-30-

993 49 21
                                    



"Sinan." dedim derin bir nefes alarak. 

"Efendim." 

"Şey, belki çok kısa bir zaman oldu ama senden hoşlanıyorum." 

"Bende senden hoşlanıyorum Balım. Hatta benim duygularım biraz hoşlantının ötesinde." 

Gülümseyerek Sinan'a baktım. Eliyle ensesini kaşıyordu. Ay, utanmıştı garibim. 
Kıkırdayarak önüme döndüm. 

"Neye gülüyorsun bakayım sen?" diyerek ayağa kalktı Sinan. Üzerime doğru eğilip beni gıdıklamaya başlayınca gözümden yaş gelene kadar kahkaha attım. 

En sonunda Sinan'ı ittirip kanepede doğruldum. Sehpada olan telefonumu alıp abimi aradım. 

"Alo abi." 

"Evet, abiciğim." 

"Evet, evde çok sıkıldım." 

"Tabiiki olur." 

"Tamamdır bekliyorum." 

Telefonu kapatıp cebime koydum. Kanepeden kalkıp odama doğru yol almaya başladım. 

"Nereye?" diye sordu Sinan. 

Arkama dönmeden cevap verdim. 

"Odama gidip üstümü değişeceğim. Abimin bana bir sürprizi varmış."

"Nereye gideceğinizi biliyor musun ki?" 

"Sanırım davet gibi bir yere gideceğiz. Yoksa en güzel elbiselerini giy demezdi." 

"Fazla güzel olma da." 

En son Sinan'ın böyle dediğini duymuştum ve odama girmiştim. Siyah mini elbisemi çıkarıp giydim. Her ortama hitap eden bir elbiseydi. 



Ayağıma da topuklu ayakkabılarımı geçirip odamdan çıktım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Ayağıma da topuklu ayakkabılarımı geçirip odamdan çıktım. Kapı zilini duyunca Sinan'ın yanına uğramadan kapıya doğru ilerledim. 


Kapıyı açtığımda bana bakan abime gülümsedim. 

"Merhaba abiciğim." 

"Merhaba canım." diyerek içeri girdi abim. 

Sinan da o sırada yanımıza gelmişti. Ve gözleri resmen 'Bu elbiseyi giyme.' diyordu. Ama tabiiki abim olduğu için bir şey diyemiyordu. 

Abim Sinan'a baş selamı verip bana döndü. 

"Hadi gidelim prensesim." 

"Gidelim abi." diyerek abimin koluna girdim. 

Sinan da arkamızdan bizi takip ederken evin dışına çıktık. Evin kapısını kilitleyip abimin arabasına doğru yürümeye başladık. Arabanın önünde durunca Sinan'a döndüm. 

"Gelecek misin?"

Sinan stresli bir şekilde bana baktı. 

"Gelemeyeceğim maalesef. Abim kaza yapmış onun yanına gideyim." dedi. 

"Bir şeyi var mı abinin? İyi mi?" 

"İyiymiş. Gidip bir bakayım." 

"Tamamdır. Görüşürüz." 

Başını sallayarak uzaklaşmaya başladı Sinan. Biz de abimle gideceğimiz yere gitmeye başladık. 



YARIM SAAT SONRA 


Etrafımdaki insanları incelerken neden burada olduğumu sorguluyordum. Benim bildiğim davetler parti gibi olurdu. Bu davet çok sıkıcıydı. Üstüne üstlük Şeyma da buradaydı. Şeyma'nın neden burada olduğuyla ilgili de hiç bir fikrim yoktu. 

Şeyma nihayet oturduğu masadan kalkınca bende oturduğum yerden kalktım. Kendime eğlence olarak Şeyma'yı seçmiştim. Ve nihayet Şeyma ile uğraşabileceğim bir fırsat yakalamıştım. 

Şeyma girilmesi yasak olan arka bahçeye gidince bende onu takip ettim. Nereye gidiyordu bu? 

En sonunda Şeyma biraz daha yürüyünce durdu. Birden arkasını dönünce irkilip kenardaki duvarın arkasına saklandım. 

Şeyma birisiyle konuşuyordu ama duymuyordum. Gizlice bakmaya çalışıyordum ama konuştuğu kişinin yüzü de görünmüyordu. Tahmini beş dakika daha olduğum yerde durunca Şeyma'nın fingirdeşmelerini bekleyemem düşüncesiyle olduğum yerden çıkacaktım ki Şeyma'nın konuştuğu kişiyi öpmesiyle durdum. 


Kocaman şoklar yaşıyordum. Sinan Şeyma'nın iki yanına ellerini koymuş ve Şeyma'nın öpücüğüne karşılık veriyordu. İçime çöken hüzünle derin bir nefes aldım. 

Dolan gözlerimi silip çabucak buradan uzaklaşmaya başladım. 

Gerçekten bu kadar mı değersizdim Sinan? 


************

Merhaba sevgili okuyucularım,
yeni bölümle karşınızdayım. Umarım güzel bir bölüm olmuştur.

Desteklerinizi bekliyorum. Keyifli okumalar! 

HAYATIM // YARI TEXTİNG \\Where stories live. Discover now