FIND ME -28-

784 113 81
                                    




Keyifli Okumalar!

Vote Sınırı: 45


ÖNCEKİ BÖLÜMDE:

"Adama güzel tokat atmışsın. Parmak izlerine kadar belli oluyor." Gülmeye başladığında beni rahatlatmak için yaptığını farkındaydım. Önden giden üyelerin peşlerine takılarak yürümeye başladığımızda Jackson hızla yanımızdan geçip gitti.

Şu an hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Az önceki yaşananları da düşünmek istemiyordum. Yeniden umutlanıp cesaretlenmek istemiyordum. Yelkenlerimi indirmeye hiç niyetim yoktu. Ama sarılması aklımdan gerçekten çıkmıyordu.

Bana karşı nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Ve bunun beni incittiğini farkında değildi.

Artık olduğun yerde durman gerek, Min Ji. Adım atmak yok. Sadece olduğun yerde kal.











Özür Dilerim

Özür Dilerim

Düşüncesizce davrandım...

Aşağı inen merdivenin basamaklarına her adım atışımda Jackson'ın sözleri kulaklarımda yankılanıyordu. Dün gece alkol eşiğimin üst sınırlarına çıkmadığım için bilincim fazlasıyla yerindeydi. Bu da olan biten her şeyi net bir şekilde hatırlamam anlamına geliyordu.

Eve geldiğimizde sessiz sedasız odama çıkıp içime kapanmıştım. Onun dengesizce hareketleri ve benden özür dilemesi resmen beni dumura uğratmıştı. Tek yapması gereken bana nasıl davranması gerektiğini artık net bir şekilde karar vermesiydi. Çünkü daha fazla böyle yapmaya devam ederse kendi çözümlerimi üretmeye başlayacaktım.

Kahvaltı için beni aşağı çağırdıklarında zor da olsa kendimi yataktan kaldırabilmeyi başarmıştım. Dün ki yaşanan saçma sapan olay sebebiyle her zaman ki gibi onlara karşı suçlu hissediyordum. Hayatlarına girdiğim günden beri başlarına sürekli iş açıyordum. Onlardan uzak durmak için kendime defalarca uyarılarda bulunsam da onları gördüğüm anda beynim tüm düşüncelerimi silkeleyip atıveriyordu.

Düz zemine basmamla birlikte bahçe tarafına doğru yürümeye başladım. Bugün dönüş günümüzdü. Onlarla birlikte geçirdiğim dolu dolu günlerimin sonuna gelmiştim. Bir tarafım üzülüyor diğer tarafımda sebepsizce döneceğimiz için mutlu hissediyordu.

Anlaması güç olan duygularımı bir köşeye bırakıp derin derin nefesler alarak masada çoktan yerlerini almış üyelere doğru yürümeye başladım. Gözlerim sırasıyla her bir sandalyede gezindi. Eksik yoktu. Hepsi buradaydı.

Mümkün olduğunca enerjik görünmek istesem de başarılı olamayacağıma emindim. Çünkü ne yalan söylemede ne de rol yapmada başarılıydım. Kendim olma şıkkını seçerek yüzüme ufak bir tebessüm yerleştirip oturacağım sandalyemi kendime doğru çektim.

"Günaydın." diyerek yavaşça kendimi sandalyeye bırakıp masaya doğru yaklaştım.

"Uykunu güzel alabildin mi?" Jin Young elinde tuttuğu boş tabağı bana doğru uzatarak gülümsedi.

"Hıhım." diyerek gülümseyip başımla teşekkür ederek tabağı elime aldım.

Üyeler odaklamış bir şekilde önündeki kahvaltılıklardan atıştırıyorlardı. Gözlerim anlık Jackson'a kaydığında şöyle bir onu süzdüm. Bakışları oldukça donuk, suratı ise ifadesizdi. Tabağındaki peyniri çatalının sivri kısımlarıyla oynayıp duruyordu. Ona baktığımı anlamaması için bakışlarımı hızlıca ondan uzaklaştırıp hemen yanında oturan Do Hyung'a çevirdim. Başına hafifçe yumruk darbeleri indiriyor ve sürekli sıkıntılı bir şekilde nefesini dışarıya veriyordu.

FIND ME |Jackson|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin