1. Bölüm

18K 641 533
                                    

Merhaba, nasılsınız. Ben çok heyecanlıyım.
Başlıyoruz :)

Yıldıza basmayı unutmayın ve lütfen yorumlarınızı esirgemeyin iyi okumalar..

Başladığınız tarihi bırakır mısınız?

......

🎵Kahraman Deniz- Suç Mahalli

Çocuktum ama hatırlıyordum. Sırf babam üfleyerek iyileştirsin diye koşarak yere düşüşlerimi. O yaraların sızısı dizlerimde, avuç içlerimde, kollarımda ve hatta yüzümde değil, yedi yaşında ki Mihri'nin minicik kalbinde kalırdı ve iyileşmeye mahkûm bırakılırdı.

Baba derken binlerce cam yutmuş gibi acır mıydı hiç insanın boğazı? Acıyordu.
Görmemiş miydi hiç beni sahi? Erkek kardeşim doğana kadar bütün çabam onaydı. Burslu olarak güzel sanatları kazandığımda verdiği tek tepki 'boş işlerle uğraşmaktan vazgeç ve ileride eline bir meslek alabileceğin dallara yönel, böylelikle insanlar da parasını boşa harcamış olmaz.' olmuştu.

Hayallerimi elleriyle parçalamaya meyilli bir canavar gibiydi. Umutlarıma, yarınlarıma, mutluluğuma canavardı ve o adam benim babamdı.
Bu yüzüme tokat gibi çarpan bir gerçekti.

"Abla doydum artık bunu yemesem olmaz mı?"

Yağız'ın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldığımda mavi gözleriyle ve ağzının tıka basa dolu olmasından kaynaklı şişkin yanaklarıyla her zaman ki bana herşeyi yaptırabilecek o bakışı atıyordu. Zoraki tebessüm ederek tabağına baktım ve neredeyse iki kaşıklık bir şey kaldığını gördüm. Bir kaşık bile değdirmediğim tabağımı kenara iterek kardeşime doğru eğildim ve tabaktan az bir miktar yemek alarak kardeşime doğru uzattım.

"Ama bunu yemezsen kocaman adam olamazsın ki, bak çok az kalmış hadi bitirelim ablacım."

Ağzında ki lokmayı sonunda çiğnemeyi bitirip yuttuğunda, alayla elimde ki kaşığa baktı.

"Oldu olacak birde uçak geliyor diye yedir tam olsun abla. Baksana kollarıma hem ne kadar güçlüyüm ben. Yıldırım abiyle yumruk güreşi yaptığımızda onu bile yendim."

Minicik kollarını önümde bükerek şişirerken, kendimi bu çabasına gülmemek için zor tutuyordum. Yıldırım, küçükken Yağız'ı bakan Nesibe teyzenin oğluydu. Ara sıra mahallede ki babasına ait bakkalı işletir, zor durumda kaldığımız zamanlarda da bize yardımcı olurdu. Onun dışında etrafım da bana yaklaşmayan çoğu erkeğin de sebebi olabilirdi. Neyse ki ilişki düşündüğüm şeyler arasında değildi, zamanı olduğunu düşünmediğimden midir bilmiyorum ama bana hislerini açıklayan kimseye onların hissettiği gibi yaklaşamıyordum. Ya da hayatında herhangi birine o şekilde hissettiğim olamamıştı.

Kapının önüne bıraktığı poşet poşet malzemelere gelirsek, her ne kadar buna şiddetle karşı çıksam da, büyük kavgalarımızın sonucunda bile sabah kapımın önüne bıraktığı malzemelerden vazgeçmiyordu. Neyse ki paralarını kısa sürede ödeyebiliyordum, bir de çalışamasaydım bu şu an ki durumumuza bakarsak felaket olurdu.

Yağız yemeğini bitirip odasına çıktıktan sonra, ben de mutfağı toplayarak oturma odasına geçmiştim. Telefonu elime alarak neredeyse bir yıldır biriktirdiğim hesabımda ki parayı kontrol ettim. Aklıma yaptığım plan geldiğinde derin bir nefes alıp verdim. Bunu yapabilirdim, yapmak zorundaydım. Hem Yağız hem de kendi geleceğim için, kurtulmamız için, hayallerimiz için yapmalıydım.

VİSAL/TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now