Bölüm 24: Alparslan Tuna

7.5K 378 63
                                    

Hallooooo canlarrr :)))

Keyifler nasıl, iyisinizdir umarım ! 

Neyse uzatmadan bölüme geçiyim, arayı kısa tutacağımı söylemiştim ama bir dahaki bölüm geç gelebilir sınav haftam bu hafta maseleeeeff fjlsdjfds

Neyseee iyi okumalaaaarrr :))


"Hazan, bir haftadır kapıda bekliyor adam ! Yetmez mi artık ?" Muzaffer'in isyankar sesiyle duygusuz bakışlarıyla ona baktı. Ali Asaf bir haftadır arabada yatıyor, kapısından bir dakika ayrılmıyordu. Çok affetmek istedi Hazan...Bir haftadır kaç kere kapıdan döndüğünü bir o bir Allah biliyordu. Ama kimse onu anlamıyordu ki ! Muzaffer'in bile Ali Asaf'a olan öfkesi gitmiş, kendisini ikna etmeye çalışıyordu. Hazan'ın ikna edilmeye ihtiyacı yoktu ki...Affedemiyordu işte ! Yüreğini sanki yerinden söküyorlarmış gibi hissediyordu, nefes alamıyordu, göz pınarları kurumuştu ağlamaktan...Ama affedemiyordu, bir yandan da korkuyordu. Neler demişti ya adam ona ! Şimdi gururunu, korkularını hiçe sayıp nasıl kollarına atlayacaktı ? Kimse Ali Asaf'ı ondan çok sevip düşünemezdi ama artık önceliği vardı. Ali Asaf'ın kendisine yük olarak göreceğini bildiği bir can vardı içinde.


"Muzaffer !" Hazan'ın uyarıcı sesi yankılandı odanın duvarlarında. "Ne var Hazan ? Tamam süründür ama kendisini anlatmasına izin ver ! Sende kahroluyorsun böyle..."


"Kolay mı sanıyorsun ya sen ? Neler dedi bana ? Gurursuz muyum ben ? Ben senin kardeşin değil miyim ? Mahvetti ya bu adam beni ! Onun yüzünden babasız büyüteceğim ben çocuğumu ! Köpek gibi sevdiğin adamın, seni sevmemesi; her seferinde aşık olmayacağını söylemesi ne demek biliyor musun sen !?" Hazan avaz avaz bağırırken, Muzaffer pişmanlıkla yüzüne bakıyordu. Yumruklanan kapıyla bakışlarını Hazan'dan çekip kapıyı açtı. Ali Asaf'ın endişeli bakışlarını gördüğünde sertçe yutkundu. Hazan'ın öfkesi asıl muhattabını bulmuş gibi anında ona yönelmişti.


"Ooo, Ali Asaf beyler de gelmiş !" Hazan'ın alay dolu öfkeli sesiyle Ali Asaf kaşlarını çattı. "Hazan, ne oluyor ? Sesin dışarı kadar geliyor ?" siniri bozulmuş bir şekilde kıkırdadı Hazan. "Ne mi oluyor ?" kıkırtıları kahkahaya dönüştü. "Muzo, seni affetmemi söylüyordu !"


"Hazan-" elini kaldırıp Ali Asaf'ın sözünü kesti Hazan. "Sus daha bitirmedim !" Hazan'ın duygusuz, sakin sesi ürpermesine neden olmuştu. "Seni affetmeyeceğim Ali Asaf Demir !" Ali Asaf olduğu yerde sendeledi ama Hazan'ın gözü onu görmüyordu, tek istediği artık birinin onu anlamasıydı. Bunun sonucunda hem Ali Asaf, hem de kendisi yanacak olsa bile...


Ali Asaf buradan gitsin istiyordu. Gitsin ki; Hazan'da uzaklara gidebilsin, izini kaybettirip kendisine yeni bir sayfa açabilsin.


"Hatırlıyor musun o sabah bana söylediklerini ?"


"Hazan-" Ali Asaf'ın acı dolu sesi içinde fırtınalar koparsa da bakışları duygusuzdu. Hazan'ın en büyük maskesiydi bu, bir tek Ali Asaf'a çekemezdi maskesini; Hayal'in maskeleri yoktu çünkü...Ama şimdi Hayal yoktu; Ali Asaf'ın hiç tanımadığı bir Hazan vardı.


"Sana sözümü kesme dedim !" Hazan'ın yüksek sesi Ali Asaf'a derin bir nefes aldırdı. "Anlatayım dedin, izin verdim anlattın. Seni affetmeyeceğimi söyledim. Bir haftadır ne yapıyorsun kapının önünde ?" Hazan'ın sakin sesi, fırtına öncesi sessizlik gibiydi. "Seni bırakamam ben !" Ali Asaf'ın güçlü sesi yüreğini titretmişti.

HAZAN VAKTİWhere stories live. Discover now