8/Yedinci Saat

1.4K 134 30
                                    


Bu bölüm de çok uzunmuş asdaghahg

İyi okumalar canlarımm

Katta bulunanlar uyandığımdan bu yana dikkatle bana bakıyorlardı. Sanırım nasıl davranacaklarını kestirmeye çalışıyor, temkinli yaklaşmanın iyi olacağını düşünüyorlardı. Ben ise uykuya dalmadan önceki halimden daha iyiydim. Sessizce yanımdaki büyük olandan ayrılırken oldukça dikkatli davranıyordum.

'Buradan çıkana kadar hiçbir şey olmamış gibi davranalım.' Yeni uyandığım için boğuk çıkan sesini umursamadan konuştuğumda üzerimdeki bakışların yoğunlaştığını hissediyordum.

'Burada çaresizce bekleyip ağlamak istemiyorum artık.'

'Tamam, normal olalım.' Seokjin, sanki her zaman yakın arkadaşmışızcasına kolumdan çekip yanına oturttuğunda küçük bir tebessümle ona ayak uydurdum. Ancak bu şekilde kendime gelebilecektim.

'Ne iş yapıyorsunuz?' Uyandığını fark etmediğimiz Suho, uzandığı yerden konuştuğunda onun da benim gibi düşündüğünü anlamıştım. Burada yapacak hiçbir şeyimiz yoktu ve şu an buradaki insanların zamanını zehir etmeye gerek yoktu.

'Ben ve Namjoon mimarız.' Seokjin omzuma attığı kolunu sıkılaştırıp konuştuğunda odadakilerden onaylama sesleri yükseldi.

'Çok havalı, ben de hep mimar olmak isterdim. Maalesef ailem izin vermedi.' Hoseok söze atlayıp konuştuğunda şaşırarak ona bakmıştım. Sanıyordum ki hepimizden nefret ediyordu. Sanırım yanılmıştım.

'E, ne iş yapıyorsun ki?' Yoongi sordu.

'Savcıyım.' Vay be. Gerçekten havalı bir meslekti. Üstelik savcı olduğunu söyledikten sonraki birkaç saniye içinde gözümde daha da havalı biri gibi gelmeye başlamıştı.

'Ne oldu Jungkook, savcı fetiştin de mi var?' Sehun munzur bir yüz ifadesiyle bakıp bana laf attığında yanaklarımın kızardığını hissetmiştim. Hadi ama, alt tarafı yanlış bir başlangıç yapmıştım.

'Hayır, hyung. Yok.' Sessizce söyleyip oturduğum koltukta iyice alçaldığımda katta birkaç kıkırtı yükseldi.

'Doğru ya, sevgilime yürümüştün ve o da sana kur yapmıştı.' Taehyung gülerek başlattığı cümlesini sinirli gözükmeye çalışan bir yüz ifadesi ile sonlandırmış Jimin'e bakmıştı.

'Hayır, yürümedim!'

'Kimseye kur yapmadım ben.' Jimin ile aynı anda Taehyung'a seslendiğimizde Namjoon kenardan kahkaha atmaya başladı.

'Üzgünüm ama ikinizde fena yalancısınız. Özür dileyerek söylüyorum Taehyung, o an aradaki cinsel gerilimi ben çok net hissettim.'

'Ah, yapmayın.' Ellerimi yüzüme kapatıp derin bir nefes verdiğimde daha çok gülüşmeler duyulmuştu.

'Jimin'in bu kadar flört etmeye açık birisi olması bazen çok zorlu oluyor.'

'Bir dakika bu ne demek? Üstelik belli bir şekilde aramızdaki en flörtöz kişi senken.'

'Bu doğru değil!'

'Evet, doğru. Geçen gece yanımıza gelen çocuğa söylediklerini hatırlatmamı istemezsin herhalde. Üstelik ben yanındayken.'

'Ne olmuş yani, sonrasında onu sikerken bundan hiç de rahatsızmış gibi görünmüyordun.' Ayağa kalkmış ve öncesinde ayağa kalkmış olan Jimin'in karşısına dikilmişti.

'Aman tanrım! Bunları öğrenmek istediğimi hiç sanmıyorum.' Yoongi bağırıp ardından kahkaha attığında Seokjin öne doğru eğildi.

'Ben kesinlikle duymak istiyorum, lütfen devam edin.'

pour nous trois//vminkookTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon