21

2.3K 246 184
                                    

Katsuki:

"Soyun."

Büyüyen zümrütlerin ile bana bakmaya başladın. Nefesimi bıkkınlıkla dışarı verdim ve üzerindekini çıkarmak için eteklerine yapıştım. O an panikle ellerimi tutup beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştı.

"B-ben yaparım!"

Kızaran yanakları ile beni engellemeye çalışıyordu. Bu piç cidden bu gün beni çıldırtacak.

"Oi, oi~ Daha demin beni altına alırken utanmadın da şimdi alt tarafı soyacağım diye mi utandın? Gerçekten Deku, inanılmazsın. Bravo."

Elleri ile yüzünü kapattı.

"B-BEN ÖYLE Bİ ŞEY YAPMADIM Bİ KERE! Y-yani yaptım evet ama- OF!"

Siktir ya çok tatlısın. Bu durumdan o kadar zevk alıyordum ki sana bakarken gülümsediğimi bile sonradan fark ettim.

"Çıkart şunu."

Dümdüz sesim ile konuştum. Seni henüz affetmedim. Pansuman yapıp postalayacağım. Ellerini indirdin ve yavaşça üstünü çıkardın.

Yara izleri ile dolu olan göğsün her zaman çok canımı yakıyor İzuku. Vücudundaki her yara her iz canımı yakıyor. Sana bunu yapanları gebertmek istiyorum. Yaralarını öpmek istiyorum. Çektiğin acıları üstüme almak istiyorum. Neden bunları yaşamak zorundasın? Oysaki ben ikimiz yerine de yaşamaya hazırdım. Senin sadece her zaman yanımda olmanı istiyordum o kadar.

Yara izleri ile kaplı olan elin elimin üzerine kondu.

"İyi misin?"

Derin bi nefes aldım. Odamın o sıkıcı kokusuna senin kokun karışmış. Keşke hiç gitmese. Elimi elinden çektim ve kutudan antiseptik ve pamuk aldım. Karın bölgesinde yüzeysel kesikler vardı. Bunlar nasıl olmuştu? Kimlerle kavgaya tutuşmuştun yine? Bana gelmek için böyle hazırlanıp kimlerle dalaşmaya gitmiştin?

Antiseptiği yavaşça yaraların üzerinde gezdirdim. Sesini çıkarmadın ama ellerimin altında karın kasların gerildi. Acı eşiğin yüksek Deku, böyle bir şey seni geremez. Sebebi ben miyim? Sana dokunuyor olmam mı?

Onu affetmek için bahaneler uydurmayı kes.

Biraz da olsa kendime pay çıkartamaz mıyım?

Bakugou.

Peki.

Kutudan sargı bezi ve bant alıp yaraları kapattım ve ayağa kalkmaya yeltendim. Koluma yapıştın. Gitmem lazım biliyorum. Ama. Ah. Elimi tutup kalbinin üzerine koydun.

"Kacchan."

Bir kaç saniye sana bakmamı bekledin, ben inat edince de diğer elin ile çenemi tutup sana bakmamı sağladın.

Hala kızgınım. Beni orada öylece beklettiğin için, kendimi öylesine değersiz hissettirdiğin için. Hala kızgınım. Ama sana ne kadar kızgın kalabilirim ki? Aşık olduğum adamın zümrütlerine bakarken, kalbi ellerimin altında çırpınırken, nasıl kızgın kalabilirim ki?

"Özür dilerim. Sabah seninle konuştuktan sonra dünyanın belki de en mutlu adamı bendim. Okulun bitmesini deli gibi bekledim. Yurda hangi ara gittim bilmiyorum bile. Bayrama hazırlanan bi çocuk gibiydim. Biraz utandırıcı ama evet, senin için giyindim. Sonra beklemeye başladım. Yedinin gelmesini. Seni görmeyi. Seninle vakit geçirmeyi. Bekliyordum. Sanki tüm hayatım boyunca bu anı beklemişim gibi. "

Bir an sessiz kaldın. Sonra tekrar baktın gözlerime. Daha bir tutkulu.

"Hayır, hayır. Sanki değil. Tüm hayatım boyunca bu anı bekledim. Beni kabul etmeni. Bu anın gelmesini."

Yutkunmak zorunda kaldım.

"Peki ne oldu da beni orada öylece beklettin? Bir haber bile vermeden. Bu kadar önemli olan neydi? Benden, bizden, o andan. Daha önemli olan ne oldu İzuku?"

Zümrütlerin titredi. Başını cama doğru çevirdin. Cevap vermeyecek misin?

"Babam."

Tekrar bana döndün.

"Geri döndü."

Siktir.


öhöm! dün dışarı çıktığım için çok yorulmuşum tamamen çıkmış aklımdan yoksa yazmıştım yayımlayacaktım yani. özür dilerim minna. >_<
yeni bölümde görüşürüz sizi seviyorum!♡

anonim: senden nefret ediyorum / anonim: seni seviyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin