Bölüm 27: Evlen Benimle !

7.6K 344 60
                                    

HALLOOOO BEBİİEESSSS :)

Umarım iyisinizdir, mutlusunuzdur :)

Ya bölümleri çok uzun yazıyorum fkldfjds Ne zaman bitecek çok bir fikrim yok ama taş çatlasa on bölüm daha gider :( Sonra nasıl bitti birden demeyin flskjgfds

İyi Okumalar :)

Israrla çalan kapıyla zorlukla yattığı yataktan kalktı, Ali Asaf. Hazan gittikten sonra Muğla'da babasının çok önceden aldığı eve gelmiş, sabaha karşı ancak uyuyabilmişti. Şimdi ısrarla çalan kapıyı ufak bir küfür savurarak açtı. Karşısında annesiyle babasını gördüğünde bu kadar erken gelmelerini beklemediği için ufak bir şaşkınlık yaşadı. "Neredesin sen Ali ?" annesi söylenerek kapının önündeki bedenini itip içeri girdiğinde şaşkınlığını üstünden atıp geçmesi için babasına da yol vermişti. Salona geçtiğinde annesini merak ve öfkeyle yüzüne bakarken gördü. "Oğlum, bu halin ne ? Ve bizi neden apar topar çağırdın ?"

"Anne Allah aşkına bir uyanayım önce !" sitemli sözlerinden sonra banyoya gitmek için salondan çıktı. Banyoya geldiğinde yüzüne birkaç kere su çarpmış anca ayılmıştı. Nasıl anlatacağını bilmese de derin bir nefes alarak çıktı banyodan. Salona geçtiğinde annesiyle babasının karşısındaki koltuğa oturup sıkıntılı bir nefes verdi. Kendisine merakla bakan ailesini daha fazla bekletmek istemedi. "Hazan'ı buldum..." annesiyle babası şaşkınlıkla yüzüne bakarken, ikisinin de mutluluktan gözleri parlamıştı. "Nasıl buldun ? Burada mı ?" annesinin heyecanla söylenmesiyle yutkundu. "Burada, tesadüfen buldum..."

"Konuştunuz mu ? Oğlum, tane tane anlatmasana şunu !" babasının öfkeli sesiyle derin bir nefes aldı. "Konuştuk..." nasıl söyleyeceğini bilemeyerek ellerini sıkıntıyla saçlarının arasından geçirdi. "Bizim bir oğlumuz varmış !" annesi de babası da şok olmuş bir biçimde yüzüne bakarken bir anda gülmeye başladılar. "Oğlum, sen böyle şakalar yapmazdın !"

"Şaka değil baba !" babası şaşkınlıkla sarsıldığında sıkıntılı bir iç geçirdi. "Ali'm ne diyorsun sen ?" annesi dolu gözlerini yüzüne diktiğinde bir yumru oturdu boğazına. "Anne...Benim bir oğlum varmış !" umutla dolu serzenişi Ela'nın dudaklarından bir hıçkırık kopardı. Onların bir torunu mu vardı ?

"Oğlum sen şu olayı baştan anlatsana !" babasının söylenmesiyle baştan sona yaşadıklarını anlatırken üçü de gözyaşlarını tutamamışlardı. "Ali'm...Bizi torunuma götür !" annesinin umutlu sesiyle bir şey demeden kafasını salladı. Zaten daha şimdiden oğlunu da Hazan'ı da çok özlemişti.

Bir saatin sonunda Hazan'ın evinin olduğu sokağa giriş yaptıklarında hepsinin üzerinde bariz bir gerginlik vardı. Ela ve Alp içten içe Hazan'ın onları karşılamayacağını bilseler de bir gerginlik vardı üstlerinde; Ali Asaf ise Hazan'ın dün geceden sonra onu nasıl karşılayacağını bilmiyordu. Eskiden Hazan ona kıyamazdı ama şimdi...Ölse dönüp bakmayacak gibi konuşuyordu.

Arabayı evin önünde durdurduğunda derin bir nefes alarak indi arabadan. Annesiyle babasını önüne alıp yolu gösterdiğinde Hazan'ın ters bir tepki vermemesi için dua ediyordu. Annesi zile bastıktan birkaç saniye sonra uykudan yeni uyandığı belli olan Hazan açmıştı kapıyı. Dört yılda belki de değişmeyen tek şey; Ali Asaf'ın, Hazan'ı her gördüğünde nefesinin kesilmesiydi. Bu kadar güzel olmak diğer kadınlara haksızlık değil miydi ?

HAZAN VAKTİWhere stories live. Discover now