"Yaparım tabi babacım,ama şimdi şu masayı halledelim."

derken,elindeki minder poşetini kapının kenarına dayamıştı.Ardından elinde duvara monte mekanizması ve matkapla  mutfağa ilerledi.Mekanizmayı masaya yerleştiriceği duvara dayayıp,duvarı delmek için eline matkabı aldığında

"Şimdi biraz gürültü olacak,kusura bakmayın hanımlar!İsterseniz kulaklarınızı kapatabilirsiniz."

diyerek gülümsüyordu.

1 saat kadar sonra masa sağlam bir şekilde duvara sabitlenmişti.Gerçekten de çok güzel ve kullanışlı görünüyordu.Mekanizmanın çalışmasında bir sorun yoktu.

Genç adam mutfakta çalışırken Amber,salonda küçük kızla sohbet etmiş,baba-kızın bugün birlikte neler yaptığını bir bir öğrenmişti.Bu sayede Derin'in yaşına göre çok olgun ve akıllı bir çocuk olduğunu bir kez daha anladığı için memnundu.Sinâ,

"Evet hanımlar,masa hazır!Gelip bakmak ister misiniz?"

diye seslendi.Derin ve Amber sesi duyar duymaz,soluğu mutfakta almışlardı.Küçük kız masaya bir süre hayran hayran baktıktan sonra

"Çok güzel olmuş babacım!"

diye konuştu neşeyle.Amber'in bakışları da Derin'inkilerden farklı değildi.Hemen

"Kelebek haklı Sinâ,ellerine sağlık.Çok teşekkür ederim."

deyip gülümseyerek Derin'i desteklemişti.Genç adam

"Rica ederim Amber,beğenmene sevindim.Hadi,şimdi de brandayı salıncağın üst kısmına geçirip,minderleri bir an önce yerleştirelim."

diyerek gülümsedi ve dışarı çıkmak için kapıya doğru adımladı.

Yarım saat kadar sonra bu iş de sorunsuz bir şekilde çözülmüş,minderler salıncakta yerini almıştı.Amber salıncağa şöyle göz ucuyla bir baktı,tam hayal ettiği gibiydi.

Bu sırada zamanda yerinde durmuyordu tabi.Saat neredeyse 9 olmuştu.Sinâ kolundaki saati bakıp

"Hadi güzelim,yatma vakti.Biz gidelim artık."

deyince Amber şaşırdı.

"O kadar oldu mu Sinâ?Ben daha biz çay içer konuşuruz,Derin'de çikolatalı puding yer diye düşünmüştüm."

diye karşılık verirken şaşkınlığı sesine de yansımıştı.Derin aslında yorulmuştu.Ama çikolatalı pudingi de çok severdi.Gözleri sevinçle parlayarak

"Babacım,lütfen biraz daha kalalım.Olmaz mı?"

diye sordu masum masum.Sinâ'nın bu bakışlar karşısında yapacak bir şeyi yoktu.Ayrıca masayla uğraşırken,ocakta çayın demlendiğini de görmüştü.Teklifi geri çevirirse ayıp etmiş olurdu.

"Eh peki o zaman kelebek,1 saat daha izinlisin.Ama sonra itiraz etmek yok.Anlaştık mı bebeğim?"

diye konuştu.Derin

"Tamam babacım,anlaştık."

diyerek kıkırdamış ve genç adamı yanağından öpmüştü.Amber bir süre bu güzel görüntüyü izlemekten kendini alamadı.Ardından mutfağa giderek,bir tepsiye 2 fincan çay ve bir kâse puding yerleştirdi.

1-2 dakika sonra onlar çaylarını yudumlarken,Derin çizgi film izleyerek pudingini yiyordu.Genç kadın sessizlikten sıkılınca,çayından bir yudum alıp sordu.

"Sakıncası yoksa,liseden sonra neler yaptığını öğrenebilir miyim Sinâ?"

"Tabi,üniversite sınavında işletme bölümünü kazandım Amber.Mezun olduktan sonraysa,bir süre babamın fabrikasında çalıştım."

AMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin