~ 0.7 ~

1K 70 25
                                    

Ayaklarımı sürerek mutfağa girdim. Kendimi zor da olsa bir sandalyeye atabildim. Kemiklerim ağrıyordu. Masada duran ağrı kesicilerden birini içtim. Doktorun birkaç günde geçer dediği hastalık ikinci haftasına girmek üzereydi. Ve ben sadece sınavlar için okula gitmiştim. Bu süre zarfında da Chris'i görmemek için köşe bucak kaçmıştım. 

Alistair'dan kaçma ihtimalim zaten yoktu. Gittiğim her yerde vardı. Sanki biri nerede olduğumu söylüyor gibiydi.

Sandalyeden kalkıp sürünerek salona gidip kendimi koltuğa attım. Nefes almak çok zor geliyordu. Annem üstümdeki hırkayı çıkarmamam konusunda tehditlerde bulunmuştu fakat terden sırılsıklam olmuştum. Saçlarım da kuş yuvasına dönmüştü.

Kapı çalınca başta kalkmak istemesem de belki kızlar gelmiştir diye düşünerek yerimden kalktım. Kapıyı açtığımda karşımda Sara ve Ingrid'i gördüm. İkisi de beni görünce şok geçirdi. ''Tanrım,'' dedi Sara. ''Çok kötü gözüküyorsun!''

''Eh, teşekkürler Sara.''

''Daha fazla soğukta kalma. İçeri geçelim.'' Ingrid ve Sara içeriye geçtiler. Kapıyı kapatıp onların yanına gittim. ''Hastaneye gittin mi?''

''Dün gece annemle gittik. Serum aldım ama pek faydası olmadı. Hastalandığımda çabuk iyileşemem, biliyorsunuz.'' Bacaklarımı kendime çekip alnımı dizime yasladım. ''Siz ne yapıyorsunuz?''

Bunu söylediğim anda pişman oldum. Çünkü lafımı bitirmemin saniyesinde Ingrid'in suratı karardı. Kızlar Ingrid'in olanları öğrendiğini söylemişti. Spor salonuna dalıp Chris'in suratına herkesin ortasında tokadı patlatmış. ''Kızın kim olduğunu öğrenebildin mi?''

''Hayır. Ama çok uzun sürmez. O kaltağı bulduğumda okulun ortasında döveceğim. İsterseniz siz de katılabilirsiniz.''

Güçlü bir şekilde hapşırınca kızlar irkildi. ''Çok pardon. Ben bir banyoya gideyim. Siz de kafanıza göre takılın. Buzdolabında tatlı falan var. Ben birazdan gelirim.''

Yalarından olabildiğince hızlı bir şekilde ayrılıp merdivenlerden çıkmaya başladım. Banyonun kapısını açıp içeri girdim ve kapıyı çabucak kapattım. Lavabonun önüne geldiğimde aynadan kendi yansımama baktım. Yüksek ateşten gözlerim kanlanmıştı. Yüzümü yıkayıp saçımı düzelttim. Banyodan çıkıp aşağıya indiğimde kızların telaşlı hallerini gördüm. Kaşlarım çatıldı. ''Ne oldu?''

Sara salonu turluyordu. ''Chris Ingrid'i aradı ama cevap vermeyince evine geleceğine dair bir mesaj attı.''

''Ee? Evde değilim demedin mi?'' Tekli koltuğa oturup ayaklarımı sehpaya yerleştirdim.

''Dedim ama inanmadı. Asıl sorunumuz bu değil, evde bir tek ağabeyim var ve eğer Chris'i görürse beni de onu da öldürür!''

''Neden?''

''Çünkü Penetratorlar ağabeyim ile aynı yerden uyuşturucu alıyorlar. Bu alım işini de Christoffer Schistad yaptığı için ağabeyimi kesinlikle tanıyor olmalı. Ağabeyim kendisi gibi biriyle sevgili olduğumu öğrenirse kıyamet kopar!''

''Ne yapmayı düşünüyorsun?''

''Tanrım, aklıma hiçbir şey gelmiyor. Sanki beynim durmuş gibi hissediyorum! Ne yapmalıyız? Sara? Eva? Biraz düşünmeye ne dersiniz?''

Peçeteyle sulanan gözlerimi kuruladım. Ateşim bir türlü normale dönmüyordu. O sırada Sara aklına bir şey gelmiş olacak ki ellerini çırptı. ''Buldum!''

''Ne buldun?''

''Chris'i buraya çağıracağız.''

''Hayır.''

The Spectacular Now // Chris&Eva || SKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin