58.BÖLÜM: DAVET

1.4K 68 24
                                    

Oy↙️↙️↙️ ve bol bol yorum atmayı unutmayın. Sizleri seviyorum💙❤️. İyiki varsınız. İyi okumalar...

4 yıl sonra
Bugün ümiversiteden dereceyle mezun olacağım gündü. Hemen yataktan kalkıp üzerimi değiştirdim. Çok mutluydum. Burakla muhteşem bir üniversite geçirmiştik. Tatillere gitmiş piknikler yapmış ve bir sürü anı biriktirmiştik. Selinler dün diplomalarını almış ve gece buraya gelmişlerdi. Bizde diplomamızı alınca hep birlikte kutlama yapabilirdik. Evden cübbemide giyip çıktım. Annem arabada beni bekliyordu. Ön koltuğa oturdum ve emeklerimin sonucunu almak için yola çıktım.

Burak önümde bende hemen arkasındaydım. Her bölümden en iyi dereceye sahip bir kişi diplomasını herkesin önünde alıyordu. Burakda bende kendi bölümlerimizde en yüksek dereceyle mezun oluyorduk.
Hoca "Burak Özcan" dedi ve diplamayi eline aldi. Yüksek bir alkışla Burak hocanın yanına gitti ve diplomasını aldı. Daha sonra bana dönerek güldü ve sahneden indi.
Hoca "Eylül Karaman" dedi ve bana baktı. Evet Eylül Karamandım ben. Annemle dedemin soyadını almaya karar vermiştik. Artık bende bir karamandım. Yavaşça hocanın yanına gittim ve elinden diplamami aldım. Etrafa bakınca dedemi, annemi, anneannemi ve bizimkileri görebiliyordum. Onlara gülüp sahneden indim ve burağın yanına gittim. Bizimkilerin yanına gittigimizde herkesle teker teker sarıldık.
Selin "sonunda bitti üniversite bunu kutlamalıyız." Dedi.
Anneannem "biri kutlama mı dedi? Kutlama varsa bensiz olmaz." Dedi ve gülmeye başladı. Herkes ona gülerken aklına bir fikir gelmiş gibi durdu ve konuşmaya başladı
"bir davet vermeye ne dersiniz? Uzun zamandır bende vermiyordum. Hem eylülü dostlarımızla tanistirmis oluruz." Dedi ve dedeme baktı.
Dedem "sen nasıl istersen." Dedi.
Anneannem "o zaman itiraz yok üç gün sonra davet düzenliyoruz." Dedi ve heyecanlica güldü. Hâlâ çocuk gibiydi ama bu güzel bir şeydi. Onunla çok iyi anlasabiliyordum.

Üç gün sonra
Bugün davetin olduğu gündü. Hepimiz çok heyecanliydik ama selinin ayrı bir heyecanı vardı.
Selinin çekiştirmesiyle yatağımdan kalktım. Dün gece elifle bizde kalmislardı. Biraz geçe kaldığımız için tam uykumu alamamistim. Kahvaltı masasına oturduğumda saate baktım.
"Yuhh! Saat daha altı." Dedim. Selin koluma bir çimdik attı ve
"Daha ne kadar uyumayı planlıyordun?" Dedi tehditkar bir şekilde. O sırada gözüm masada uyuklayan Elif'e kaydı. Selinin Elif'i nasıl kaldırdığını çok merak ediyordum. Kendisi top patlasa bile uyanmayacak potansiyele sahipti. İçimden geçirdiklerime güldüm ve ayağımla masanın altından Elif'in bacağına bir tekme attim. Elif birden yerinden sıçradı ve bana 'hain' dercesine bakışlar atmaya başladı.
Elif "sabahın bu saatinde neden kalktık acaba?" Diye sordu. Haklıydı.
Selin "hazırlanmak için." Dedi ve güldü.
Elif "iyide balo akşam saat yedide. Onüç saat boyunca neden hazırlanıyoruz?" Dedi. Ona katıldım. Bu haklı bir isyandi.
Selin derin bir nefes aldı ve saymaya başladı "güzellik maskeleri, makyaj, saç, ağda, elbise, evi toparlama, yemek yeme derken zaten tüm gün biticek. Daha geç kalksak yetişemezdik." Dedi. Bir yandan haklıydı çok işimiz vardı ama saat onikide bile kalksak hepsini her türlü yetistirirdik. Daha fazla konuyu uzatmayacaktim çünkü elifinde gözlerinden anladığım gibi kahvaltıdan sonra ikimizde uyuyacaktik ve selinin bu planımızdan tabiki haberi olmayacaktı.

Burak'tan
Yanıma Berke ve merti almış ve alışverişe çıkmıştım. Bugün benim için çok özel bir gündü. Eylülle yaklaşık beş senedir sevgiliydik ve hayatımın en güzel zamanlarini onunla birlikte geçirmiştim. İyi günümde kötü günümde her zaman o benim yanımda olmuştu. Sevgisini en derinden bana hissettirmisti. Artık vakti gelmişti. Onunla hayatlarımızı birlestirmemizin vakti gelmişti. Ona bugün evlenme teklifi edecektim. İlk defa bu kadar heyecanlı hissediyordum. Eylül'ün evet diyeceğine emindim ama yinede içimdeki korkuyu yok edemiyordum. Onsuz bir hayat geçirmek istemiyordum. Günün her anında yanımda olmasını, istediğim her an onun o muhteşem gülüşünü görmek istiyordum. O benim için çok özeldi. Daha önce tanıdığım hiç kimseye benzemiyordu. Onu kaybetmeyi geçtim bunu düşünmek bile beni korkutuyordu. Berkelerle daha önceden hazirlattigim yüzüğü almak için kuyumcuya girdik. Eylül pırlanta sevmezdi. O tarz şeyler hem ona abartı hem de gereksiz geliyordu. O sırada eylülle önceden konustugumuz bir anı aklıma geldi.

Çete GüzeliWhere stories live. Discover now