Birbirlerine düşman olan iki üvey kardeş ve çeteleri... Ve bu iki çete arasında kalan bir çete güzeli... İki çeteninde ilgisini çeken eylül bakalım bu durumun içinden nasıl çıkacak?
Bu roman amatörce yazılmıştır. Lütfen yorumlarınızla yardımcı...
Mesaj kimden bilmiyordum ama hemen balkon kapısına koşmama neden olmuştu. Aşağıda gördüğüme inanamıyordum. Burak arabasının kapısına yaslanmış bana bakıyordu. Telefonunu bana salladı ve bir şeyler yapmaya başladı. O sırada telefonumun mesaj sesi duyuldu.
Orda öyle bana mı bakıcaksın yoksa kapıyı açıcak mısın? Yada gelip zili mi çalmalıyım?
Yazdığı şeyle birden ileri geri yürümeye başladım. Neden gelmişti bu saatte onu eve alamazdım. Bende aşağıya inemezdim ne yapıcaktım. Ne yapıcağımı düşünürken bir mesaj daha geldi.
1 dakikan var beklemeyi sevmem.
Gelen mesajla koşarak odamdan çıktım. Sessiz ama hızlı bir şekilde kapıyı açtım. Burak bana doğru gelirken kapıyı hafif çekerek dışarı çıktım. Sessiz konuşmaya özen göstererek "senin bu saatte burda ne işin var?" "beni içeriye almiyacak mısın?" gerçekten delirmiş olmalıydı. Gecenin bu saatinde odama bir erkeği tabiki almiyacaktım. "saçmalama burak tabiki almiyacağım. Noldu neden geldin bu saatte önemli bir sebebi vardır umarım." burağın birden yüzü ciddileşti. "beni içeri al söyliyim yoksa bağırıp melike teyzeyi uyandırırım" dediğinde gerçekten yapamiyacağını biliyordum. Ona küçümseyen bir bakış atarak "almiyacağım." dediğimde burak dediğini yaptı. "Meli..." elimle ağzını kapatmasam tüm mahalleyi uyandırabilirdi. "ne yaptığını sanıyorsun ya sen?" dediğimde bir seyler homurdandı ama elim ağzında olduğu için doğal olarak anlamadım. Elimi çekip nefes verdim. 'Gel' işareti yapıp içeriye adımımı attım. Arkam dönüktü ama sırıttığını hissedebiliyordum. Yavaş adımlarla odama çıkıp onu odaya soktum ve kapımı kilitledim. Burak sanki hiç bir sey olmamis gibi yatağıma sırt üstü uzanınca ağzımdan bir 'hah' nidası çıkmadı değil. Zorla kolundan tutup onu yataktan kaldırdım. "ne söyliyeceksen söyle sonra git burak." dediğimde burak biraz ciddileşti. "bugün neden ağladın?" diye sorduğunda bunu beklemiyordum. "anlattım ya kafa..." "gerçeği anlat eylül gerçeği." "bu gerçek burak kafama top gel..." "eylül buna inanmamı mı bekliyodun yani. Berke bana her şeyi anlattı. Tunanın yüzünü birazda ben dağıtmıştım ama senden özür dilemesi için yeterli olmamış demekki." Ciddi miydi? gerçekten benden özür dilemesi için tunayı mı dövmüştü? "bunu neden yaptın? niye dövdün? ben hallederim kendi sorunlarımı sen niye karışıyosun?" dediğimde burak daha çok sinirlendi. "ben niye karışıyorum mu? tuna seni öpüyo ama suçlu ben mi oluyorum?" dediğinde biraz hakıydı ama bunlar benim özel sorunlarımdı onu ilgilendirmezdi. "bunlar benim özel sorunlarım burak seni ilgilendirmez." "beni ilgilendirmez mi? tamam eylül sen kendi özelinle ilgilen ben karışmıyorum bi daha ama tuna bişey yaptığında benden yardım isteme." diyip odadan çıktı. Sessiz bir şekilde evden çıktı. Balkondan arabasına baktığımda sadece gaza basıp gittiğini gördüm. Sabah uyandığımda başım çatlamak üzereydi. Hafta içi olmasına rağmen film gecesi yapmış ve bunun sonucuna katlanıyordum. Yataktan kalkıp lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dolabımın başına geçtim. Bugün pek keyfim yoktu sade seyler giyicektim.
Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.
