FIND ME -5-

1.1K 127 168
                                    










Merhaba canlarım! Final haftam başlıyor, o yüzden biraz mutsuzum... Ama 2 hafta boyunca bölümleri yayımlamaya - haftada 2 bölüm- devam edeceğim. Bu sıralar sık sık Find Me yb görürseniz şaşırmayın. Divörz'ün dersleri biraz ağır olduğu için bölüm paylaşamayacak. Ama telafisini yapacağına eminim. Aman sonra bana: "Yeter artık hep Find Me, biraz da Forget Me Not gelsin." falan demeyin. Bozuşuruz dkjdhsf

İyi okumalar <3

(Vote ve yorum atmayı unutmayın lütfen..)

Sizi seviyor ve öpüyorum.

-BADDIV





ÖNCEKİ BÖLÜMDE;

"Aslında karşılaştığımız iyi oldu. Sizi o geceden sonra çok merak ettim; daha doğrusu ettik. "

Şans ayağıma gelmiş gibi görünüyordu. Sonuçta üyelerden başka kimse o gece ne olduğunu tam olarak bilmiyordu ve bir tanesi tam olarak karşımdaydı.

"Suçluluk hissettiğim bir durum var ve bunu sizinle konuşmazsam içim rahat etmeyecek, Bayan Min Ji."

Neyden bahsettiğini bilmiyordum fakat hayırlı bir iş olmadığı belliydi. Endişeli bir çift göz benimkilere sabitlenmişken boğazıma bir yumruğun oturduğunu hissedebiliyordum. Şimdilik o yumrunun büyümemesi ve onurlu bir şekilde hayatıma kaldığım yerden devam etmek; dileklerimden sadece birkaçıydı. Pek mümkün görünmediği de söylenebilirdi.





Jin young'un tam arkasında onu takip ediyordum. Konuşmak için sakin bir yer bildiğini ve sadece kendisini takip etmem gerektiğini söylemişti. Dediklerine uyarak adımlarını takip ettim. Psikolojik olarak yerlerde olduğumu söyleyebilirim. Az önce yaşadığım olay moralimi yerle bir etmişti. Arka arkaya başıma gelen felaketlerden sonra üstüne bir de CEO'dan işittiğim azar yer almıştı. Beni sakin bir şekilde uyarması da korkumu ikiye katlamıştı.

Tam önümde yürüyen idole biraz daha yaklaşarak fısıldadım.

"Nereye gidiyoruz?" 

Yavaşça kafasını çevirip gülümsedi. "Geldik  Min Ji-shi." 

En son kata ulaştıktan sonra demir kapıyı hızlı bir şekilde kendine doğru çekip geçmem için eliyle işaret yaptı.

Şirketin terasına gelmiştik. Gerçekten açık havanın her daim iyi geldiğini düşünürdüm ancak anlaşılan bugünlük bana iyi gelen hiçbir şey yoktu. Buna gerçekten emindim. Tüm Seul'u ayaklarının altına alan bu teras kafa dinlemek için tercih edilecek en güzel yerlerden biri olabilirdi. Bu yeri aklımın bir köşesine kazımalıydım. Kafam attıkça geleceğim yeni mekanım kesinlikle burası olacaktı.

Demir korkulukların olduğu yere yavaşça yaklaştım. Güneşin batışı resmen tüm şehri selamlıyordu.

"Gerçekten çok rahatlatıcı bir manzara. Gün batımlarına bayılırım." Jin Young, güneşe bakarak gülümsüyordu. Yakından bakınca suratının gerçekten kusursuz oluşu insanı ister istemez şaşkına çeviriyordu. 

"Evet." demekle yetinebildim. Açıkçası CEO ile gerçekleşen görüşmeden sonra kafamda üyelere karşı mesafe koyma fikri pek de parlak bir fikir olmayarak aklımın köşesinde bir yerde kendine yer edinmişti. Ne de olsa benim yüzümden başları neredeyse belaya girmek üzereydi. 

FIND ME |Jackson|Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang