19

1.9K 220 82
                                    

Sarışın yurttan çıktığından beri dalgın bir şekilde ilerliyordu ve nihayet etrafına bakındığı zaman ayaklarının onu sevdiği adam ile takılmayı en çok sevdiği, en güzel anılarını biriktirdiği ve onu ilk kez incittiği o yere getirdiğini fark etti. Çocukken buluşma mekanları olan parka gelmişti. Az ötesinde kendi kendine sallanamadığı için sürekli İzuku'yu sallaması gereken o salıncaklar vardı. Dudaklarında zihnine dolan anılar yüzünden buruk bir tebessüm peyda oldu. Yavaşça kendi salıncağına oturdu. Kafasını ondan tarafa çevirmesine gerek yoktu. Çünkü onun her zaman orada olacağını biliyordu. Belki gerçekte değil ama zihnindeki, kalbindeki Dekusu her zaman onun yanındaydı. Onu asla ardında bırakmazdı.

Yüzüne vuran rüzgar anı perdelerini hafifte olsa uçurunca kendine geldi ve oturduğu yerden kalktı. Eve gitmeye karar verdi. Yurda dönse Kirishima saçma sapan sorular sorup daha da canını sıkacaktı. Hem Deku'yu da görmek istemiyordu. Nasıl davranacağını, ne yapması gerektiğini, ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Sadece. Eve gidip annesi ile kavga etmek istiyordu. Öyle de yaptı.

*

İzuku karnına saplanan ani acı ile kendine geldi ve hızla solumaya başladı. Uyandığını görünce onu soymak için yaklaşan hırsız hemen koşarak uzaklaştı. Çocuğun canı öylesine yanmıştı ki bi an açık yarası olup olmadığını kontrol etti. Sadece ufak bi yara vardı ama neden böylesine acıyordu, daha kötülerine defalarca kez katlanmıştı. Sanırım ruhsal acıları buldukları kapıdan sıvışmaya çalıştığı için böylesine acı veriyordu bu küçük yara. İzuku acınası haline güldü ve ayağa kalktı. Hava kararmıştı. Saat kaçtı?

Çocuk telefonunu hiçbir yerde bulamayınca başka bir hırsızın diğerinden önce davrandığının farkına vardı. Aptallığına kızarak yoldan geçen bir hanımefendiye saati sordu. Kadın onu baştan aşağı süzüp bu şık giyimli ama bir o kadar acınası görünen serseriye cevap verip vermemesi gerektiğini düşündü. Sonunda tatlı yüzündeki yaralara üzülüp cevap vermeye karar verdi.

"11.51"

İzuku tam teşekkür etmek için eğilmişti ki zihnine malum anı düştü.

Olur. Yedi gibi kapıda buluşalım. Olur. Yedi gibi kapıda buluşalım. Olur. Yedi gibi kapıda buluşalım. Olur. Yedi gibi kapıda buluşalım. Olur. Yedi gibi kapıda buluşalım. Olur. Yedi gibi kapıda buluşalım. Yedi gibi. Yedi gibi. Yedi gibi. Yedi gibi. Yedi gibi. Yedi gibi.

77777777777777777777777777777777

Çocuk daha teşekkür etmeden şansına, hayatına, yaptığı yapacağına, herkese küfürler ederek koşarak oradan uzaklaştı. Kadının ise duyduğu küfürler karşısında ağzı beş karışık açık kalmıştı.

Katsuki:

Deli kadın eve geldiğim için beni sorguya çekmeye çalıştı, bu yüzden kavga ettik sonra da bana zorla bulaşıkları yıkattı. Halimden bana acımış olacak ki elime meyve tabağını tutuşturup odama yolladı. 

Ebeveynlerin özür dileme ya da moral verme şekli bu olsa gerek.

Katılıyorum.

İyi misin?

Bilmiyorum. Geldiğim halimden daha iyi olduğum kesin, birileriyle kavga etmek kafamı dağıttı.

Bu konuda ne yapacağız?

Pfft. Genelde sen bana akıl verirsin eğer sen bile benden akıl istiyorsan cidden sıçtık demektir.

Çok saçma bi durum. Ben bile anlam veremiyorum neden böyle yaptığına. 

Uyumaya çalışacağım.

İzuku:

Yok. Yurtta yok, okulda yok, spor salonunda, okulun etrafında, civar hiçbir yerde yok. Nereye gitmiş olabilir? Siktir. SİKTİR!
Bu sefer cidden batırdım öyle değil mi? Benden nefret ediyor olmalı. Ne yapacağım. Ne yapacağım. Ne yapacağım.

Bİ SAKİN OLUR MUSUN!

NASIL SAKİN OLAYIM! TEK BİR ŞANSIM VARDI ANLIYOR MUSUN TEK BİR TANE! VE BEN BUNU SİKİP ATTIM! BENDEN NEFRET EDİYOR OLMALI!

İzuku telaşa kapılıp onu aramayı kesemezsin. Onu bulup durumu açıklamalıyız. Anlıyorsun değil mi?

BULAMIYORUM! AYRICA BENİ DİNLEMEZ!

Mahalleye gidelim belki eve gitmiştir ha? Önemli olan kendini açıklamaya çalışman. Gerisini sonra düşünürüz.

DOĞRU! Tamam. Tamam.

*

İzuku koşarak mahalleye gelmiş Bakugoular'ın evini dikizliyordu. Salonun ışığı yanıyordu. Bay Bakugou televizyon izlerken uyuya kalmıştı. Bayan Bakugou'yu göremiyordu. Ayrıca Kacchan'ın odasının ışığı da yanmıyordu. Burada da yoktu sanırım. Çocuk tam hayal kırıklığı ile dönüp gidecekti ki Bayan Bakugou evden dışarı çıktı. İzuku yakalanma korkusu ile önündeki direğin arkasına iyice sindi. Kadın elindeki çöp poşeti ile söylenerek az uzağındaki çöpe doğru geliyordu.

"Baş belası. Üç tabak yıka dedik hemen ikisini kırmış. Ama ben biliyorum hep inattan bunlar. Babası dese bi şey yok. Anca bana yapar bu pislikleri."

EVDEYDİ! 

İzuku bir an nefesini dışarı vererek gülünce kadın ondan tarafa baktı. Yakalanma korkusu yüzünden donup kalmıştı ve kadın ondan tarafa bakmaya devam ediyordu. Kadın cesaretini toplayıp tam ona doğru geliyordu ki İzuku bir kez daha Allahın sevgili kulu olduğuna inandı.

"Ne yapıyorsun Mitsuki? Ev buz gibi oldu gel hadi."

Kadın ani ses ile tırsıp kocasına doğru döndü. İzuku ise bu fırsattan istifa hemen sıvıştı.

"Aman be ödümü kopardın, tamam geliyorum."

Kadın etrafa son kez bakıp eve girdi. İzuku'da rahat bir nefes aldı ve anında evin çatısına zıplayıverdi. Oradan da Kacchan'ın odasının balkonuna indi. Kapısı kapalıydı ama camı açıktı. Açık camın pervazına oturdu ve perdelerin arasından güzelce uyuyan sevdiğinin yüzünü izlemeye başladı. 

Buldum seni.♡


Şu sahneler yüzünden mi bilmiyorum ama yazarken çok zihinlerine girmek istemedim. Daha çok 3. kişi gibi uzaktan yazmak istedim.
Biraz içiniz daralıyor büyük ihtimal ama epeydir yazmadığım için mi sahnelerden mi bilmem böyle yazmak daha iyi gibi geldi.
Neyse. Yeni bölümde görüşürüz minnaaa, sizi seviyorum. ♡

anonim: senden nefret ediyorum / anonim: seni seviyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin