FIND ME -22-

783 109 38
                                    




Bu benden size bir kıyak. Zaten gerekli açıklamayı bir önceki bölümde güncelledim. Bu bölüme başlamadan önce bir önceki bölüme bakıp açıklamayı okursanız sevinirim.

Keyifli okumalar!

VOTE SINIRI: 30


ÖNCEKİ BÖLÜMDE:

Ellerim göğüs kaslarının tam üstünde duruyordu. Ve ben bunu dakikalar sonra farkına varabilmiştim.

Ceza dediğin böyle olur. Öyle suya itmekle cezalandırmış olmuyorsun Wang Jackson.

İçten içe attığım çığlıklar ve kahkaları bastıran ciddi yüz ifademi bozmadan göğüslerinden hafifçe itekleyerek kolundan kurtuldum ve yüzüme çarpık bir gülümseme yerleştirdim.

"Evet, iyiyim. Teşekkür ederim."

İşte bu kadar kızım!



Jackson'ın yardımıyla havuzdan çıkıp şezlongun olduğu tarafa yürümeye başladım. Benimle ilgilenmesinin iki sebebi vardı. Birincisi, suçluluk duyuyordu. İkincisi, kesinlikle suçluluk duyuyordu. Başka bir açıklaması olamazdı çünkü. Şezlonga oturduktan sonra Jackson hemen önümde durup açtığı havluyu kafamın üzerinden geçirerek omuzlarımın üstüne yavaşça bıraktı.

"Bir oyun için neden bu kadar eziyet ettin kendine, anlamış değilim." Karşımdaki şezlonga oturup ellerini diz kapaklarının üstünde birleştirdi.

"Kendi içimde bir savaş ilan ettim. Peki kazandım mı? Evet. O yüzden buna fazla takılma. Ayrıca havlu için teşekkür ederim Jacky-shii." Kıkırdadığım sırada işaret parmağını tehditkar bir şekilde bana doğru salladı. "Ya! Sakın o kelimeyi bir daha ağzına alma, yoksa sonuçları kötü olur."

Korktum mu? Tabii ki hayır. Jackson ceza konusunda pek de başarılı olmadığını bana güzelce kanıtlamıştı. O yüzden pek ciddiye alamamıştım. Karşımdaki kaşlarını çatıp kafasını onaylatmak istercesine sallarken bakışlarımı havuzdaki üyelere çevirdim.

"Peki. Sen nasıl istersen Jacky-" başımı çevirmeden ona baktım.

"Ciddiyim." dediği sırada dudaklarımı birbirine bastırıp başımı salladım.

Üyeler boğuşmaya devam ederken onları bir süre izlemeye devam ettim. Jackson da benim gibi onların olduğu tarafa bakıyordu. Birkaç kez beni bırakıp havuza gitmesini söylesem de aldığım cevap istikrarlı bir şekilde hep aynıydı.

"Havuz sevmiyorum. Böyle oturmak daha iyi." 

Teklif var ısrar yok. Ayaklarımı yavaşça yerden kaldırıp şezlongun üzerine yerleştirdim. Bana verdiği havluya sıkıca sarılmıştım. Kuruduğumu hissettikten sonra havluyu alıp başıma yerleştirdim. Jackson da sanki benim hareketlerimi tekrarlıyormuş gibi şezlonga uzanarak güneşlenmeye başladı.

Gerçekten üstüne havlu falan örtse olmaz mıydı?

Gözlerime hakim olmaya çalışarak bakışlarımı gökyüzüne kaldırdım.

"Nasıl bu kadar uzun süre nefesini tutabildin?" Bakışlarımı gökyüzünden çekmeden gülümsedim.

"Küçüklüğümden beri denizde büyüdüm. Zamanla nefes tutma süremi geliştirebildim. Tabi yine tıkanabiliyorum. Az önce olduğu gibi."

"Bence az önceki şey inadın yüzünden oldu." Jackson'ın bakışlarının bana kaydığını hissetmiştim.

"Nasıl yani?" diyerek başımı ona doğru çevirdim.

FIND ME |Jackson|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin