17

14.8K 742 70
                                    

''Pişt''

''Pişt Mira''

''Mira, kızım kalksana ya!!!''

Ak sakallı dede? 

''Kalk işimiz var gidiyoruz.''

Ne işi ya. Ak sakalı dede değil misin sen git kendi işini kendin yap. Rüyama giren ak sakallı dede de benim gibiydi.

''Mira!''

''Tövbe bismillah. Ne kızıyon dede ya.''

''Kızım ne dedesi. Kalk gidiyoruz.''

 Karanlıkta gözlerimi kıstım daha iyi görebilmek için. Boran abi değil mi o ya!

''Abi ne işin var burda ya?''

''İşimiz var kalk''

''Ne işi?''

''Mira, Arslan abime yakalanmadan çıkmamız lazım.''

Lan beynim! Derhal kendine gelmen lazım.

''Niye ki?''

''Mira hadi ya randevu aldım hoca bizi bekliyor.''

''Abi Allah aşkına tane tane anlat. Hiç bir şey anlamıyorum. Ne hocası?''

''Kurşun döktüreceğiz.''

Beynimde çakan şimşekleri hissetmiştim. 

''Hadi gidelim.''

Boran abi beni aniden kucağına alınca çığlık atmamak iççin zor tutmuştum kendimi.

''Abi üstümü değiştirseydim.''

Yani inek desenli pijamalarım ile pek güzel bir görüntü oluşturmuyordum. İyi ki kedili olanı giymemiştim o daha felaketti. Boran abi beni umursamadan sessizce kapıyı açtı. Merdivenleri kaplumbağadan daha yavaş bir şekilde indikten sonra dış kapıyı açtı. Dışarı çıkınca koşar adımla bahçeden çıktı.

''Abi nereye ya?''

''Sessiz ol Mira daha tehlikeli bölgeyi geçmedik. Arabayı mahallenin girişine park ettim.''

Arabaya binince Boran abi öyle bir nefes vermişti ki karşiki dağlar yıkılmıştı resmen. Arabayı çalıştırınca saat gözüme çarptı. 

01.50 mi? Allah aşkına bu saatte nereye gidiyorduk. Uykum tekrar gelince esnemiştim. Soruları sonraya bırakıp gözlerimi kapattım. Şu anda daha önemli bir işim vardı. O da uyku.

''Mira! Geldik uyan artık. Mira!''

Boran abinin sesini bilmem kaçıncı kez duyunca sinirle gözlerimi açtım.

''Ne var!''

''Hadi in geldik.''

Boran abi arabadan inip ilerleyince gözlerimi devirdim. Nasıl gelmemi bekliyordu acaba. Uçarak mı? Ayağım sakattı benim ayağım. Boran abi gelmediğimi fark etmiş olacak ki geri gelip kapımı açtı.

''Mira gelsene.''

Allah'ım şimdi imdat diye bağıracağım.

''Nasıl gelebilirim sence. Zıplayarak mı. Kanguru muyum ben?''

Boran abi sonunda ayağımın sakat olduğunu hatırlamış olacak ki beni kucağına aldı. Geldiğimiz sokağa bakarken yutkundum. Hiç de tekin bir yere benzemiyordu.

Sokakta tek tük sokak lambası vardı. İlerde bir tane sokak lambası yanıp sönüyordu sürekli. Ve bu ortamı daha korkutucu yapıyordu. Boran abi ilerlerken çöp konteynırının yanında yerdeki taşlarla oynayan adamı görünce korkuyla Boran abiye daha çok sarıldım. İlerledikçe insanlarda artmaya başlamıştı. Ve hepsi değişik tiplerdi.

EVİMWhere stories live. Discover now