31: DÜŞEN MASKELER VE DAĞILMIŞ RUHLAR

Start from the beginning
                                    

Hepsinden fazlası da benim kendimi eğittiğim hırsım ve hırsıma kurban gitmeyen zekâmdı.

Bağımsız bir erkek olarak hareket ettim. Bulunduğum yataktan kalktım, gövdem Esved'e doğru dönerken gözlerimi bile kırpmadan yanındaki sandalyeye doğru ilerledim. Bakışlarındaki tatminlik hissini yakalamıştım, bir Tanrı her zaman kendisine itaat edilmesini severdi. Ben burada onun gururunu okşamıyor, kendime verdiğim sözü tutmak için çabalıyordum. Hayatta kalacaksam bir müddet boyunca sözlerini dikkate alırdım. Dikkate alırdım ama boyun eğmezdim. Boyun eğecek bir Tanrı'ya inanmıyordum, ben karşımdaki adamın yüceliğini benimsemiştim sadece.

Sandalyede yerimi alırken, Meriç ve Barbaros'un da karşıma oturduklarını gördüm. Fark ettim de bugün bu odada olan sandalyelerin yeri bile önceden dizilmiş gibiydi. Herkesin yeri belli ve bir plân dahilindeydi. Esved Karayel, bizden önde olduğunu her fırsatta yüzümüze çarpıyordu. Zamir ise rahatını hiç bozmamış, yataktan kalkmayarak sırtını geriye doğru yaslamaya devam ediyordu. Onun kimseden korkusu yoktu, hayattaki en büyük korkusunu kendi elleriyle öldürmüş bir adamdı o.

"Üç gün sonra kıyamet kopacak. Şanslısınız ki size kıyameti haber veren bir Tanrı'nız var." Esved'in gülümseyerek söylediği bu sözler onun dışında kimseyi gülümsetmemişti. Aksine herkes kendi içinde şoka girmiş, zamanın böylesine erken geldiğinden bihaberlerdi. "Hadi ama, senenin başında bu ânı deli gibi beklemiyor muydunuz?" Esved alay barındıran sorusunun ardından içten bir şekilde güldü ve devam etti "Ah, sanırım bir şeyler değişti. Artık birbirinizi öldürmek istemiyorsunuz değil mi? Hatta Leza'dan kaçıp kurtulmak isteyenleriniz bile vardır." Son cümlesini söylerken bakışlarını Meriç ve Barbaros ikilisine çevirdi. "Değil mi, Meriç?"

Meriç kafasını yana doğru yatırarak ifadesiz bir şekilde Esved'in tavırlarını izledi. "Sonsuza kadar beraber olmak istiyorsanız, size bunu sağlarım. Biliyorsunuz, kaçmak bir işe yaramaz." Tek kolunu kaldırarak deri koltuğunun arkasına attı ve aynı Meriç gibi tehditkâr bakışlarına büründü. "Ölüm, beraber olmanız için yeterince uzun bir süre." Onlara ölümden bahsediyordu fakât bahsettiği ölümün bir kurtuluş olmadığını buradaki herkes biliyordu. Birbirlerinin aşklarında boğulmuş bedenler, yaşamı tattıktan sonra sonsuz bir acıyı istemezlerdi. Onlar savaşı gerçekten bir kaçış olarak düşünüyorlardı ama bunu başarabilecekler miydi?

"Burada sevenler birbirini öldürür Esved, senin kimseyi sevmediğini biliyoruz." Meriç'in kurduğu bu cümle aslında çok can yakıcıydı. Sevenlerin birbirini öldürdüğü bir dünya, ızdırapların en büyüğü Leza'nın ta kendisiydi. "Sevenlerin birbirlerini öldürmesi için gereken nedeni ben veririm. Dua edin ki sizin için o nedeni yaratmayayım." Yıkıcı sözlerinin üzerine gözdağı verircesine gülümsedi. "Eğer o nedeni yaratırsam, ilk kimin silahı çekeceğini çok iyi biliyorum." Öyle imalı bakmıştı ki karşısındaki bedenlere, Barbaros bile duyduğu bu gerçekliğe sağır olamamıştı. Dudaklarını birbirine bastırarak sessizliğini korudu, onun ilk deha öfkesini dizginlediğini gördüm.

Esved tek bir cümlesiyle insanları birbirinden soğutabilirdi. Zaaflara karşı oynamayı çok iyi başarıyordu. Hem imrenilecek, hem de korkulacak bir durumdu bu. "Üç gün kala içimizdeki öfkeyi alevlendirip, savaşta da seni öldürmemizi mi istiyorsun? Emin ol biraz daha devam edersen, hepimiz sana karşı birlik olacağız."  Korhan sakin ama temkinli bir sesle konuştuğunda, Esved kaşlarını kaldırdı. "Eğer bana karşı birlik olmasaydınız, şuan karşınızda değil de aranızda olurdum." Haklıydı, buradaki herkesin Esved'e karşı cephe aldığı belliydi. Onlar hep birlikte gülüp eğlenebilirken, Esved'in gelişiyle suspus oluyorlardı.

"Sanki bu senin isteğin dışında gerçekleşmemiş gibi konuşma. Sen isteseydin, aramızda olmayı seçerdin Esved." Korhan tekrar konuştuğunda, bugün herkesin öfkesinden arınmış bir şekilde konuşuyor olması beni şaşırtmıştı. "Ya da siz, benim isteğim ile gerçekleştiğini düşünerek, zaten icinizde olan arzuyu kolaylıkla kabûl ettiniz." Tok bir ses ile konuştu Esved, öyle ki Korhan kaşlarını çatarak yerinden doğruldu. Ayağa kalkmadı ama sırtı dimdik duruyordu. "Sakın manipüle etmeyi deneme! Sana kim olduğumu tekrar hatırlatmak istemiyorum." Kendinden emin sesi ortamda varolan gerginliği hat safhaya çıkarırken, Esved ellerini iki yana açarak sırıttı. "Kim olduğunu hiç bir zaman unutmadığım için buradayım Korhan, amacım diğerlerine de bunu öğretmek."

1049 | BxBWhere stories live. Discover now