46.bölüm

137 6 0
                                    

"Amirim hoş geldiniz" dedi Yiğit, o an Mustafa amirin geldiğini anladım ve odadan çıkıp salona geri döndüm.

Mustafa amir beni görünce "Asiye  ? Nasılsın  ?" diye sordu çekinerek.

"İyiyim...abi" dediğim anda duygulandı, ben size söylemedim ama Mustafa amire abi derdim, dışarıda görüştüğümüzde hep abi derdim ve o da bana öz kız kardeşi gibi davranırdı.

"Asiye  ?" diyip baktı bana Uğur abi.

"Evet abi, Mustafa amirimi yani...abimi affettim" dediğim an Mustafa amirin gözleri yaşardı.

"Özür dilerim" dedi.

"Tamam geçti affettim gitti unutalım bunu" dedim.

"Evet artık o soysuzları nasıl yakalayacağız onu düşünelim" dedi.

"Yiğit'in planı vardı, zaten beni boşuna ölü olarak göstermedi, bakalım ne yapacak" dedim.

"Tamam şimdi planımı hepinize anlatıyorum" dedi Yiğit.

Yiğit anlatırken aklıma yatıyordu planı, başarılı olacağımızdan şüphem yoktu, kesinlikle o hainleri yakalayacaktı.

"Bence dört dörtlük bir plan olmuş, böylelikle adamları sıkıştırırız kim olduklarını anlarız" dedi Uğur abi.

"Aynen öyle" dedim.

"Bu arada Mustafa, ben...senden özür dilerim...bana ettiğin şeylerden dolayı seni hain bildim ama Asiye'ye yaptığın gibi banada aynısını yapmışsın, sağol varol, başarısız oldun ama yinede bana yardımcı oldun kardeşim, keşke bana o zamanlarda bildirseydin, kendini bana hain olarak göstermeseydin keşke, kendini parçaladın" dedi Uğur abi.

"Diyemedim, diyemezdim, sen öğrenseydin bir şekilde belli olurdu çabalarım, ama işte belli etmediğime rağmen yine başarısız oldu planlarım, bu hainler çok sıkı çalışmışlar derslerine Uğur, bunları yenmek kolay olmayacak, olmadı da biliyorsun" dedi Mustafa amirim.

"Ama biz birlikte bunu yapacağız" dedi Uğur abi.

"Aynen öyle" dediğim an bana baktılar ve gülümsediler.

"Neyse bize müsaade, şubeye gidiyoruz işler güçler bizi bekler, akşama görüşürüz bu arada bu akşam ilk planı başlatıyorum" dedi Yiğit.

"Aynen, şu an zaten Nil adamları dinliyor takip ediyor, bu akşamda biz çalışmalara başlayacağız" dedi Alper.

"Tamam ama dikkatli olun" dedim.

"Ali müdürün her şeyden haberi var, o bizi var sayacak şubede, her şey planlandı" dedi Yiğit.

"Dikkatli olun, benim yüzümden başınıza bir şey gelmesin" dedim.

"Biz senin için ölürüz bacım can" dedi Yiğit.

"Deme öyle dikkatli olun başka bir şey istemem" dedim.

"Tamam hadi gittik biz görüşürüz" dedi Yiğit ve Alper ile birlikte çıkıp gittiler.

Bütün gün canım sıkıldı, iyileşmeye çalışıyordum ve iyileşmemi hızlandırmak için arada kalkıp yürüyüş yapıyordum.

"Asiye dikkat et yavaşla" dedi Uğur abi.

Koltuğa oturup kara kara düşünmeye başladım, Yiğit'in planı aklıma yatmıştı ama bir şeylerin ters gitmesinden de korkuyordum, yine beni hapise atarlar diye korkuyordum, yine haksız yere suçlamadan korkuyordum ve içim bir türlü rahat edemiyordu.

"Asiye, ne oldu daldın gittin ?" diye sordu Uğur abi.

"Hiç, ne olsun" dedim ve gülümsedim.

"Hadi dinlen sen" dedi ve yatağa gidip yattım.

Üç hafta sonra:
Artık yaram iyileşmişti ve sonunda Yiğit'in planını uygulamaya başlaya bilirdik.

Hepimiz masanın etrafında toplandık Yiğit de bize detayları anlatıyordu, bizde dinliyorduk çok dikkatli bir şekilde.

"Asiye anladın değil mi, bak bunu yapman şart" dedi Yiğit.

"Tamam sen merak etme" dedim.

Yiğit de tuhaf bir tavır vardı bir türlü anlamadığım bir şey vardı onda, hala çözememiştim son iki haftadır farklı davranıyordu. Herkes dağıldıktan sonra Yiğit'e baktım, çözmeye çalışıyordum neler olup bittiğini, o an benim ona baktığımı fark edip dondu kaldı sonra ona doğru gittim ve gözlerinin içine baktım.

Yiğit'den:
Etrafı toparlarken birden Asiye'nin hala toplantı odasında olduğunu fark ettim, bana bakıyordu ve yüzünde öyle bir ifade vardı ki sanki bir şeyi inceliyordu, bir şeyi anlamaya çalışıyordu.

"Asiye ne oldu neden öyle bakıyorsun  ?" diye sordum.

"Nasıl bakıyorum  ?" diye sordu.

"Bir şeyi çözmeye çalışıyorsun sanki" dedim.

"Evet. Yiğit iki haftadır bakıyorumda sende bir haller var bir tavırlar var, bir türlü anlayamadığım şeyler. Sen bir şey mi gizliyorsun benden ?" diye sorduğu an irkildim. Asiye çok zeki bir kızdır kesinlikle her şeyi sezer ve anlar, çok fazla dikkat kesilir her şeye.

"Yok...yok yani ne gizleyeyim ki" dedim.

"Peki" diyip çıktı gitti.

Asiye'ye gerçekleri söyleseydim bu oyun bozula bilirdi ve bu riske giremezdim, Asiye de kesinlikle bir daha hapise girerdi ve bu sefer bir daha çıkamazdı.

Asiye'den:
Yiğit bana doğruyu söylemediğini biliyordum benden bir şeyler sakladığı gayet apaçık ortadaydı, Yiğit'i çok iyi tanıyordum ne zaman benden bir şey saklasa böyle hallere girerdi, benden uzaklaşmaya çalışırdı yada gözlerimin içine tam bakamazdı, ama elbet öğrenecektim ne gizlediğini.

Gece vakti Yiğit'le birlikte araca binip uzaklaştık Uğur abinin oturduğu köyden, oturduğum lojmana gittik ve orda durduk. Kendimi kameralardan gizlemek için kapşonumu taktım ve araçtan inip anahtarımla apartmana girdim. Kameralar yüzümü yarım bir şekilde kaydetsin diye epey uğraştım, evime kadzr çıktım ve kapıyı anahtarımla açtım, sonra her zaman görevdeyken bile taktığım mavi bilekliğimi merdivenlerde düşürmüş gibi yapıp evime girdim, bir kaç dakika geçtikten sonra evimden çıkıp apartmandan çıktım ve Yiğit'in olduğu araca tekrar bindim ve uzaklaştık ordan.

"Artık sadece bekleyeceğiz" dedi Yiğit.

"Sence ne olacak ?" diye sordum.

"Göreceğiz" dedi ve Uğur abinin evine vardık.




Selam canlar, diğer bölümlerde soeun var merak etmeyin düzelecektir, uzun zamandır bu kitabımı devam ettirememiştim ama vaktim fazla yoktu ve fikirler de tükenmişti, artık yeni fikirlerle geldim ve kitabımıza devam diyorum. Umarım beğenirsiniz, yorumlarınızı görüşlerinizi bekliyorum, bölümü oylamayı unutmayın bir yıldız isterim sizden. Hoşçakalın görüşmek üzere.

KumpasWhere stories live. Discover now