu iyi değildi. Sanırım artık ruhsal olarak iyi değil" dedim.

"Başka çaremiz yoktu aslanım, onu öldüreceklerdi. Asiye eğer o adliyeden çıksaydı ne zaman ve nerede öldürüleceğini kesinlikle bilemeyecektik ve o zaman sonuç kaçınılmaz olurdu biz bile engel olamazdık. Şimdi, cezaevinde koğuşunda kimler var hepsinin dosyasını istiyorum. Asiye'yi içeriden de öldürmeye çalışacaklar bundan eminim. Kime yaptıracaklar bunu bulmamız lazım. En azından bu durumu kontrol edebiliriz."

"Emredersiniz müdürüm" deyip çıktım odasından.

Alper ve Nil ile buluşup cezaevine gittik. Görevliye cezaevinin müdürüne görüşmek istediğimizi belirttim.

Cezaevinin müdürü geldikten sonra konuyu açtım.

Asiye'nin koğuşunda bulunan mahkumların ismini ve dosyalarının kopyasını istedim.

Dosyaların kopyasını aldıktan sonra cezaevinden çıkıp şubeye geri döndük.

Ali müdüre dosyaları verdikten sonra biraz dosyaların arasında bir kaç kişiyi detaylı bir şekilde incelememizi istedi.

Ali müdür bize izin vermişti Asiye'yi o cezaevinden kurtarabilmemiz için. Bizim yerimize başka bir tim çıkaracaktı operasyona bu yüzden de operasyonlar ve iş aksamayacaktı şubede.

Şubeden çıkarken telefonum çaldı.

"Buyur Uğur abi" diye cevap verdim.

"Yiğit, Asiye nasıl ?" diye sordu merakla.

"Biraz iyi abi, dosyaları aldık inceleyeceğiz"

"Bende gelmek istiyorum, belki yardımım dokunur."

"Gel abi gel, sana çok ihtiyacımız var, aslında bunu çözecek kişi varsa o da sensin"

"Tamam. Eve mi gidiyorsun ?"

"Evet, benim eve gel"

"Tamam hadi görüşürüz"

Telefon kapandıktan sonra arabaya binip evime gittik.

Evde çay yapıp hepimiz birlikte işe koyulduk. Mahkumların dosyalarını inceleyip detaylı bir inceleme yapıyorduk.

Mahkemede Alu müdürün getirdiği deliller aslında sahteydi. Ali müdür profesyonel bir photoshop yapan birisini bulup ona yaptırmıştı.

Görüntülerde Asiye şantaj ve tehdit eder gibi konuşuyordu ve Özcan ile Mustafa amir gözleri korkmuş bir şekilde bakıyorlardı Asiye'ye. Ama o gün bende oradaydım. Aslında Asiye o gün birtane korku filmin repliklerini tekrarlıyordu çünkü Mustafa amir ile Özcan o filmi hiç izlememişlerdi. Korku filmi sevdiklerinden dolayı da Asiye'ye sormuşlardı. Durum sadece bundan ibaretti ama biz de bunu Asiye'yi korumak için kullandık.

Asiye'yi öldürmek isteyen kişiyse bir eski başkomiserdi. Bir dönem polis teşkilatından atılmıştı görevde işlediği büyük bir suçtan dolayı. Emin değildik ama onun Asiye'yi öldürmek istediğini iyi biliyorduk çünkü bunu apaçık cezaevine girmeden önce belirtmişti. Asiye onun işlediği suçu görüp Ali müdüre şikayet ettiği için öldürmek istiyordu. Asiye onun teşkilattan atılması için ve cezaevine girmesi için elinden gelen her şeyi yapmıştı.

Ali müdürden:
Asiye benim kızım gibidir, onu evlatlarımdan ayrı tutmam. En başarılı polis memurlarından biriydi, kısa sürede başkomiser olmuştu üstün başarısı nedeniyle.

Zamanında çok büyük bir hata yapmıştım ona inanmayacak. O gerçekten de tamamen sucsuzdu.

Ferhat'ın iki gün önce cezaevinden çıktığını duyduktan sonra hızlı bir şubeden çıkıp onun eskiden yaşadığı mahalleye gittim. İçimde bir ses onu yöne orada bulabileceğimi söylemişti.

Evin kapısına vurduktan sonra kapı açıldı. Ferhat duruyordu karşımda.

"Buraya tekrar döneceğini biliyordum !" dedim ve kapıyı üstüme kapatacakken durdurdum ve evin içine zorla girdim.

"Otur ! Sana soracaklarım var !" dedim ve bir koltuğa oturdum.

"Ne soracaksınız ?" diye sordu gergin bir şekilde.

"Asiye'yi sen mi öldürmeye kalktın ?" diye sordum.

"Hayır" dedi.

"Bana bak Ferhat ! Eninde sonunda bulurum bilirsin ! Doğruyu söyle, sen mi Asiye'yi öldürmek istedin !?"

"Hayır dedim ya. Benimle ne alakası var ! Ayrıca üzüldüm, keşke ölseymiş, yaşamasına sevinemeyeceğim. Kim ne yaptıysa eline sağlık"

Yakasından yakalayıp duvara çarptım onu öfkeden.

"Bana bak ! Eğer senin yaptığını veya bu işte bir parmağın olduğunu duyarsam, timi göndermem, kendim baskına gelir buradan da yaka paça tutup seni döve döve hapise tıkarım ! Bil bunu ! O kızı size yedirtmem !" dedim.

"Sen çok yaşlandın, Asiye sizi affetmiş değil, onu iyi bilir şu an sizi affetmemiştir ! Madem bu kadar değer verdin kızın gibi gördün, ona iftira atıldığında neden karşı çıkmadın, söylesene !" dedi bağırarak.

"Bana bak ! Ayağını denk al Ferhat ! Dediğimi yaparım bilirsin !" deyip yakasını bıraktım ve evinden ayrıldım.

Asiye'den:
Akşam üstü yemekten sonra koğuşlara geri götürdüler bizi.

Abdest almaya gittim sonra yatağımın yanında namaz kıldım. Dua ettikten sonra yatağımda uzandım.

"Abla iyi misin ?" diye sordu Pelin yanıma gelirken.

"İdare eder" dedim.

"Abla, elbet suçsuz olduğun ortaya çıkacaktır, inanıyorum, lütfen sende inan"

"InşAllah" dedim derin nefes alarak.

Yatsı namazı geldikten sonra tekrar abdest almaya gittim.

Herkes uyuyordu bir tek ben uyanıktım.

Tam abdest alacakken birisi arkamdan yaklaşıp beni şişlemek için harekete geçeceği an birden arkamı dönüp kolundan yakaladım ve elinde ki şişirilmiş attırmaya çalıştım.

Bileğine vurunca şiş yere düşmüştü.

Kadının yakasından yakalayıp duvara doğru götürdüm ve boğazını sıktım.

O kadın tamda tahmin ettiğim kadındı. Koğuşa ilk geldiğimde bana krallık taslayan o kadındı.

"Şimdi burada bana seni kimin tuttuğunu söyleyeceksin yoksa burada senin boğarak öldürürüm, sen karar ver !" dedim.

Zor bir şekilde nefes alıyordu boğazını sıktığımdan dolayı.

"Yapma...söyleyeceğim..." dedi zor bir şekilde.

"Kim söyle  !" dedim.

KumpasWhere stories live. Discover now