FIND ME -8-

1K 127 159
                                    




Arka arkaya Yb yayımladığım için sevindiğinizi biliyorum. O yüzden bol yorum bekliyorum 😘

Keyifli okumalar  <3

-BADDIV






ÖNCEKİ BÖLÜMDE;

"Olayları tam detaylı bilmediğim için pek yorum yapamıyorum fakat unutma; her insan ikinci bir şansı hak eder. " Diyerek elinde ki su şişesini dudaklarına götürüp uzun bir yudum aldı.

Jin young'un söylediği şeyler aklımı çelerken üyeler hala kendi aralarında konuşuyor bu sırada da dinleniyorlardı. Bir süre kafamın içindeki mahkemeyle mücadele verdikten sonra yerde ki telefonumu hızlıca elime alıp mesaj bölümüne girdim.

Pekala, yarın buluşacağımız yerin saatini ve adresini mesaj atarım.

Mesajı gönderdikten sonra telefonu yan tarafıma bıraktım. Bu mesajı atmamın sebebi yaşadığımız bu berbat duruma son vermek istediğimdendi.

Jin young, "Bence doğru kararı verdin." Diyerek gülümsedi.

Yaptığım şey doğru mu yoksa yanlış mı hiçbir fikrim yoktu. Düşüncelerimin içerisinde boğulmak ve sonradan pişman olmamak için belki de bunu gerçekten yapmam gerekiyordu.








Ellerimi masanın üzerine usulca uzatıp birbirine kenetledim. Eun Hyuk yaklaşık iki saattir karşımda dil döküyor; kendini affettirmek için elinde ki tüm kozları oynuyordu. Göz ucuyla masanın sol tarafında duran kırmızı renginde ki kalp desenli küçük hediye kutusuna baktım. Açıp içine bakmak için ufacık da olsa içimde merak hissi yoktu.

"Lütfen sözlerimi kulak ardı etme, Min Ji." Umutsuzca dudaklarını büktü.

Bakışlarım o kadar soğuktu ki karşımdaki bunu net olarak hissediyordu. İstediği kadar dil dökse de bakışlarımda hiçbir değişikliğin olmayacağına adım kadar emindim.

"Pekala, seni dinliyorum." Ellerimi masadan uzaklaştırıp kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Çok zamanım yok, hızlı olursan sevinirim." diyerek sırtımı geriye doğru yaslayıp Eun Hyuk'u baştan aşağı süzdüm.

"Söylediklerim için gerçekten özür dilerim. Öfkeme yenik düştüm." Mahcup bir şekilde gözlerini kaçırdı. Bakışları, gözlerimi yeniden bulduğunda sözlerine devam etti:

"Açıkçası beni anlamı beklerdim. Sonuçta karşılaştığım du-"

Şalterlerimin atmasıyla birlikte sözünü yarıda kesip öfkeyle ona doğru eğildim. "Seni anlamak mı? Gerçekten şu durumda bile kendini haklı çıkarmaya mı çalışıyorsun?"

Öfkeden kulaklarımda hissettiğim yanma hissi tüm bedenimi sarmaya başlamıştı. Haklılık payının olduğunu ima ettiği an onu öldürmemek için kendimi zor tutmuştum resmen. "Bana nasıl bir ithamda bulunduğunu farkında mısın?" dişlerimi sıkarak konuştum. Sağlam olan dişlerim kırılmak üzereyken yavaşça serbest bırakıp sakinleşmek adına gözlerimi yumup derin bir nefes aldım. Böyle bir durumdayken sakinleşmek imkansızdan öte bir şeydi benim için.

"H-Hayır! Beni yanlış anlıyorsun Min Ji... Lütfen" Gözlerini kapatıp ellerini bana doğru uzattı.

"Lütfen sözümü kesmeden beni dinle." Ellerimin üzerinde ki elinden kurtulduktan sonra yalvarırcasına bakan gözlerine öfkeli bakışlarımı sabitledim. Bir zamanlar hayranlıkla yüzüne baktığım adama karşı şu an hiçbir şey hissedemiyordum. Ne acı ki bu durum düzelir mi muammaydı.

FIND ME |Jackson|Where stories live. Discover now