Tükürük Bombası

11.2K 409 29
                                    

Selamlar olsun muhteşem okuyucularıma :D Bu bölüme de yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.Sizleri seviyorum.Şu son bir hafta buralara uğramayabilirim.Yorumlarınıza cevap yazamayabilirim,kusura bakmayın şimdiden.Bir hafta sonra görüşmek üzeree <3

İrem

‘’Gir.’’sesini duyduğumda kapıyı açıp Berke’nin odasına girdim.

Bu sabah ilk defa beni uyandırmaya gelmemişti.Mutfağa girdiğimde kahvaltı bile hazırlamamış olduğunu gördüğüm anda evin içinde onu aramaya başlamıştım.Odasında olma ihtimali bütün evi aradıktan sonra aklıma dank etmişti.

 İçeri girdiğimde Berke yastıkların arasından bana bakıyordu.Kötü görünüyordu.Beti benzi solmuştu.

‘’Selam.’’dedim.Ne diyeceğimi bilmeden birden ağzımdan  çıkmıştı.Dediğim şeyin saçmalığına öl yani.

Berke terbiyesinden olsa gerek ölü bir tebessüm attı.Yanına gittim ve alnına dokundum.Yanıyordu.

‘’Berke yanıyorsun!’’dedim.Berke sessizce:

‘’Gençlik ateşindendir o.’’dedi.Dediği anda öksürmeye başladı.Ona endişeli bakışlar atıyordum çünkü endişeliydim.Ne yapmalıydım ki?Kendimi bildim bileli hiç hasta olmamıştım ben.Ne yapılacağını bilmiyordum.

‘’Ne yapmalıyım Berke?’’

‘’Bilmiyorum.’’dedi ve gözlerini kapadı.Sanki başımda dırdır etme der gibi.

Gözlerini kapayınca izlediğim bir film geldi.Filmde kadın hasta olan sevgilisine çorba yapıyordu.

‘’Çorba yapayım mı?’’diye sordum.Kafasını salladı.Mutfağa girip kapıyı kapadım.Benim beceriksizliğim sonucu uyanmasını istemeyiz değil mi?

Dolapları karıştırırken bir yandan da ne yapacağımı düşünüyordum.Tencereyi ocağa koydum.Hazır çorba yapacaktım.Zaten başka türlüsü elimden gelmezdi.Hazır çorbayı çıkardım ve tencereye döktüm.İnşallah doğru yapıyorumdur.Paketi çöpe attım.Başka?Çorba sulu bir yemek olduğuna göre su katacağız.Düz mantık :D Ne kadar su katmalıydım ki?Paketin arkasında yazmış olmalıydı.Ve paket çöpte!Çöpü açıp içine baktım.İşte orada duruyordu.Iykk!!Elimi iğrenerek çöp kovasının içine soktum ve paketi alıpo okudum.Yeteri kadar su koyun yazıyordu.

‘’İsyeaaaaan!!!’’diye bağırdım içimden.Paketi aldığıma değmemişti.Sinirle paketi çöpe attım.Tencerenin yarısına kadar su doldurdum.Yeterdi her halde.Imm…Başka ? Tuz!

2 tatlı kaşığı kadar attım.Sonra yetmez diye 2 kaşık daha attım.E bu da yetmezse artık sonradan atar yani.Kepçeyle karıştırmaya başladım.

(…)

‘’Çorba hazır!’’diye bağırarak kıçımda Berke’nin kapısını ittirdim.Kıçım büyük olduğu için benim için bir sorun olmamıştı.Berke gözlerini açtı.Tepsiyi kucağına koydum.Yorgunca bir kaşık alıp ağzına soktu.Yüzü biraz daha sararmıştı.Ay canım benim.Nasıl da hasta olmuş bebişkem.

‘’Nasıl olmuş?’’diye sordum hevesle.

‘’İyi…İyi olmuş.’’dedi.Gülümsedim.O da gülmeye çalıştı ama yüzünü biraz buruşturdu.Yemeyi bırakmıştı.Daha bir kaşık almış olduğu için:

‘’Yesene biraz daha.’’dedim.

‘’Şey,ben aç değilim.’’dedi.Bende kaşığı alarak :

‘’Hayır,yiyeceksin.Uçak geliyor.’’dedim.Korkarak:

‘’Yok ben almayayım.Sen sakın bir daha çorba yapma.Ellerine yazık.’’

‘’Yok canım.Ne zaman istersen o zaman yaparım ben sana çorba.’’

‘’Şuraya oturur musun?’’diye sordu yatağı göstererek.Çok  önemli bir konu olduğunu tahmin etmiştim çünkü çok ciddi duruyordu.Korkarak:

‘’Ne oldu?’’diye sordum.Acaba ölümcül bir hastalığı varda son bir ayı mı kaldı?

‘’Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama söylemek zorundayım.Çorban çooook tuzlu olmuş.’’dedi.

‘’Ne?Bu kadar önemli olan konu bu muydu?’’

‘’Ayıptır söylemesi ölüyordum.’’

‘’Merak ettim.Nasıl oldu ki?Tadına bakayım.’’

‘’Dur.Seni özleyeceğim ev arkadaşım.’’dedi ve bana sarıldı.Gözelerimi devirdim ve:

‘’Abartma.’’

‘’Harbi söylüyorum.’’dedi.Bende gülerek çorbadan bir kaşık içtim.İçmemle tükürmem bir oldu.O kadar iğrençti.Berke’ye baktım.Yüzü çorba olmuştu.Birden kocaman bir kahkaha attım.Berke somurtarak:

‘’Yine kabak benim başıma patladı.Ya da çorba.Her neyse.Gülme İrem.’’

‘’Tamam.Gülmüyorum.Dur bez getireyim.’’diyerek odadan çıktım ve gülmeye devam ettim.Mutfağa girdim ve kullanılmamış bir bez alıp Berke’nin odasına girdim.Ayağa kalkmış ve tişörtünü çıkarmıştı.Çünkü tişörtü de çorbaya bulanmıştı.Gözlerimi kapayıp bezi ona uzattım.Aldı.Bir kaç dakika sonra:

‘’Gözlerini açabilirsin.’’dedi.Gözlerimi açtım.Yüzünü silmiş,tertemiz bir tişört giymişti.Yatağın kenarına oturdu.Bende yanına oturdum.

‘’Teşekkür ederim İrem.’’

‘’Ne için?Berbat çorbam için mi?’’

‘’Hayır.Onu hatırlatma.Hatırladıkça midem bulanıyor.’’dedi.Gülümsedim.

‘’Ne için?’’

‘’Bilmem.’’derken omuz silkti.

‘’Şimdi nasılsın peki?’’

‘’Daha iyiyim.Tabi o tükürük bombası yüzünden değil.’’dedi.Gülümsedim.Hastayken bile şebek ya.Ben bu çocuğu gerçekten seviyorum hacı.Gerçekten <3

Meral

‘’Selam.’’dedim kapıyı açan Onur’a.Okuldan sonra ona uğramıştım.

‘’Yine mi sen?’’derken gözlerini devirdi.

‘’İnsan bir ‘Selam.Nasılsın?’ diye sorar’’

‘’Meral.Peşimi bırak artık.’’

‘’Niye?Arkadaşız biz.Hem merak etme, sadece uğradım.Seni kaçıracak değilim.’’

‘’Senden beklenir.’’dedi.Gözlerimi devirdim.(multimedia)

Sadece fazla abartıyor.O kadar çok peşinden koşmuyorum.Tamam bu hafta her gün evine uğrayıp onu bir yerlere sürüklemiş olabilirim ama…Her neyse.Neyi kanıtlamaya çalışıyorum?Basbayağı çocuğun peşinden koşuyorum.

‘’Beni istemiyor musun yani?’’

‘’İstemiyorum dersem ne dersin?’’

‘’Hiçbir şey.İçeri davet etsene.’’dedim ve o davet etmeden direk içeri girdim.Kabalığımın farkındaydım ama ne yapayım?Onur’a saplantı derecesinde bağlanma noktasına gelmiştim.O muhteşem gülüşü ve gözleri bağımlılık yapıyordu.Ben evde oturma odasını ararken Onur bana kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.Bu hali bile çok çekiciydi.Sonra:

‘’Davet ettiğimi sanmıyorum Meral.’’

‘’Hah.Oturma odasını buldum.Hele şükür.’’dedim ve koltuğa kuruldum.Etraf dağınıktı ama çokta derli toplu bir görüntü beklemiyordum açıkçası.

‘’O da…Güzelmiş.’’dedim etrafı göstererek.Onur ilk sehpaya uzattığım ayaklarıma sonra bana baktı.

İç çekip karşımda ki koltuğa oturduğunda beni evden kovacağına emindim.

‘’Meral.’’

‘’Efendim?’’

‘’Sana sadece bir şey diyeceğim.Erkekler kovalanmayı değil,kovalamayı sever.’’

 

Aşk Kapıyı KırıncaWhere stories live. Discover now