"Üzülme tamam," dedim ve yüzümü sildim. "Çok üzüldün sen zaten. Kıyamam ki."

Saçıma bir öpücük daha kondurduğunda bedeninden uzaklaştım. Yaralarını acıtmak istemiyordum.

"Senin ağlarken gözlerin gerçekten kanıyor," dedim güzel yüzünü izlerken. "Neden ki? Yani bu normal mı ki?"

"Normal değil ama doktorlar ciddi bir durum olduğunu da söylemiyorlar," dedi Alihan. "Narella beni daha gençken doktora götürmüştü bunun yüzünden. Ama yani, endişelenilecek bir durum yok. Korkma."

"Çok korkmuştum," diye itiraf ettim. "Bilmiyorum ya seni öyle görünce elim ayağım birbirine girdi. Panik atağı geçiriyor gibiydin."

"Panik atağı geçirdim zaten o an, Li." dediği anda kaşlarımı çattım. "Bu da işte gençliğimden bana kalan bir illet. Bedenim çok fazla stres içinde olduğunda veya yükü çok ağır gelen bir durumla başa çıkamadığım zaman panik atakları geçiriyordum ve hala da geçiriyorum."

"Bundan önce en son ne zaman panik atağı geçirdin?" diye sordum.

"On beş gün önce."

"Niye?" diye sordum şaşkınca.

"Sen yoktun." dediğinde anda kaşlarım çözüldü. "Bir ara hiç görüşememiştik. Bir yandan sana hala çok kırgındım ama diğer yandan seni çok özlüyordum. Bu durumla da başa çıkamadığım içim panik atağı geçirmiştim işte."

"Sen ne kadar sorunlu bir insansın böyle?" dediğim anda gülmeye başladı. Gülüşünü gördüğüm an bende güldüm.

"Ne yapayım?" diye mırıldandı. "Ben istemedim böyle olmasını. Allah vergisi."

"Umarım bir daha seni öyle görmem," dedim. "Bir daha o hale gelmeyeceksin. Eğer gelirsen getirenleri süründürürüm. Seni öyle görünce delirdim, Alihan. Hareket eden her şeyi ve herkesi deşmek istedim..."

Elini kaldırıp yanağıma hafif bir şekilde vurdu ve bunu yaparken güldü. "Müstakbel karım benim için ne kadar endişelenmiş böyle ya?"

"Alihan, vurma bana!" dedim huysuzca. "Elin acıyacak güzel gözlüm ya." dedi ve sargılı elini tutup öptüm. "Vurma. Canın acır ve senin canın acırsa ben çok üzülürüm."

"Ben hiç alışamıyorum buna..."

"Neye?"

"O kadar çok seviyorsun ki beni. O kadar çok ilgilenip, o kadar çok düşünüyorsun ki beni... Bu çok iyi hissettiriyor sevgilim. Gerçekten, çok iyi hissettiriyor."

"İyi hisset," dedim ve sargılı elini hafifçe öptüm. "Sen hep iyi ol."

"Seninleyken hep iyi olurum."

"Alihan." diye seslendim.

"Sevgilim?"

"Evlilik teklifin hala geçerli değil mi?"

"Evet," dedi. "Romantik bir şey bekleme ha. Ben giremem öyle şeylere. Ama senin hatrına daha uygun bir ortamda bir evlilik teklifi daha yapabilirim. Kabul, biraz hızlı oldu."

Güldüm. "Ya deli!"

"Sayende."

"Sen hep deliydin!"

"Sen yokken ben ruhsuz adamın tekiydim. Sen geldikten sonra ben böyle ergenleştim."

"Bir zahmet hanımın için ergenleş canım sende." dedim ve göz kırptım.

"Seve seve."

"Ali." diye seslendim yine.

"Söyle sarışın belam, söyle."

Mahkumiyet (+18)Where stories live. Discover now