FIND ME -41-

666 71 133
                                    

Keyifli okumalar!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Keyifli okumalar!

ÖNCEKİ BÖLÜMDE;

"Siz..." Maskeli adamın bakışlarının bende olduğunu farkındaydım fakat daha ciddi bir sorunumuz vardı. Hala sabit bir şekilde önümde duruyor, tek kelime dahi etmiyordu. Biraz sonra elini yavaşça maskesinin alt kısmına götürüp sıyırmaya başladığında arkasından gelen ışıklar gözlerimi aldığı için onu görmekte zorlanıyordum.

Maske tamamen yüzünden çıktıktan ve ışıkların yönü değiştikten sonra gördüğüm manzara karşısında şoktan nefesim kesilmiş, dudakların aralanmıştı.

"E-Eun Hyuk."





Aylar sonra onu görmek garip hissettirmişti. Kore küçük bir yer değildi. Onunla karşılaşmam imkansızdan öteydi fakat şu an aynı partide oluşumuz ve tam karşımda dikilip bana bakması gerçekten kötü bir şansa sahip olduğumun canlı kanlı kanıtıydı.

"Uzun zaman oldu." diyerek az önce yüzünde duran korkunç maskeyi eliyle sıkıca kavradı.

Diyecek pek bir şeyim yoktu. Fakat gerçekten aklım almıyordu. Buraya nasıl girmişti?

"Evet." dedikten sonra şöyle bir etrafa bakındım. Jackson'ın onunla karşı karşıya gelmesini istemiyordum.

"Kostümün yakışmış." dediğinde bakışlarım tekrardan Eun Hyuk'a kaymıştı. Ses tonu oldukça düz ve duygusuzdu. Sanki sıradan bir arkadaşına rastlamış gibi bir tavrı vardı. Belki de öyle görünmek istiyordu.

"Teşekkür ederim." dedikten sonra önüme düşen saç perçemimi kulağımın arkasına sıkıştırıp hafifçe öksürdüm. "Buraya sadece şirket çalışanlarının ve idollerin geldiğini sanıyordum?" diyerek meraklı gözlerle yüzünü inceledim. Yandan bir sırıtış ile başını eğdiğinde kaşlarım istemsizce çatılmıştı. O gülüşü o kadar tanıdık gelmişti ki, onu ilk gördüğüm zamanı hatırlatmıştı bana.

"Davetliyim." Gayet kendinden emin bir şekilde cevap verdiği için kafamda birden fazla soru işareti oluşmaya başladı.

"Anlıyorum. Sana iyi eğlenceler, Eun Hyuk-shi." dedikten sonra başımı hafifçe eğip geçmek için önemde çekilmesini bekledim.

"Size de Min Ji-shi." Yana doğru kaykılarak elini uzattığında tebessüm edip hızla yürümeye başladım. Onunla kesinlikle göz teması kurmamalıydım. Kesinlikle!

Burada olduğuna inanamıyordum. Nasıl buraya girmişti? Acaba şirketten biriyle mi arkadaştı? Ah, ne saçmalıyorum... Öyle bir durum olsaydı ilk zamanlar zaten bilgim olurdu. Aklımı buna yormamam gerektiğini biliyordum ama kafamda o kadar çok soru işareti vardı ki düşünmeden de edemiyordum.

Uzun zamandan sonra tekrardan içimi huzursuzluk kaplamıştı. Aylar önce yaşadığım o duyguları tekrardan hissetmeye başlamıştım. Kızgınlık, kırgınlık ve nefret.

FIND ME |Jackson|Where stories live. Discover now