Saat 12

10.6K 381 50
                                    

Herkese merhabalaar :D Bu bölümü komik yazdım :D Geçen bölüm sizi üzdüğüm içinde özür dilerim ayrıca :/ Ama bunun olması gerekiyordu :D Geçen bölüm üzgündünüz :D Bu bölüm gülün istedim :D ayrıca bu bölümü bugğn doğum günü olan ciddi görl'üme yani Neşe'me yaaani Turkislovatic'ime armağan ediyorum :D iyiki doğdun bir tanem :DBu bölüm geçen ki gibi olmasın :D Daha çok yorum ve oy gelse mutlu olurum :D Sonuna Spoiler da koydum :D iyi okumalaaar -Sizi seven Ayşee :D 

Meral

‘’Kızım kalk artık!Tamam,bugün cumartesi tatil falanda abartma yani.’’diyen anneme tek gözümü açıp baktım.Üflediğimde annemin saçları uçuştu.O derece iyi üflerim yani .

Annem saçlarını düzeltirken bir yandan da sol eliyle beni dürtüyordu.

‘’Kalk artık.’’

‘’Tamam anne.Zaten uykumda kaçtı.’’dedim ve yataktan çıktım.Lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım.Dişlerimi fırçaladıktan sonra aynaya baktım.Ne eksiğim var ki?Yani çirkin değilim.Neden Onur beni sevmiyor?Acaba çok mu bıktırdım onu?Çok peşinden koştum tabi.Bir hafta ayrılmadım yanından.Sülük gibi yapıştım resmen.Ama ne bileyim bende?Hiç aşık olmamış ve kendine güvenilecek bir erkek arayan ben önüme gelen her erkeğe acaba güvenilir mi diye bakıyorum.Onur’da bana güvenilir biri gibi geldi.Yeşim’in anlattıklarına bakılırsa iyi biriydi.Tamam bana iyi davranmıyor olabilirdi (son gün hariç) ama iyi biriydi sonuçta.Hem şimdi arkadaştık.Rahatlıkla evine gidebilirdim her halde.Odama geçip kendime giyecek bir kıyafet ararken telefonum çalmaya başladı.Etrafa bakınmaya başladım.Ya önemli bir aramaysa?Ya Onur’sa?Ya ölecek biri vardı da beni çağırıp ona ilk yardım yapmamı isterlerse?Aha işte o zaman sıçarım.Yaralı ölür ve ben hapsi boylarım bir telefonu açamadığım için.Sonra-Sonra ne?Malım lan ben.Ya ölecek biri olsa niye beni arasınlar?Doktor muyum lan ben?

    Ben böyle saçmalarken içimden bir ses:

‘’Telefonu aç lan!’’ diye bağırınca hemen yatağımın yanında ki komodinden telefonumu almaya uzandım.Bu sırada saat 12’ye kurduğum çalar saatim çalmaya başladı.Bir yandan lanetler savurarak bir yandan ellerim titreyerek saati susturmaya çalıştım.Ellerim titrediği için saat elimden düştü.

‘’Kahretsin!!’’ Sinirle saati alıp açık olan camdan aşağıya fırlattım.Bu sırada beni arayan kişiye bakmadan telefonu açtım.

‘’Ah!Bu ne lan?Kim attı o saati?’’ diye bağıran bir ses duyduğumda:

‘’Kahretsin .’’dedim.Telefonda ki kişi:

‘’Meral iyi misin?Sesin nefes nefese kalmış gibi çıkıyor.’’

‘’Kaldım çünkü lanet olası.Of ya!’’

‘’Kim attı lan bu saati!Çıksın ortaya!’’

      Bu adam gitmedi mi yaa?Camdan dışarı baksam mı acaba?Anlar ama.Of!Sinirle telefonda ki kişiye:

‘’Sen kimsin!’’diye bağırdım.

‘’Ben Onur.Meral iyi misin sen?Hala kızgın mısın bana?’’diye sorarken Onur,aklım Onur’da değil penceremden içeri açılan saatteydi.Basketçi mi lan bu acaba?İyi attı yani.Yoksa vücudunu gördüğümden değil.Sinirle:

‘’Onur ben seni daha sonra arayacağım.’’dedim ve yüzüne kapadım.Saati alıp camdan baktım.Bana bakan sarışın mı sarışın , maviş mi maviş bir çocuk vardı.Çocuk dediğim benim yaşlarımdaydı sanırım.Saati gösterdim ve:

‘’Ne atıyorsun lan?Babanın evi mi burası?’’

‘’İlk önce sen bana attın bebeğim.Haklı çıkmaya çalışma.’’

Aşk Kapıyı KırıncaKde žijí příběhy. Začni objevovat