*devam ediyor* Jung Min Ji aranjör olarak JYP Entertainment'ta işe başlar ve kısa süre sonra farkında olmadan kendini bir idole kaptırır.
|Tür: Genç Kurgu|
Story by Baddiv.
Başlangıç: 26 Nisan 2020
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jackson'ın anlatımından:
Polis merkezinde saatlerdir Eun Hyuk şerefsiziyle bizi görüştürmeleri için bekliyorduk. Onu gördüğüm an yumruğu yüzüne indirmek gibi bir niyetim olsa da yanımda Jin Young olduğu için bu isteğimi gerçekleştirmek pek mümkün görünmüyordu.
"Bakın Got7 üyeleri olmanız bir şeyi değiştirmez. Ayrıca ben anlamam öyle grup falan." Orta yaşlı memur elinde tuttuğu dosyaları masanın üzerine sertçe fırlattığında Jin Young'la göz göze geldik.
"Şu an beni oyalıyorsunuz ve bir polis merkezinde olduğunuzu size hatırlatmak isterim." Diyerek imalı bir tavırla tek kaşını kaldırdı.
"Bakın, haklısınız. Ne demek istediğinizi de anlıyorum, fakat lütfen sizden tek ricam onu görmeme izin verin. Kendisini tanıyorum ve konuşmak istiyorum." Dedim gayet olgun bir tavırla.
Bir süre sessiz kalıp bir bana bir de Jin Young'a bakarak iç geçirdi. Çenesini düşünceli bir tavırla sıvazlarken elini telefona götürdü ve numara tuşladı.
"Buraya gel." Diyerek hızla telefonu kapatıp sandalyesinden geriye doğru yaslandı.
Saniyeler içerisinde genç ve uzun boylu bir polis memuru yanımıza geldi ve selam verdi.
"Bu ünlü arkadaşları şu meşhur saldırganın yanına götür. Sonra da dışarıya kadar onlara eşlik et."
Dediğinde jin young'la ayağa kalkıp teşekkür ettikten sonra arkamızı döndük. Mırıldandığını ve kendi kendine söylendiğini işitsem de aldırış etmeyip önümüzdeki memuru takip etmeye devam ettik.
"Ünümüzün burada işe yaramadığını görmüş olduk. Burada bizi sevgiyle karşılarlar diye umuyordum." Diyerek Jin Young'a baktım.
"Hepsi eski kafa ne bekliyorsun? Elli yaşında adamın senden imzalı poster isteyecek hali yok ya..."
Memur nezaretin olduğu kapıyı açtıktan sonra bize doğru dönüp geçmemiz için işaret yaptı. Başımızla teşekkür edip önüne geçtik ve yürümeye devam ettik. O da hemen arkamızdan bizi takip ediyordu.
"Kang Eun Hyuk!"
Hemen sol tarafımızda bulunan bölümün parmaklıklarından bir el sarktı o an yumruklarımı tüm gücümle sıktım.
"Beş dakikanız var." Dedikten sonra bizi baş başa bıraktı.
Üstü başı kir içindeydi. Min Ji'nin olduğunu tahmin ettiğim kan izleri parmaklarının üzerinde duruyordu. Derin bir nefes alıp yavaşça bıraktım.
"O iyi mi?" Sesi dudaklarının arasından kısık ve güçsüz çıkmıştı.
"Sormaya hakkın olduğunu mu sanıyorsun? Min Ji'yi bu hale sokmuşken?" Dedi Jin Young benden önce davranarak.
