Hyunjin elini kaldırıp cevapladı. ''Sadece ÇAD ile yetinmeyecekleri ortada olan eski Kuzey Amerika bölgesi, Rusya ile savaşmak için bir araya geldi. Rusya ile savaşmak da daha kolaydı, çünkü Çin de arazilerini çalmak için Rusya'ya saldırıyordu.''

   Chae-rin, gururla gülümsedi. ''Evet. Peki, kim Rusya ile olan savaşa liderlik etmişti?''

   Tüm oda cevabı haykırdı: ''Gregory Illea!'' Erkeklerden bazıları alkışlamışlardı bile.

   Chae-rin kafasını salladı. ''Ve bu da ülkenin kurulmasına yol açtı. ÇAD'nin müttefikleri güçlerini birleştirdiler; Birleşmiş Devletler'in itibarı öylesine zedelenmişti ki hiç kimse o ismi tekrar almak istemedi. Böylece, Gregory Illea'nın adı ve liderliği ile yeni bir millet doğdu. O, bu ülkeyi kurtardı.''

   Seungmin elini kaldırdı ve Chae-rin de ona söz verdi. Hayretle, ''Bazı yönlerden bakılırsa, bizler de onun gibiyiz. Demek istediğim, bizler de ülkeye hizmet edebiliriz. O, parasını ve bilgisini bağışlayan sıradan bir vatandaştı ve her şeyi değiştirdi,'' dedi.

   Chae-rin, ''Güzel bir nokta,'' dedi. ''Aynı onun gibi, içinizden biri yükselerek, kraliyet ailesine katılacak. Gregory Illea, kraliyet ailesiyle evlenen aile üyeleri nedeniyle kraliyet mertebesine erişti ve sizler de bu aileden biriyle evleneceksiniz.'' Chae-rin huşu içindeydi ve Minho elini kaldırdığında, bunu fark etmesi zaman aldı.

   ''Hımm, neden bunların hiçbiri herhangi bir kitabımızda yok? Olsaydı çalışabilirdik?'' Ses tonundan, rahatsız olduğu belli oluyordu.

   Chae-rin kafasını sağa sola salladı. ''Sevgili erkekler, tarih çalışarak öğrenilmez. Sadece bildiğindir.''

   Yohan, bana doğru dönerek fısıldadı, ''Ama görünen o ki bilmiyoruz.'' Kendi şakasına gülümseyip tekrar Chae-rin'e odaklandı.

   Nasıl da hepimizin farklı farklı şeyleri bildiğimizi ya da gerçekler hakkında ne gibi tahmin yürüttüğümüzü düşündüm. Neden bizlere tarih kitabı verilmiyordu ki?

   Birkaç sene önce annem, İngilizce dersinde okumak istediğim kitabı seçebileceğimi söylediği için annemle babamın odasına girdiğimi hatırladım. Seçeneklerimi gözden geçirirken, arka köşede kalın, eski bir kitabı fark etmiş ve çekip almıştım. ABD tarihi kitabıydı. Birkaç dakika sonra babam gelmiş, ne okuduğumu görmüş ve bundan kimseye bahsetmediğim sürece sorun olmayacağını söylemişti.

   Babam, sır tutmamı söylediğinde kayıtsız itaat etmiştim ve tüm o sayfalara bakmak çok hoşuma gitmişti. Eh, hâlâ okunabiliyor olanlara tabii. Birçok sayfa yırtılmıştı ve kitabın kenarları sanki yakılmış gibi görünüyordu fakat orada eski Beyaz Saray'ın bir fotoğrafını görmüş ve eskiden tatil günlerinin nasıl geçtiğini öğrenmiştim.

   Önüme serilmeden önce, gerçekleri sorgulamak asla aklıma gelmemişti. Neden kral tahminler yürütmemizi istiyordu?


   Flaşlar tekrar patladı, Chanyeol ve Taeil'i neşeyle gülümserken yakaladı.

   ''Taeil, çeneni birazcık aşağıya eğ, lütfen. İşte bu.'' Fotoğrafçı, odayı aydınlatarak bir poz daha çekti. ''Sanırım bu yeterli olacaktır. Sıradaki kim?'' diye seslendi.

   Fotoğrafçı tekrar başlaman önce, Jae-hyun, etrafında dizilen bir grup hizmetçiyle beraber yan taraftan geldi. Taeil, hâlâ Chanyeol'ün yanındaydı ve flört edercesine bir  şey söyleyerek ayağını yere vurdu. Chanyeol ise sessizce cevap verdi ve erkek kıkırdayarak uzaklaştı.

   Dün gördüğümüz tarih dersinde, bu fotoğraf çekiminin sadece halkı eğlendirmek amacıyla gerçekleştirileceği söylenmişti fakat gerçek bir önemi olduğunu düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Bir derginin editörü, bir prensin dış görünüşüyle ilgili bir makale yazmıştı. Makaleyi okuma şansım olmadı fakat Seungmin ve diğer erkeklerden bazıları okumuştu. Ona bakılırsa, bu fotoğraf çekimi, Chanyeol'ün gerçekten asil bir duruşu olan, fotoğraflarda yanında uyumlu görünen ve posta pulunda da hoş duracak birini bulma ihtiyacıyla ilgiliydi.

꧁SELECTİON꧂Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ