22.BÖLÜM: PARTİ

3.6K 138 18
                                    

Arkadaşlar elimden geldiyince hızlı bölümü yazdım. Lütfen yorumlarınıza devam edin. Beni motive edip daha hızlı yazmamı sağlıyorlar. Sizleri seviyorum iyi okumalar❤❤❤

'Merhaba eylül' çetinin bu kelimeler ağızından dökülürken suratında alaycı bir ifade vardı. Korktuğumu belli etmeden cevap verdim.
"merhaba çetin."
"konuşamamıştık ne zamamdır nasılsın?" çetin bunları söylerken tuna yanımıza gelmiş ve  kolunu omzuma atmıştı. Çetine cevap verirken tunanın da elini omuzumdan ittim.
"ne istiyosun çetin. Sürekli attığın o  saçma tehdit mesajlarından sıkıldım artık."
"bir şey istemiyorum güzellik. Sadece birileriyle uğraşmak hoşuma gidiyo diyelim." bunları söylerken arkasında duran demire yaslandı. Tunaysa hâlâ yanımda duruyordu. O sırada çetinin telefonuna bir mesaj geldi. Okuduktan sonra telefonu cebine geri koydu ve bana baktı.
"sana doyum olmaz eylül ama gitmemiz gerek. Akşamki partide görüşürüz." sözlerini bitirip göz kırptıktan sonra alaycı bir gülüşle arkasını dönüp gitti. Tunada peşinden tabiki.
Sınıfa girerken acaba partiye gitmesem mi diye düşünüyordum ama  selinin dün akşamki hali aklıma gelince onun için gitmem gerektiğini düşündüm. Hem onca insan arasında beni tek yakalayamazlardı değil mi?
sınıfa girdiğimde çoktan hoca derse girmişti. Özür dileyerek yerime oturdum ve selinin küçük çaplı sorgusuyla baş başa kaldım.
Eve döndüğümüzde hazırlıklara hemen başlamıştık. Annelerimiz izin vermişti. Buraklada mesajlaşmıştık. Saat 19.00 da beni almaya gelecekti. Partiye birlikte gidecektik. Serhatta selinle birlikte gelecekti. Selin ne bulursa giymeye görduğü tüm takıları üstüne takmaya başlayınca onu durdurup onu benim hazırlayacağımı söyledim. Üzerine dolabından güzel bir etek büstiyer konbini yaptım. Saçlarının önünü örerek at kuyruğu yaptım. Boynuna  güzel bir kolye, kulaklarına da güzel bir küpe taktı mı hazırdı.

(Selinin giyidikleri👆)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Selinin giyidikleri👆)

Daha sonra yanımda  getirdiğim elbisemi üzerime giyidim ve saçlarımı yandan salaş bir örgü yaptım.

(Eylülün giyidikleri👆)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Eylülün giyidikleri👆)

İkimizde makyajlarımızı yaptığımızda selin bana zorla kırmızı bir ruj sürmüştü. İlk başta sürmek istemesemde güzel durmuştu. O da krem rengi bir ruj sürmüştü. İkimizde artık hazırdık. Saat 18.45 di. Serhat ve burağı beklemek kalmıştı sadece. O sırada da çantalarımızı hazırlamış ve son rütuşları halletmiştik.
Aşağıya inerken yıldız teyzenin ıslık çaldığını gördüm anlaşılan çok beğenmişti ama hemen selinin yanına gidip "kızım bu etek biraz fazla kısa değil mi?"
"merak etme anniş yanımda serhat ve eylül varken bana bir şey olmaz." yıldız teyze eteğin hâlâ kısa olduğunu düşünsede bir şey demedi. Anlattığına göre erken yaşta görücü usulü evlendirilmiş. Daha sonra temizlik yemek çocuk derken gençliğini yaşamaya zamanı kalmamış. Selininde anne baskısından dolayı gençliğini yaşayamamasını hiç mi hiç istemiyordu. O yüzden istediğimiz çoğu şey için seline izin veriyordu. Annem de öyleydi. O da  genç yaşta evlendiği için beni çok iyi anlıyordu. Neler yapmak istediğimi, nasıl eğlenmek istediğimi çok iyi biliyordu. Annelerden yana bu yüzden sıkıntımız yoktu ya. Yıldız teyzeyle sohbete dalmışken telefonuma mesaj geldi.
Burak'dan: Ben kapıdayım;)

Eylül'den: Tamam hemen geliyorum...

Seline partide görüşürüz dedikten sonra evden çıktım. Burak siyah arabasının önüne yaslanmış beni bekliyordu. Üzerine dar bir siyah gömlek giymişti. Altındada siyah bir jean vardı. Siyah ona gerçekten çok yakışıyordu.
Arabaya bindikten sonra burak
"çok güzel olmuşsun." dedi
"teşekkür ederim. Sende fena değilsin."
"sağ ol." o arabayı çalıştırırken kemerime uzandım. Ama ne yaptıysam gelmiyordu.
"burak bu gelmiyo." dedim. Burak kemerime doğru uzandı ve çekmeye çalıştı ama yine gelmemişti. Bu sefer daha çok yaklaştı ve  güçlüce çekmeye çalıştı. İkimizde kemere doğru bakıyorduk. Birden önüme döndüğümde burakla dudaklarımız temas etmişti. Çok fazla yakındık. Kendimi geri çekmek istesemde bunu yapamazdım zira koltuğun başlığı buna izin vermiyordu. O kendini geri çektiğinde kemeri bir kez daha çekti. Bu sefer kemer geldi ve burak kemerimi takmak için hamle yaptı. O geri çekilirken saçımda bir acı hissettim. "ahh! saçım." Saçım burağın düğmesine takılmıştı.
"tamam dur çıkartıyorum." dedi ve dügmesinden saçımı çıkarmaya çalıştı. Ben onun her hamlesinde ağzımdan acı nidaları kaçırıyordum. Burak "eylül çok uzak durduğun için saçın acıyo biraz yaklaş." dedi. Kafamı biraz daha  ona doğru yaklaştırdım. O da arabanın üstündeki ışığı açtı ve saçımı dügmeden kurtarmaya çalıştı. En sonunda "bitti" dediğinde kafamı birden kaldırdığım için kafam çenesine çarpmıştı. İkimizde aynı anda 'ahh' layınca "artık gitsek iyi olacak. Yoksa başımıza gelmeyen kalmayacak burada." dediğinde onu onayladım ve  kemerimi taktım.
Partiye vardığımızada etraf çok kalabalıktı. Resmen adım atacak yer yoktu. Burak berke ile birlikte tanıdık bir kaç kişinin yanına gideceğini ama hemen döneceğini söyledi. Etrafa biraz bakındıktan sonra elif ve  eymeni gördüm. Onların yanına gittiğimde serhat ve selinde yanımıza geldi. Onlar daha yeni gelmişlerdi. Bir  kaç içecek içtikten sonra selin ve eymen dans etmeye başlamışlardı. Selin bu gün modundaydı. Elifle serhat ise kaćamak kaçamak bakışmaya devam ediyorlardı. Ben ise etrafta burağı arıyordum. O sırada merti seline dikdik bakarken gördüm. Sanırım bu kadar kısa giyinip dans etmesine sinirlenmişti. Aslında bir yandanda haklıydı. Selinin etrafına yamyamlar dolmaya başlamıştı bile. Ama eymen sağ olsun hepsini bir bakışıyla yok ediyordu resmen. Eymenin bu korumacı özelliğini sevmiştim.
İçeceğim bittiğinde bizimkileri kendi hallerine bırakıp içecek almaya  gittim. Mutfakta bir kaç kişiden başka kimse yoktu. Hepsi ya salonda ya da bahçedeydi. Kendime kola doldurduğum sırada mutfakta tek kalmıştım. Kolamı alıp tam bizimkilerin yanına gidecekken mutfağa simge girdi. "aaa eylül. Gelmişsin."
"evet geldim. Bu arada güzel bir parti olmuş. Bayağı kalabalık."
"evet her sene bu kadar kişi gelir." mutfak tezgahına  yaslandığımda o da içeceklerin yanına gitti.
"eylül?"
"efendim?"
"çetin hakkında ne düşünüyorsun?"
"ne konuda anlamadım?"
"burak sana aralarının neden böyle olduğunu anlatmadı mı?"
"hayır. Ne oldu aralarında." simge gülüp yanıma geldi ve mutfak tezgahına yaslandı.
"nasıl bir durumun hatta nasıl bir tehlikenin icinde olduğundan haberin bile yok yani." dediğinde meraklanmıştım
"anlat o zaman biliyim simge." dedim. Simge bana dönüp anlatmaya başladı.
"bak güzelim. Aslında olay bundan iki sene önce oldu. O zamanlar biz tam anlamıyla bir çeteydik. Şimdiki gibi değildik ve aramızda çetinde vardı. O zamanlar burak ve çetin yakın arkadaşlardı. Ta ki okula çetinin kuzeni melisa gelene kadar. Olaylar ondan sonra gelişti."
"ne olayları ne oldu?"
"melisa yeşil gözlü sarı saçlı güzel bir kızdı. Her  erkeği etkileyebilecek bir çekiciliği vardı. Tuna, çetin ve  burakla uğraşmak için melisanın sürekli etrafında dönüyordu. Hatta o zamanlar tuna ve  burağın çok kavgaları olmuştu. Daha sonra tuna melisayı rahat bırakmak için burağa bir teklifte bulundu. Hangisi daha önce melisayı sevgilisi yaparsa diğeri uzun bir süre karşı tarafın işlerine burnunu sokmayacaktı. Bu burak için çok önemli bir iddiaydı. Eğer kaybederse gücünü uzun bir süre kaybedecekti. İki tarafında kazanmaktan başka çaresi yoktu ve  tabiki en sonunda melisayla burak sevgili oldu. Ama onlar birbirlerini gerçekten sevdiler. Burak melisaya deliler gibi aşıktı. Ama tuna bu yenilgiyi kabul edemedi ve çetine her şeyi anlattı. Burakla aralarında geçen konuşmayı ses kaydına  almış gizlice, bu ses  kaydını çetine verdi. Çetinde melisaya tabiki. Melisa öğrendiklerinden sonra burağı herkesin önünde terk etti. Burak bir süre kendine gelemedi. Çetin burağın kuzenine karşı böyle bir şey yapmasını kaldıramadı. Çeteden ayrılıp tunanın çetesine geçti. Burakda olanlardan çetini sorumlu tuttu ve onu okuldan attırdı. Çetin okuldan gitmeden önce  geri döneceğini ve burağın canını en derinlerden acıtacağını söyledi gitti."
Duyduklarıma gerçekten inanamıyordum. Burak bunu bir kıza nasıl yapardı? onu geçtim beni çetinle olan husumetine nasıl bulaştırırdı? bu öğrendiklerim bünyeme çok ağır gelmişti. Simge konuşmalarını bitirince bana yaklaştı ve saćlarımı eliyle düzeltti.
"yani demek istediğim nasıl bir tehlikenin içinde olduğunun farkına var eylül. Burakla ne kadar yakın olursan o kadar fazla canın yanar." dedi ve gitti. Arkasından bende mutfaktan çıktım ve masadan çantamı alıp koşar adım evden uzaklaştım. Duyduklarım eğer doğruysa burak tanıdığımı zannettiğim kişi değildi.

Arkadaşlar bu bölümde böyle oldu lütfen oy↙ ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Ayrıca beni instagram hesabımdanda takip ederseniz çok sevinirim (@elif_uygun13) Yeni bölüm hemen gelecek merak etmeyin.❤❤❤

Çete GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin