98. Bölüm : İHBAR

7.8K 338 177
                                    

İhbar

"Babayı mı özledin sen?" diye sorduğumda koltuğa yatırdığım bebeğimle konuşuyordum. Ayaklarını ve ellerini oynatarak ve küçük ağzını açarak beni dinliyordu. "Ben de çok özledim... Ama işi bugün sürecekmiş oğlum. Niye ya, anneyle durmak bu kadar kötü mü?"

Dudakları tatlı tatlı kıvrılmaya başladığında bende onunla birlikte güldüm ve boynuna uzun bir öpücük kondurdum. "Sen anneye gülüyor musun lan?"

Onu öpücüklere boğduğumda hemen mızmızlandı, ben de onu bırakmak zorunda kaldım.

Deniz beş aylık olmuştu!

O kadar enerjik ve sakin bir bebekti ki, bize hiç büyük sorunlar yaşatmamıştı ve hala yaşatmıyordu. Daha bir iki aylıkken gazı yüzünden geceleri sorun çıkarmıştı ama Alihan uyumamı isteyip geceleri Deniz ile uğraşmıştı. Kendisi akşama kadar çalışıyordu fakat geceleri çoğu zaman Deniz'e o bakmıştı, çünkü benim evde tüm gün yorulduğumu düşünüyordu.

Ayrıca Deniz üç yaşına gelene kadar çalışmayacaktım, ondan sonra ben de kocamla birlikte çalışacaktım. Onun asistanı olacaktım.

"Ben babanı çok özledim oğlum ya..." diye mızmızlandım ben bu sefer ve oğlum merakla bana bakıyor ve maviş gözleriyle beni izliyordu. Kıvır kahverengi saçları alnına düşmüştü ve durduğu yerde heyecanlanıp çırpınıyordu.

"Sen de özledin değil mi?" dedim ve elimi çeneme koyup kolumu koltuğa yasladım ve oğlumu izledim. "Babacı seni... Ben doğurdum seni, beni daha çok sevmen gerekiyor!"

Kaşlarını çattı.

Şerefsize bak hele?

"Babasına laf da söylettirmez!" dedim ve bacaklarının etini sıktım. "Yerim ben bunları!"

Bacaklarındaki etleri ıslak ıslak öpüp ısırdım ve bu onun hoşuna gitti, gülmeye başladığında bende onunla birlikte gülmeye başladım. Minik bebeğim beni çok mutlu ediyordu ve anne olmak başıma gelen en güzel şeylerden biri olmalıydı.

Benim annem, anne olduğumu görememişti maalesef. Ne çok gurur duyardı benimle, ne çok severdi bu minik beyi...

Akan gözyaşlarımı kontrol edemeden parmaklarımı oğlumun küçücük bedeninde gezdirdim ve sessizce ağladım.

Ah annem, çok özlemiştim seni...

Deniz'i kucağıma alıp mutfağa yürüdüm ve tezgahın üzerine koyduğum oyuncak beşiğinin içine koydum oğlumu.

Alihan'ın sevdiği gibi patates püresi, yanına sebze ve kırmızı et hazırlamıştım. Bunları hazırlamak bir saatimi almıştı ve ben ara ara beni merakla izleyen minik oğlumu öpücüklere boğmuştum ve onunla oynamıştım.

Kısa süre sonra kocam kapıdan içeri girdiğinde üzerine gidip ona sıkıca sarıldım ve yanağına bir öpücük bıraktım. "Hoşgeldin sevgilim. İş nasıl geçti?"

"İyi geçti." dedi yanağımı okşayarak. Yanağıma aynı şekilde uzun bir öpücük kondurduktan sonra beşiğinde sallanan oğlumuza yöneldi.

"Aslan parçam," dedi ve burnunu her zamanki gibi boynuna gömdü. Yanağına kocaman öpücükler kondurduktan sonra Deniz güldü. "Babasını da çok severmiş... Tontiş!"

"Çok akıllıydı bugün babası!" dedim onları izlerken.

"Yerim ben onu." dedi ve oğlumuzun çıplak ve tontiş bacaklarına öpücükler kondurdu. "Mis kokulu oğlum benim..."

Tezgaha yönelip ona oturması gerektiğini söyledim. "Hadi otur, yemeğimizi koyayım."

Gülümseyerek oturduğunda gömleğinin düğmelerini açtı ve başını arkaya attı. Yorgun olmalıydı. Yemeklerden bol bol koydum ve kendime de bir tabak hazırlayıp karşı karşıya oturduk. Bebeğimizi yemek sandalyesine oturttuk ve o da uslu uslu bizi seyretti.

Mahkumiyet (+18)Where stories live. Discover now