"Ananın amı oluyor Kaan." dediğinde hepimiz öylesine şaşırmıştık ki... Atlas yumruk yaptığı eliyle kapak yapıp başını salladığında çocuğun bakışları bize döndü.

"Ne diyorsun Ayça kim bu şerefsizler." Öfke dolu sesiyle beraber bize yaklaşmaya başl

"Ben burada senden başka şerefsiz göremiyorum?"

"Ne biçim konuşuyorsun sen Ayça?! Sevgilinim ben senin sen yanlış anladın bizi, biz sadece çarpıştık." dediğinde dudaklarımın arasından alaylı bir gülüş çıktı. Çocuğun bakışları bana döndüğünde üzerime doğru bir adım attı. Atlas hemen önüme geçip beni arkasına aldı.

"Ya bir siktir git Kaan gerçekten. Eski saf Ayça yok senin karşında!" Ayça bağırdığında Kaan diretmenin bir faydası olmayacağını anlamış olacak ki yavaşça yanına yaklaştı.

"Bebeğim gerçekten özür dilerim. Her şeyi düzelt-"

"Kızı rahat bırak birader!" Atlas sertçe sözünü kesti. Yumuşak bakışları anında sertleşirken bir anda Ayça'nın kolunu tuttup zorla ayağa kaldırdı.

"Beni dinleyeceksin! Öylece her şeyi bitiremezsin!"

"Lan bırak kızı!" Atlas sertçe ittirdiğinde kolu yan tarafa düşerken hemen Ayça'yı kendime doğru çekip biraz geriye yürüdüm. Şimdi ne olursa olsun onu yalnız bırakamazdık, bu şiddet meyilli iğrenç yaratığın ona zarar vermesine izin veremezdik.

"Sana ne oluyor orospu çocuğu!" diğer çocuk Atlas'ın yanağına bir yumruk attığında korkuyla Ayça'yı hala tutmaya devam ederken canı acıyan arkadaşıma koştum.

"İyi misin Atlas, kalk hadi gidelim." Atlas beni umursamadan diğerinin üzerine atladı.

"Bırak lan sevgilimi!" Kaan üzerime yürüdüğünde korkuyla sessiz sessiz ağlayan Ayça'nın önüne geçtim.

"Dokunma ona!" diye bağırdığımda boğazımdan tuttu.

Elini yumruk yaptığında yıllardır tadını iyi bildiğim yumruğu yine yiyeceğime emindim. Gözlerimi sıkıca kapatıp bana bir şey olursa Ayça'yı yakalamasın diye onu ittirdim kolundan.

Yumruk benim değil, onun suratına inmişti.

Hem de Onur tarafından.

"Evveliyatını siktiğimin pezevengi! Sen kime el kaldırıyorsun orospu çocuğu!" Var gücüyle bağırıp Kaan'ın üzerine çıktı ve ardı arkası kesilmeyen yumruklar atmaya başladı. Varlığını yeni fark ettiğim Mete de diğer çocuğun üzerinde alabildiğine yumruk atıyor, Atlas da tekmeliyordu.

Ne zaman geldiklerini, bizim burada olduğumuzu bilerek mi yoksa tesaf mü olduğunu bilmiyordum.

Ortalık savaş alanına dönmüştü.

Kaan denen çocuğun ağzından bir dolu kan aktığında kendime gelip Onur'u tuttum.

"Bırak Onur elinde kalacak şimdi!" Kolunu benden kurtarıp vurmaya devam etti.

"Eve git Bulut!"

"Onur lütfen yapma öldüreceksin." Ölmesi değildi umrumda olan; bu salaklar ölürse muhtemelen hepimiz hapsi boylardık.

"Eve git!"

Kaan'ın yüzü kandan görünmüyor, ayağa kalkıp Onur'a karşı koyacak gücü bile kendinde bulamıyordu.

"Ne olur dur artık..." Yalvarır gibi çıkan sesimle ağır ağır durdu. Üzerinden kalkıp son bir tekme savurduğunda yeniden üzerine atlamasın diye kolunu tuttum. Ayça da Meteler'i ayırmıştı.

Elma Ağacı (bxb)Where stories live. Discover now