59.BÖLÜM: DOĞUM

1.6K 64 27
                                    

Gençler son bir bölüm kaldı kitabın bitmesine. Ne kadar çabuk geçti zaman sizlerle. Bana bu zamana kadar destek olan herkese çok teşekkür ederim. Sizleri çok seviyorum💙💙💙. İyi okumalar.

5 yıl sonra
Karnımda bir sancıyla uyandım. Bu aralar sancılar çok sıklıkla oluyordu ama bu seferki biraz daha acitmisti. Yanıma baktığımda burağın çoktan kalktigini gördüm. Bende yataktan karnımı tutarak yavaşça kalktım ve lavaboya gittim. Doğuma yaklaştıkça daha cok lavaboya gitme ihtiyacı duyuyordum. Suyum gelse tuvaletimi mi yaptım diye düşünecektim. Kendime aynada çeki düzen verip aşağıya indim. Merdivenlerden indikçe mutfaktan gelen ses yükseliyordu. İlerledikçe bir müzik açık olduğunu fark ettim. Gizlice mutfak kapısından baktığımda toprak ve burağın kahvaltı hazırlamaya çalıştığını gördüm. Burak toprağın o küçük govdesine kocaman bir önlük giyidirmis ve onu kucağına almıştı. Bir yandanda omleti ters çevirmeye çalışıyordu. Onlarin bu haline gülmemek elde değildi. Burak sesimi duydu ve gülerek arkasına döndü. İkisininde yüzü un içindeydi. Daha çok güldüm ve yavaşça yanlarına doğru gittim.
"Ne yapıyorsunuz siz burada bakalım?" Diye sordum.
Toprak "mama yapiyoruz sana anne." Dedi ve elindeki pankeki yemeğe devam etti. Onun yanağına kocaman bir öpücük kondurdum ve kıvırcık saçlarını geriye ittim. Burak ocağı kapatıp toprağı yere indirdi ve ona kocaman gelen önlüğünü çıkarmasina yardım etti. Daha sonra dizlerinin üstüne çöktü ve
"Oğlum git bak bakalım ben odanda mıyım?" Dedi ve güldü. Toprak koşarak odasına giderken burağın koluna bir çimdik attım.
"Neden oğlumu salak yerine koyuyorsun?" Dedim.
Burak "salak yerine koymuyorum güzelim. Bir yerden spora başlamalı değil mi? Koşmaktan daha güzel başlama şekli mi olur?" Dedi ve güldü. Bende güldüm ve önlüğünü çıkardım. Burak "bana günaydın öpücüğü yok mu karicim?" Dedi ve dudaklarıma doğru eyilemeye başladı.
"Seninkini sona saklamistim." Dedim ve bende yaklaştım. Tam o sırada karnıma tekme atılmasıyla geri çekildim
"Burak tekme attı. Bak" dedim ve elini tekme attığı yere koydum. Burak güldü ve "bu aralar çok tekme atıyor farkettin mi? Nedense hepte böyle anlarda. Hissediyor sanırım benim kıskanç kızım." Dedi ve güldü. Bende güldüm ve dudağının kenarına bir buse kondurdum.
"Belkide ben heyecanlaninca tekme arıyordur. Her hareketin hâlâ heyecanlanmami sağlıyor çünkü." Dedim ve güldüm. Burakta güldü ve ani bir hareketle dudaklarımdan öpmeye başladı. Neredeyse beş yıldır evliydik ama aramızdaki çekim hâlâ ilk günkü gibiydi. O bana her dokunduğunda öptüğünde heyecanlanıyordum. Söylediği en ufak sözde bile mutlu oluyordum. Evlilik aşkı öldürüyor derlerdi ama hiç de öyle değildi. Biz birbirimizin her gün yeni bir yanını daha keşfediyorduk ve hâlâ ilk günkü aşkımızı en derinden hissedebiliyorduk.

Kahvaltı yaptıktan sonra piknik malzemelerini alıp evden çıktık. Bugün hep birlikte piknik yapacaktik. Yavaşça arabaya bindim ve serhatların evine doğru yola çıktık. Elif ve serhat neredeyse iki senedir evlilerdi. Biraz daha birlikte vakit geçirebilmek için çocuk yapmamislardi. Bizde burakla öyle düşünmüştük ama hayatın bir sürprizi olarak bir yıl sonra toprak gelmişti. Kıvırcık saçları ve burnu burağa benziyordu ama yeşil gözlerini ve gülüşünü benden almıştı. O bizim bir parcamızdı. Hayatın bize verdiği bir armağandı.

Eliflerin evine geldiğimizde içeriye girdim. Serhat eşyaları ayarlamış burakla birlikte dışarıya taşımaya başlamıştı. Yukarıya Elif'in yanına çıktığımda odasında yoktu.
"Elif neredesin?" Diye seslendigimde odadan bir kapı sesi geldi.
Elif "Eylül buradayım." Dedi. İçeriye girdiğimde elif elinde hamilelik testiyle bakisiyordu. Gözlerim fal taşı gibi açılırken Elif ne düşündüğümü anladı ve konuşmaya başladı.
"Bir kaç gündür şüpheleniyordum. Bende yapiyim ne kaybederim ki diye düşündüm. Daha süresi dolmadi ama." Dedi ve testi ters bir şekilde lavabonun yanına koydu.
"Eylül ben bakamicam. Üç dakika sonra sen bakar mısın?" Diye sordu. Başımı olumlu anlamda salladım ve testi elime adip avucumda kapattım. Elifle odaya geçip yatağın üzerine oturduk. Diğer elimle onun elini tuttum ve bana bakmasını sağladım. Yüzünde tedirgin bir ifade vardı korkuyordu.
"Elif bunda korkulacak hiç bir şey yok. Elbet olacaktı." Dedim
Elif "bilmiyorum Eylül çok erken oldu. Ben... Ben nasıl bir anda anne olabilirim ki? Becerebilir miyim? Hem serhat ne der? Ya istemezse erken derse?"
"Elif saçmalama. O asla öyle bir şey demez. Hatta çok mutlu olur. Onu sende çok iyi tanıyorsun. Hem sen benim tanıdığım en ince ruhlu insansın. Senden çok güzel bir anne olucak arkadaşım ben buna inanıyorum." Dedim ve ona sarıldım. O sırada elimdeki hamilelik testine baktım. İki cizgiydi. Gerçekten hamileydi. Nasıl fark edememiştik?
Geri çekildiğimde güldüm ve testi ona verdim. Elif gozlerini kapattı ve testi elimden aldı. Hazır olduğunda gözlerini açtı ve sevinçten bir çığlık attı. Hemen ağzını kapadım ve gülmeye başladım. Aşağıdan
Serhat "Elif ne oldu iyi misin?" Diye seslendi.
Elif "iyiyim ayağımı çarptım sadece." Dedi ve bana sarıldı.
"Serhata ne zaman soyleyeceksin?" Diye sordum.
Elif "bu piknikten daha güzel bir ortam olamaz bence." Dedi ve güldü.

Pikniğe geldiğimizde kızlarla yemekleri hazırlamış mangalın gelmesini bekliyorduk. Selin ve mert geçen ay evlenmislerdi. Balayından daha dün dönmüşlerdi ve hemen buluşmak istemiştik. Onları çok özlemiştim. Hasret gidermek ve vakit geçirmek için piknik yapmaksa Elif'in fikriydi. Erkekler etleri getirince toprağı burağın yanına gönderdim ve karnını doyurmasi için ona güzel bir tabak hazırladım.
Yemeklerimizi yedikten sonra çay içiyorduk. Elif selinede hamile olduğunu söylemişti ve serhata söylemek için hazırlanıyordu. Çok heyecanlıydı. Selin Elif'e direk söyle dediğinde elif hiç beklemedigimiz bir şey yaptı ve gerçekten serhata direk söyledi.
Elif "serhat!"
Serhat "efendim? Bir şey mi oldu?" Dedi ve çayından bir yudum almak için ağzına götürdü
Elif "ben hamileyim." Dediğinde serhat agzindaki çayı püskürttü ve öksürmeye başladı. Hepimiz şaşkın şaşkın onlara bakarken Burak gülerek serhatin sırtına vurmaya başladı. Serhat bir süre şaşkınca Elif'in suratına baktı ve sıçrayarak yerinden kalktı. Zaten ayakta olan Elifin beline kollarini sardı ve ona sarılarak etrafında döndürmeye başladı. Yere indirdiğinde Elif'i alnından öptü ve bize döndü.
Serhat "baba oluyorum. Baba oluyorum olum! BABA OLUYORUM!" diye sevincini yaşamaya başladı. Onun bu hallerine gülerken birden karnimda bir sancı hissettim. Bu öncekilerden daha şiddetli bir agriydi ve önüme baktığımda suyumun geldiğini gördüm. Doğum başlamıştı.
Kafamı kaldırdım ve bizimkilere döndüm
"Bırakın sevinci lan! BEN DOĞURUYORUM BURADA!" dedim ve herkesin dikkatini bir anda çektim.

Hastaneye vardığımizda Burak dışında herkes sakindi. İlk doğumda olduğu kadar heyecanlıydı. O da benimle doğuma girerken elimi bir saniye bile bırakmadı.
Doktor "güçlü bir şekilde ittirin." Dediğinde dediğini yaptım.
Burak "hadi güzelim. Yaparsın. Toprakta nasıl yaptıysan öyle. Nefes al ver. Nefes al ver." Dedi.
"BURAK ASIL SEN NEFES AL VER. BENDEN DAHA PANİKSİN. AAHHHH." dedim ve çığlık attım. Çok acı çekiyordum. Bir anda acı bitti ve bir ağlama sesi duyuldu. Kızımız doğmuştu. Doktor onu kucağıma verdiğinde o mis kokusunu hemen içime çektim. Burak da yanıma egildi ve "merhaba arya. Ben senin babanim." Dedi ve güldü. Çok güzel bir kızımız olmuştu. Aryamız doğmuştu. Kokusunu bir kez daha içime çektim. Benim minik bir kızım olmuştu.

Hayat bazen beklemediğimiz anlarda beklenmedik kişileri karşımıza çıkartır. İlk başta asla dediğimiz insanlar birden hayatımızın anlamı oluverir. Biz farkına bile varmadan içimize işler her şeyi, her ayrıntısı. Bazen o doğru kişi deriz ama hayat sadece bize bir oyun oynuyordur. Belkide doğru kişinin değerini bilmemiz için çıkartıyordur hayat karşımıza yanlis kişileri. Belkide doğru kişinin kim olduğunu anlayabilmemiz için yasiyoruzdur bunları. Kim bilebilir ki? Kim yaşamadan anlayabilir? En dibi yaşamadan en yükseği kim anlayabilir? En dibi yaşamadan o yüksekliğin kıymetini kim bilebilir? Belkide bu yüzden kötü günler geçiriyoruz. En mutlu olduğumuz anın kıymetini bilebilmek için.

Kapanışı böyle küçük anlamlı bir yazıyla yapmak istedim. Umarım beğenirsiniz. Son bir bölüm kaldı. Şimdiden iyi okumalar...

Çete GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin