FIND ME -7-

1.1K 128 334
                                    



Bu da size bayram hediyem olsun, keyifli okumalar bebeklerim!

-BADDIV❤️

Medya : Şeytan Jin young ❤️




ÖNCEKİ BÖLÜMDE;

"Ya! Parmağına ne oldu senin?" Yu Jin'in her zaman ki gibi gözünden kaçmamıştı. Olayı daha fazla büyütmemesi için ona doğru yaklaşıp fısıldadım.

"Önemli bir şey değil, ufak bir kesik sadece." dedikten sonra içkimden bir yudum aldım.

Kesilen parmağıma baktıktan sonra istemsizce bakışlarım Jackson'a kaydı. Arkadaşlarının sohbetlerine hızlı bir şekilde katılmış kendi aralarında gülüşüyorlardı. Soju şişemden bir yudum daha almak için şişeyi dudaklarıma götürdüğüm sırada Jin Young'la göz göze geldim.

İmalı imalı gülümsüyordu ve bunun sebebini çözmem için çok da fazla düşünmeme gerek yoktu.

Aferin aptal, işte şimdi sıçtın...







"Sizinle bir kez daha gurur duydum Min ji-shi."

Park Jin young ve Ceo jung wook gururlu bir şekilde beni baştan aşağı süzüyorlardı. Her ne kadar parti gecesi yaşanan olaydan sonra Ceo jung wook'un gözünden düşmüş olmama rağmen şu an işler tam tersine dönmüştü. Got7 albümünü kurtarmam sayesinde o olayı unutturmaya başardığım için içten içe sevinç çığlıkları atıyordum. Sabahın erken saatlerinde daha gözümü açamazken Do hyung'un mesajıyla apar topar şirkete gelmiş ve ne olduğunu anlamadan kendimi Ceo Jung wook'un odasında bulmuştum.

"Teşekkür ederim. Görevimi yaptım sadece." Diyerek başımı yavaşça eğdim.

"İkiniz gerçekten çok uyumlu oldunuz ve birbirinize çok çabuk alıştınız. " Ceo Jung wook, Do hyung ve bana memnun olmuş bir şekilde baktıktan sonra masaya doğru yaklaşıp eline bir zarf aldı ve havaya kaldırıp sallamaya başladı.

"Size küçük bir ödül, yalnız.." Elindeki zarfı sallarken bir yandan imalı bir şekilde gülümsedi, " Hediyenizi şu an alamayacaksınız."

"Doğru zamanı bekleyeceğiz. " diyerek Ceo'yu destekledi Park Jin young.

Doğrusu zarfın içindeki şeyin ne olduğunu merak ediyordum. Hatta içim içimi yiyordu. Do hyung'da benimle birlikte meraklı gözlerini zarftan ayırmıyordu.

"Tam olarak doğru zamanın ne zaman olacağını öğrenebilme şansımız var mı PD-nim" Do hyung, bir ümit cevap alabilmeyi uman bir ifadeyle Park Jin young'a bakıyordu.

Jung wook, başını olumsuzca iki yana salladıktan sonra, "Sabırlı ol Do hyung-shi, zamanı gelince öğreneceksiniz." Diyerek gülümsedi.

"Sizi daha fazla tutmayalım, malum başarılı ve oldukça çalışkan bir ekipsiniz. Zaman kaybetmeniz isteyeceğimiz en son şey." Park Jin Young gülümseyerek kollarını göğsünde birleştirdi.

Teşekkür edip hızlıca odadan çıktıktan sonra siyah zeminli koridorda baş başa kalmamızın ardından derin bir nefes aldım. Her ne kadar bana karşı dominant bir tavır sergilemeseler bile ister istemez karşılarına geçtiğimde soğuk ecel terleri döküyordum.

Do hyung'la yürümeye başladığımız sırada hızlıca bana doğru dönüp olduğu yere sabitlendi.

"Neden söylemiyorlar? Merak içimizi kemirirken nasıl işimize odaklanacağız biz şimdi?" Sitemli tavrıyla bakışlarını yere indirdi. Parmaklarını çenesine götürüp sıvazlamaya başladığı sırada elini omzuna yavaşça koydum.

FIND ME |Jackson|Onde histórias criam vida. Descubra agora