"Ama sen elektronik şeylerden hiç anlamazsın ki bebeğim,çevrende sana yardımcı olabilecek biri var değil mi?"

"Sen beni merak etme halacım.Lâl'in nişanlısı Çağrı var,o olmazsa Sinâ yardım eder."

Sinâ adını duyduğunda şaşırmıştı Nevin hanım.

"Kim bu Sinâ güzelim?Bahsetmemiştin hiç."

diye konuştu.Duyduğu merak,sesine yansımıştı.Amber'in cevabı çabucak geldi.

"Ha şey halacım ya,karşı komşum.Tesadüfe bak ki,hem Çağrı ve Lâl'in çok yakın arkadaşı,hem de benim eski okulumdan.Bana çok yardımcı oldu sağolsun!Evin işlerine dalınca aklımdan çıkmış,sana söz edemedim."

Sinâ'dan söz ederken,sesinin sakin çıkması için özen göstermişti Amber.Halasının genç adama fazla bir anlam yüklemesini istemiyordu.

"Anladım canım,peki.Hiç tanımadığın bir yerde eskilerden birine rastlaman ne hoş.Oraya geldiğimde tanışırız artık."

diyerek gülümsedi Nevin hanım ve ekledi.

"İstersen kapatalım canım.Sen de dinlen,yorulmuşsundur.

"Tamam halacım.Biraz kitap okur,sonra uyurum.İyi geceler."

"İyi geceler bebeğim."

diye karşılık verdiğinde,görüşmeleri bitmişti.Telefonu çantasına atarak,kalan çorbasını bitirdi genç kadın.

Az sonra odasına geri dönmüş,eşyalarını valize doldurmaya başlamıştı.

Fazla eşyası olmayınca,işi çabucak bitti.Yatağına uzanarak televizyon izlemeye karar vermişti.Ancak açıp kanallar arasında gezintiye çıktığında izlemeye değer bir şey bulamadı.Bu nedenle

"En iyisi yine kitap okumak."

diye düşünerek komidinin üzerinde duran kitabına uzandı ve kaldığı yerden okumaya başladı.


Derin ve Sinâ eve döndüklerinde soluğu banyoyada almışlardı.Buradaki işleri bittiğindeyse küçük kız salondaki koltuğa geçmiş,genç adamsa mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlamaya başlamıştı.Sos ve makarna hazır olduğunda

"Hadi bebeğim,çabuk gel de soğumasın."

diye seslendi kızına.

Derin babasının dediklerini duyduğu gibi yanına gelmiş,sofradaki yerini almıştı.Neşeyle,konuşa konuşa yemeye başladılar.Küçük kız soslu makarnasına çatalını batırıp ağzına atar atmaz

"Hımmm,eline sağlık babacım.Yine harika olmuş."

diye şakımıştı kıkırdayarak.Sinâ için bu sözler hiç şaşırtıcı değildi.Çünkü Derin,makarnanın her çeşidine,ama özellikle de domates soslu olanına bayılırdı.

"Rica ederim güzelim,afiyet olsun!"

deyip gülümsedi ve yemeğine devam etti.

10-15 dakika sonra yemek bitmiş,baba-kız birlikte sofrayı toplamışlardı.Sinâ hemen çayı demledi.Akşam yemeği sonrası 1-2 fincan çay içmek,en keyif aldığı şeylerdendi.

Derin odasında yapbozla oynuyordu.Genç adam koltuğa uzanarak,kanalları taramaya başladı.Ama izlenecek bir şey bulamamıştı.Televizyonu kapattı.Zaman yine hızla ilerlemiş,neredeyse 9 olmuştu.

"Kelebek birazdan uyumak için hazırlanır."

diye aklından geçerken,banyodan su sesi duyuldu.Küçük kız dişlerini fırçalıyordu.Çok geçmeden de

AMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin