S1Ep4 #Hunted

524 59 14
                                    

Evet arkadaşlar yeni bölümümüz geldiii lütfen vote ve yorumları yüksek tutalım :**

Hatırlatma: Lydia, Dean'in omzuna vuracak şekilde oradan çekip gitti.

***

Allison Lydia'nın arkasından koşup kolundan çekti. ''Tanrı aşkına nereye gidiyorsun? Söyledikleri zoruna falan mı gitti yani?''

Lydia ofladı. ''Zoruma gittiği falan yok. Sadece...'' Allison kaşlarını kaldırdı. ''Sadece ne?'' ''...sadece beni tanıyormuş gibi davranması sinirlerimi gerdi anladın mı? Sinirlerim gerildi. Sinirlerim çok gerildi!''

Allison ellerini sus anlamında kaldırdı. ''Tamam, sakin ol. Ona böyle davranmamalısın. O haklıydı. Sen burada kafayı buluyordun ve tanımadığın biriyle erotik dans ediyordun. Seni oradan çıkarmakla daha iyi etti.'' ''Sen de mi onun tarafındasın yani?'' ''Lyds, ben taraf tutmuyorum. Şu an ayakta kalacak gücün yok.'' ''Öyle mi sanıyorsun?'' ''Sanmıyorum, öyle.''

''Tartışmayı burada kesebilir miyiz?'' Dedi Allison. Lydia trip atarcasına başını salladı. Lydia arabaya bindi ve Allison'ı bekledi. Allison ise teşekkür etmek için Winchester'ların yanına gitti. ''Bakın bunun için üzgünüm. Lydia bazen anlaşılmaz ve çekilmez olabiliyor ama normal hali kesinlikle bu değil. Dean, onu çıkardığın için teşekkür ederim, yani, onun adına.'' Dean kısa bir anlığına tebessüm etti. Ama içten değildi. ''Önemli değil. Ama eğer bir daha kendini böyle kaybederse kesinlikle yardıma yetişmeyeceğimi bil.'' ''Pekala.'' ''İyi geceler, ona dikkat et.'' Allison başını salladı. Winchester'lar evlerine, iki dost evine döndü.

***

Theme: Black Mountain - Don't Run Our Hearts Around.

Dean'in telefonu çaldı ancak Dean uyuyordu. Telefonun sesi onu deli etti. En sonunda kalkmaya kalkıştı ve telefona uzandı. Arayan belli değildi.

''Kimsin sen lanet olası?'' Gözlerini ovuşturdu ve yatakta dinklendi. ''Tanımamana şaşırdım, sincap.'' Kesinlikle Crowley'di. ''Yine ne istiyorsun sürtük?'' ''Ne yani seni aramam her zaman bir şey istediğim anlamına mı geliyor?'' Dean ofladı, sinirleri gerilmişti. ''Bana bak, seni bulur o lanet kafanı gövdenden ayırırım. Ne istiyorsun söyle.''

''Sadece Beacon Hills'e geldiğinizi işittim, başka ne isteğim olabilir ki? Tanrı'm Dean, kendine biraz çeki düzen ver. Sence cehennemin kralı senden bir şey ister mi? Sadece bir 'hoş geldin' demek istemiştim.'' Dean'in sinirlerini daha da geren Crowley karşısında Dean güldü. ''Komik bir şey mi söyledim?'' dedi Crowley. ''Hayır. Sadece neden bu kadar götlek bir herifin teki olduğun aklıma geldi.''

Dean aptalca sırıttı. ''Şimdi neden telefonu kapatmıyorsun güzelim?'' ''Bu günleri de mi görecektim...'' Dean telefonu Crowley'nin yüzüne kapattı. Telefonu yatağa fırlattı ve duş almak için banyoya girdi.

''Hey Dean!'' Sam seslendi ve Dean hala duş almaktaydı. ''Sammy, duştayım,'' ''Çabuk çık. Bunu görmen gerek.'' On beş dakika kadar duş alan Dean banyodan çıktı ve üstüne bir bornoz geçirip Sam'in yanına geldi.

''Neler oluyor?'' diye sordu. Sam bilgisayarı Dean'e çevirdi. ''Şu haberi oku,'' dedi Sam. Dean bilgisayara yakından baktı ve haberi okumaya başladı. Okuduğu haberde bunlar yazılıydı: ''BEACON HILLS: 3 ÖLÜ. Beacon Hills'in batısal kesimlerinde, eski Beacon Hills Lisesi'nin bulunduğu yerin yakınlarında iki katlı beyaz bir evde bir cinayet olayı gerçekleşti. Saldırı, çevredekiler tarafından fark edildi ve polis bu durumda o kişilerden ifade aldı. Olay, gece 20.30'da yaşandı. Polis hala olayı soruşturuyor. Katil belirlenemedi.''

''İş çıktı, hadi bakalım, hazırlan, gidiyoruz.'' Dedi Dean. Silah dolabından silahlarını doldurdular, polis kıyafetleri giydiler ve sahte kimlikleri hazırlayıp çıktılar.

SuperWolf (SPN & TW)Where stories live. Discover now