42. Bölüm : LANET

Start from the beginning
                                    

Omzunun altındaki çiziğe çakıyı bastırdığında akan kanları izledi. Tetikçi'nin acıdan bağırdığını duyuyordu ama ağzını bantladığı için sesi boğuk çıkıyordu.

Göğüsünün altındaki yara izine çakının ucunu sapladı ve derisinin içinde gezdirerek deşti. Çıkan ıslak kan sesleri ve etin ezilme sesi Alihan'ın kulağına iğrenç gelmiyordu. Aksine bu sesi seviyordu. Kan görmeyi, kan çıkarmayı çok seviyordu.

"Bu seks'den çok daha zevkli." diye fısıldadı ve hastalıklı bir kahkaha attı. "Kansız olduğunu sanıyordum ama gerçekten o kadar çok kan akıyor ki."

Alt dudağını yaladı ve Tetikçi'nin kapanmak üzere olan yaraların hepsini acımasızca deşti ve çığlıklarını dinledi. Kanlı çakıyı kenardaki tablete koyduğunda üzerindeki iğneyi ve ipliği aldı. Penset ve portegüyü da eline aldığında Tetikçi'nin karşısına geçti.

"Kan kaybından ölmeni istemem." diye mırıldandı. "Çok üzülürüm yoksa. Bak hakkımı yeme, yaralarını dikeceğim şimdi. Bana çok şey borçlusun dostum."

İpliğin sivri ucunu omzunun altına geçirdiğinde bile bile yarayı daha çok açmayı ihmal etmedi. İlk yarasını dikerken yarasından daha çok kanlar akıyor ve bunu izlerken çok zevk alıyordu. Tetikçi'nin boğuk çığlıkları kulağına ninni gibi geliyordu.

"Tamam bebeğim. İlki bitti." dedi ve diğer yarasına geçti. "Bu yeterince derin değil. Elimi yormama değmesi gerek." diyip çakıyı kavradı ve acımasızca yarasına soktu. "Heh, şimdi oldu."

İpliği pensete ile tuttu ve yarasına geçirdi. Yavaş yavaş hareket ediyor düşmanına daha çok acı çektirmek istiyordu. Bu çığlıkları, yarasından akan kanlar, döktüğü terler ona çok az geliyordu daha fazlasını istiyordu.

Yaklaşık on dakika boyunca bedenindeki yaraları dikti ama dikerken yarasını daha çok açmayı ihmal etmedi. Elleri kanlıydı, kandan teni gözükmüyordu.

"Bak geçti. Olmadı bir şey." dedi Alihan ve dikme malzemelerini yine tabletin üzerine koydu. Gözleri Uzay ile çarpışırken gülümsediğini gördü. Babasını acı çekerken görmek Uzay'ın hoşuna gitmişti.

"Uzay." dedi Ali ve keyifli bir şekilde yanına vardı. "Nasılsın?"

Uzay gülümsedi. "İyiyim."

"İyi olduğun saniyelerin tadını çıkar o zaman." dedi Ali. "Çünkü az sonra sana çok güzel süprizler yapacağım."

"Ya bırak beni, ne oluyor?" diye bağıran kız sesi işiten Alihan'ın gözleri parıldadı. Uzay bu sesi duyar duymaz irkildi ve korku dolu hareleri ile çığlıkların geldiği yöne döndü. İki iri adam kız kardeşini sürüklüyorlardı. Yerinden kalkmak istedi ama zincirli olduğunu fark etti.

Alihan genç kıza baktığında gülümsedi. "Tekrardan hoşgeldin tatlı kız."

Balım Tetikçi babasının halini gördüğünde elini ağzına götürdü ve kusmamak için bakışlarını anında başka noktaya çevirdi. Alihan düşmanının kanlı bedenine ve ölü ölü bakan gözlerine baktığında beğeni ile gülümsedi.

"Gerçekten düşündüğümden daha temizsin." dedi kıza doğru. "Baban ve abin belli sonuçta. Bu aileden olman biraz üzücü ama çok az."

"Ben niye buradayım yine?" diye sordu korkuyla. "Benden ne istiyorsun?"

Ali ellerini kaldırdı kızı sakinleştirmek istercesine. "Öncelikle sakin ol. Derdim sen değilsin. Abin ve baban."

Mahkumiyet (+18)Where stories live. Discover now