Miribaa ^.^
Şİmdi gençler bölüm geç oldu farkındayım.Geç olsun güç olmasın dasfads.
Hiç yazasım gelmedi bunuda zorla yazdım galiba :D Neysem bölüm kısa oldu siz iki gün idare edin bunla ben çabucak bölüm yazacağım bugün okununca atarım :D
Bu bölüm Ece'ye gelsin :D Ece'ciğim yorumlarını çok beğeniyorum seninle konuşmayıda seni de çok seviyorum<33
Bu bölümde oyları arttırabilirsinizi güzel olur :D Herkese iyi okumalar :D
Sizi çok seven Ayşe Nur <3
Yeşim
‘’Semih!!’’’diyerek cırladığımda aklımdan geçen tek şey elime terlik alıp yerde ki böceği öldürmek,ona türlü türlü işkenceler yapmaktı.Tamam işkence yapmazdım,yapamazdım.Ama öldürürdüm.Sonuçta hayvan severiz abi,işkence yakışmaz bize.
Böceğe iğrentiyle bakarken bir maymun edasıyla koltuğa sıçradım.Koltuk tekli olduğu için ve hızlı sıçradığım için –edasıyla dediğime bakmayın hayvan gibi sıçradım- az kalsın koltuk geriye doğru düşüyordu.Allah’tan koltuk duvar dibindeydi yoksa halimi düşünemiyorum.
‘’Semih bir buraya gelsen?!?!’’diye sinirle kükrediğimde Semih belinde havluyla koşarak buraya geldi.Geldiğinde saçının köpüklü olduğunu fark ettim.Uuu çok seksi.Şuan yerde böcek olmasa üzerine bile atlayabilirdim.Ama lanet olsun ki yerde böcek var!
‘’Ne var Yeşim?Ne cırlayıp duruyorsun?’’diye sordu Semih sinirle.Şuan aklımda ki tüm fanteziler uçup gitti.Böyle kanatlanıp gittiler.
‘’Yerde böcek var!’’diye bağırdım tiksintiyle.Sakin sakin baktı ve:
‘’Ee?Ne var bunda?Yeşim artık şu böceklerden korkmayı bıraksan?’’deyip böceği aramaya koyuldu.Ellerimle bir yerleri gösterdim ve:
‘’Çok uzağa gitmiş ol-Aaaa!!Uzak tut Semih!Lanet olsun!!’’diyerek avazım çıktığı kadar bağırdım.Semih elinde ki böcekle üzerime üzerime gelirken kendimi ağır çekimdeymiş gibi hissediyordum.O bana yaklaşırken sinsi bakışlar atıyor ,böcekte sanki benden korkuyormuşçasına kaçmak için o iğrenç bacaklarını oynatıyordu.Kaç böcekciğim.Kaç!Özgürlüğüne koş.Yeter ki o özgürlüğün benden uzak olsun.
Semih hala buraya geliyordu –aramızda çok mesafe yoktu ama dediğim gibi ağır çekim alıyorum- Tam bir adım daha atmıştı kiii havlusu düştü.Aceleyle gözlerimi kapadım.Bu çocuk mal yaa.Valal bak.İnsan havluyu sıkı bağlar.Gözlerimi hemen kapamasam kim bilir neler görecektim.
‘’Kapa şu şeyini Semih.Böceği sakın düşüreyim deme döverim.’’diye talimat verdim.
5 dakika sonra hala gözlerim kapalı onu bekliyordum.
‘’Semih ne zaman işin bite-‘’derken birden boynumda bir karıncalanma hissetmemle bağırmam bir oldu.Gözlerimi açtığımda Semih elini karnına götürmüş bu halime gülüyordu.Geri zekalı bana numara yapmıştı.Sadece elini değdirmişti.Neden ben her zaman bu şakaya kanıyorum?Ona geri zekalı diyorum ama benimde ondan aşağı kalır yanım yok.
Elime yastık aldığımda gözlerini kocaman açtı ve diğer koltuğa sıçradı.
‘’Gel lan buraya!Ağzına ettiğim!!Kaçma gel!!’’derken o kaçıyor ben onu kovalıyordum.
Bir iki tur evi koşa koşa dolaştıktan sonra Semih’in kahkahaları durmuştu.Yorulmuştu sanırım.Valla ne yalan söyleyeyim bende yorulmuştum.Ama intikam değil mi yorgunluk dinlemez.Arkası bana dönüktü.Ellerini dizlerine dayamış nefes almaya çalışıyordu.Yastığı yere atıp sırtına zıpladığımda Semih ilk önce neye uğradığını şaşırdı ve yalpaladı.Sonra belinde ki bacaklarımı kavradı ve yürümeye başladı.Nefes alış verişleri hala düzensizdi.Yaşlandı bu çocuk.Yaşlandı dediğim 19 yaşında.
YOU ARE READING
Aşk Kapıyı Kırınca
Teen FictionAşk bazen kapıyı çalar, bazende adeta kırardı.İrem'de de böyle olmuştu.Çok hazırlıksız yakalanmıştı aşka.Hiç beklemiyordu bu ani kalp çarpıntılarını.Ama olmuştu işte.Birden aşık oluvermişti o'na.Hiç tanımadığı ama bir o kadar da güvendiği Berke'ye. ...