-ÖZEL BÖLÜM-

313 16 2
                                    

"Abi lütfen?" diyerek itiraz etmeye devam ettim. Abim onaylamazca bana bakarken hala ısrar ediyordum. Banane idi işte. O korku tüneline girmek istiyordum. 

"Olmaz dedim Balım. Gitmemiz gerek. Biletimiz kalmadı bak." 

"Ya al iki tane lütfen. Ne olacak sanki ya!" 

"Hayır dedim, hadi gidiyoruz." 

Gözlerim dolmuşken tekrardan şansımı denemek için ağzımı açmıştım ki bir çocuk bize doğru yaklaştı. Yanımızda durunca silkelenip kendime geldim. Abim çocuğa bakarken çocuk elini ensesine atıp abime baktı. 

"Şey az önce konuşmanıza istemeden kulak misafiri oldum da, bende iki bilet vardı isterseniz kardeşinizle binebilirsiniz." 

Abim çocuğa hala bakarken çocuk değişik bir tepkiyle devam etti. 

"Yani korku tüneline demek istemiştim. İsterseniz gidebilirs-" 

Çocuğun sözünü kesin dille abim kesti. 

"Gerek yok. Ben o yere girmem." 

Hemen atıldım. 

"Ben girerim. Çok sağ ol." diyerek gülümsedim çocuğa. 

Çocuk da bana gülümsedi. 

"Ben de aslında binmek istiyordum eğer tek bineceksen beraber binebiliriz?" dedi sorarcasına. 

Başımı sallayarak onayladım çocuğu. Abim ifadesiz şekilde bana bakarken ufak bir tebessüm ederek korku tünelini işaret etti. Gülüp çocuğu beklemeden korku tüneline gitmeye başladım. Çocuk da ardımdan neşeli bir şekilde gülmüştü. Duymuştum yani. 

Çocukla beraber yan yana koltuklara oturup beklemeye başladık. Görevli gelip oyuncağın korumasını kapattı. Ve bizden biletleri alıp uzaklaştı. 

 Tren çalışırken çocuk bana baktı. 

"Adım Sinan bu arada." 

"Benim adım da Balım." 

"Memnun oldum güzellik."

Gülümsedim. Ve cevap verdim. 

"Bende öyle." 

Tren ilerlemişken etrafın artık siyahlaştığını gördüm. Heyecanla beklerken neden bu lunaparka bu kadar fazla gelip de bu korku tüneline girmediğimi düşündüm. Derken önüme birden kocaman bir örümcek çıkınca dalgınlıkla çığlık attım. 

Sinan gülerek bana baktı. 

"E sen baştan korktun ama olmaz ki böyle." 

Çirkef tavrımı takınıp cevapladım onu. 

"Hiçte bile, korkmakla ben yan yana bile gelemeyiz." 

Cevap verir vermez omzuma dokunan bir şeyle tekrardan çığlığı bastım. 
Sinan tekrardan güldü ama bu sefer kahkaha gibiydi. 

"Tamam korkmak ve sen yan yana gelmeyin. Sen şimdi ondan da korkarsın falan, aman aman yani." dedi ve tekrardan güldü. 

Hafifçe kafasına vurunca biraz daha kıkırdayıp sustu. Tünelin sonuna kadar hafif kavga ederek tüm yolu bitirdik. 

Ben çoğunlukla ona kızmıştım o da çoğunlukla gülüp eğlenmişti. Ama hakkını vermek lazımdı güzel gülüyordu. 

Trenden inince abime koşup sarıldım. 

"Artık gidelim mi prensesim?" 

"Tabiiki gidebiliriz abiciğim." 

Sinan'a dönüp baştan teşekkür ettim ve birbirimize gülümsedik. Tam arkamı dönmüştüm gidiyordum ki Sinan bağırdı. 

Dönüp baktığımdaysa koşup geldi ve elindeki kağıdı bana verdi. Telefon numarası yazıyordu. 

"Başka zamanlarda görüşmek üzere güzellik." 

Sevimlice gülümseyip onu tekrarladım. 

"Başka zamanlarda görüşmek üzere!" 




***********


Hepinize tekrardan selamlar canlarım. Başka bir özel bölümle burdayım. Balım ve Sinan'ın asıl tanışma sahnesini yazdım. Hepinize iyi okumalar ve iyi geceleerrr! 

HAYATIM // YARI TEXTİNG \\Where stories live. Discover now