FIND ME |Jackson|

FIND ME -10-

Jackson beyle sizi baş başa bırakıyorum. Ben kafayı yedim birazda siz yiyin fhdhdh

Keyifli okumalar!

Medya: Beni benden alıyor...

BADDIV❤️

ÖNCEKİ BÖLÜMDE;

"Neyi anlatsın?" Tanıdık bir ses işittiğimde gözlerimi aralayıp sesin geldiği yöne döndüm. Geriye kalan dört üye ayakta dikilmiş sırıtarak bize bakıyorlardı. Soruyu soran grup lideri Jaebum'du. Uzun saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştırmış gözlerinin önüne düşen birkaç perçemi tek eliyle oynuyordu. Mark ve youngjae hızlıca Jin young'un yan tarafında bulunan boş puflara yönelirken Jackson'la göz göze geldim. Ona baktığımı fark edince gülümseyip gözlerini kırpıştırdı.

Yine o lanet olası karıncalanma hissi ortaya çıktığında yumruğumu sıkıp mideme gelişi güzel geçirmek istedim; fakat üyelerin önündeyken böyle bir hareket yapmam onları korkutabilirdi.

Tebessüm ederek ona karşılık verdikten sonra yüzü eski ciddiyetine dönüp Bambam'ın hemen yanına ve benim tam karşıma yerleşti. Ayakta kalan Jaebum ise oturduğu yere çömelerek kendimi çimenlere bıraktı.

Jackson'un buraya gelmesi seni neden bu kadar mutlu etti, Min Ji?

Saçmalamayı kes.

Tüm üyelerin gelmesi seni mutlu etti, evet kesinlikle doğrusu bu.

Emin misin?

"Hyung, arka tarafta puftan bir tane daha var." Bambam, işaret parmağını hemen arka tarafıma uzattığında Jaebum ayaklanıp o tarafa yöneldi.

"Bize niye haber vermediniz?" Youngjae, sitemli bir tavırla üç üyeyi göz hapsine çoktan almıştı.

Jin Young, elini sitem eden arkadaşının omuzuna koyarak, "Programdaydınız, ondan haber vermedik." diyerek gönlünü almak istercesine şebeklik yapmaya başladı.

"Siz nasıl öğrendiniz burada olduğumuzu?"

"Menajer söyledi." Mark, havalı ve bir o kadar da soğuk bir cevap verdi ve önünde Jin Young'a ait olan soju şişesini kapıp bir yudum aldı.

Ben sessizce onları dinlerken Yu Jin, üyelerin hepsiyle selamlaştıktan sonra sohbetlerine devam ettiler. Benim konumun arada kaynaması mutlu ettiği için bir daha açılmamasını dileyerek onları dinliyordum. Sonuçta ergenlik zamanımda yaptığım saçmalıkları kimsenin bilmesine gerek yoktu.

Yaklaşık yarım saat süren lise yılları sohbetlerinden sonra üyeler sonunda kendi programlarından bahsetmeye başlamışlardı. Çıktıkları programlarda yaşadıkları komik anları anlatıyor ve beni kahkaha atmaktan karnımı ağrıtacak kadar çok güldürüyorlardı.

"Doğruyu söylemek gerekirse en eğlendiğimiz zamanlar yurtta olduğumuz zamanlardı." Youngjae içkisinden bir yudum aldıktan sonra gülümseyip üyelere baktı.

"Onlar artık benim ailem oldular. Sanırım sahip olduğum en güzel şeylerden biri GOT7." Bu cümlesi ben de dahil olmak üzere herkesi oldukça duygulandırmıştı. Masadaki herkesin suratında geçmişi yad eden, tuhaf bir gülümseme oluştu.

"Tanrım... gerçekten ağlamak üzereyim." Yu Jin'in bakışları bir anda bana doğru döndü, gözlerime samimiyetle bakarak devam etti. "Benim de sahip olduğum en güzel şey, bu kız."