6. Bölüm

658 61 225
                                    

...

Gözlerimi araladım. Hava hafiften aydınlıktı. Ama karanlık bulutlar ele geçirmişti gökyüzünü. Bu sefer her zamankinden farklı bir yerde uyanmıştım. Başta anlamadım ama başımı kaldırmadan bir süre etrafa göz gezdirince dün geceyi hatırladım.

Başımı toprak zeminden kaldırdım. Emilie Agreste yazısına baktım. Sonra da fotoğrafa. Yalnız kalmak istemediğim için geceyi burada geçirmiştim. Huzurlu ve güvende olduğum yerde.

Derken gözlerimin önüne toprak inmesiyle refleks olarak gözlerimi kapattım. Yumruğunu tersiyle gözlerimi ovuşturdum ve gözlerimi açtım. Ellerimi saçlarıma götürdüm. Tahmin ettiğim gibi, saçlarım toz toprak olmuştu. Burda kaldığım geceler genelde olurdu bu. Yavaşça doğrularak kalktım. Ellerimle saçlarımı silkeleyip tam anlamıyla olmasa da temizledim.

Saate bakmak sonunda aklıma gelmişti. Sopamdan saate baktım. 05.44 yazıyordu. Nathalie odama genelde saat 7 civarı gelirdi. Uykumu halen açamamıştım. Gözlerimi tekrar ovuşturdum. Bu sefer etrafı bulanık görmeye başladım. Umursamadan sağ dizimin üstünde çöktüm. Mermer taşa yaklaştım ve annemin fotoğrafına bir öpücük kondurdum. Mermer taşı soğuktu. Dudaklarım üşüse de öptüm. Sonrasında mermerden fotoğrafın olduğu yeri okşadım.

Ne kadar hatırlamıyorum, bir süre fotoğrafa öylece bakıp baş parmağımla fotoğrafı okşadım. Sonrasında kendime geldim ve ayağa kalktım. Vakit kaybetmeden eve gittim.

Yatağa oturdum ve geri dönüştüm. Plagg halsiz bir şekilde avucuma düştü. Bütün gece dönüşük kaldığım için olmalıydı. Plagg'i sol elime aldım ve değneğimden tutunarak kalktım. Kırmızı dolabın hemen altındaki çekmeceden bir kutu kamamber çıkarıp yatağa geri oturdum. Plagg'i dizimin üstüne yatırdım. Kutunun kapağını açmamla kendine geldi ve şapırdatmalar çıkararak kutunun içinde adeta daldı.

O kamamberlere saldırırken kalktım ve gardırobuma yöneldim. Değneğe dayandım ve üstüme birkaç kıyafet çıkarıp yatağa attım. O sırada Plagg yatağa attığım kıyafetlerin altında kalmıştı.

"Hey! Dikkat etsene sahip! Kamambertlerimle rahat rahat aşk bile yaşatmıyorsun!" Gevezeliğinu sevmesem de bu hali komik gelmişti. Hafif kıkırdadım.

"Üzgünüm Bay Plagg. Bidahakine olmayacak." Bunu derken sırıtıyordum. O ise kıyafetlerin arasından kurtulmuştu.

"Bence de olmasın. Ve bu kıyafetler de ne?"

Havlumu omzuma attım ve banyoya yöneldim.

"Duş alacağım Plagg. Sakın daha öncekiler gibi yokluğumdan yararlanma."

"Ah hadi ama bir buçuk saatten önce çıkamıyorsun. Bir buçuk saat -belki daha fazla- sensiz ne yapmamı bekliyorsun ki."

"Eşyalarımı karıştırmak hariç her şeyi yapabilirsin." Banyoya girdim. Yalandan sırıtarak el salladım. Kapıyı yüzüne kapattım.

Ilık bir duşun ardından odaya döndüm. Plagg kutunun içinde uyuyakalmıştı. Dili dışarı düşmüştü. Onu görünce nedensiz yüzümü küçük bir gülümseme aldı. Yatağa oturdum. Onu kutuyla beraber yatağın hemen kenarındaki komidine koydum. Üstümü giyindikten sonda sırtüstü yatağa uzandım. Gözlerimi kapatıp kollarımı iki yana açtım. Saçlarım alnımı ıslatıyordu. Bu aralar fazla uzamışlardı. Ama kesmek istemiyordum. Annem saçlarımı çok severdi. Hep saçlarımı okşardı benim. Kesmemi istemezdi. O yüzden ne kadar uzarsa uzasın, kesmeyecektim.

Ellerimle alnımdaki ıslak saçlarımı geriye doğru, yatağa uzattım. Yatağın ıslaklığını hissedebiliyordum. Fazla da umursamıyordum açıkçası.

İçimde Kaldı... | Miraculous ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin