67

11.7K 1.6K 183
                                    

İkinci bölümü de yirmi dört saat içinde attığıma göre siz de bol bol yorum yapabilirsiniz aşklarım <3

Cumartesi biletim var. Sonra da yerleşme, okul derken bir haftalık bir aramız olabilir. Ama hız kesmeden devam edeceğiz. Bol yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar.

.

.

.

Karşısındaki polis memuruna boş bakışlarla baktı. Yaklaşık dört saattir karakoldalardı. Kimse adam akıllı bir şey söylemiyordu ve bu sinirlerini daha çok geriyordu.

Eliyle kirli sakallarını ovdu. Kafayı yemesine çok az bir şey kalmıştı. "Biriniz bir şey diyecek misiniz artık?"

"Karşı taraf da sizden şikayetçi Birkan Bey." Adam, elindeki dosyayı okumaya başladı. "Kırık bir burun, sol elde çatlak ve zedelenme, sol gözde morluk." Başını iki yana salladı. "Nöbetçi mahkemeye çıkacaksınız."

Ağzının içinde bir küfür mırıldandı. "Adam çocuklarıma saldırırken bir köşede oturmamı mı bekliyordunuz?" Ayağını titretti sinirle. Tam o sırada kapı çalındı ve bir polis eşliğinde avukatları girdi.

"Birkan Bey." El sıkıştılar. "Gerekli şikayetleri oluşturduk. Bu iş çok uzamadan bitecek, emin olabilirsiniz."

"Öyle olsa iyi olur." Dedi bir eliyle şakağını ovarken. "Eşim ve çocuklarım nerede?"

Polis memuru ona bir bardak su uzattı. "Alsancak Bölgesinden bir başkomiser gelip götürdü onları. Pars'mış adı. Darp raporu aldılar ve şikayetçi oldular." Adam karşıdaki sandalyeye oturdu. "Eşiniz de diğer odada."

"Yanına gitmek istiyorum."

Avukat ve yanındaki polisle birlikte odadan çıktılar ve bir başka odaya girdiler. Lale, elindeki bardakla oynuyordu. Dalgındı, içeri girdiklerini duymamıştı.

"Lale."

Eşinin sesini duyduğunda irkilerek başını kaldırdı. "Birkan." Ayağa fırladı bir anda. Şu an karşısındaki adam kadar ihtiyaç duyduğu bir şey yoktu. Birbirlerini yarı yolda yakaladılar ve sarıldılar sıkıca. "Çocuklar gitmiş."

"Biliyorum." Kapı açıldı tekrar. Pars ve Karam içeri girdiler.

Komiser, Pars'la el sıkıştı. "Durum ne?"

"Nöbetçi mahkemeyi bekliyoruz." Başını salladı yavaşça.

"Kadının zaten yakalama kararı vardı." Pars, Lale ile selamlaştı o sırada. Birkan'la da el sıkıştılar. "Adam da Avusturalya vatandaşı. Olay oraya taşınacak büyük ihtimalle."

Birkan, artık araya birkaç kişi sokması gerektiğini anladığında telefonunu çıkardı. Hile yapmayı sevmezdi, adam kayırmayı da. Ancak sınır aşılalı çok oluyordu.

"Çocuklar nerede?" Karam annesine sarıldığı sırada gelen soruyla başını eğdi yana.

"Pars abinin evine bıraktık." Başını salladı Lale.

Oysa ne güzel hayallerle gelmişlerdi okulun önüne. Ailecek vakit geçireceklerdi. O adamın Gök'ü ittirdiği ve Baran'ı tutmaya çalıştığını gördüklerinde arabadan nasıl indiklerini hatırlamıyordu ikisi de.

"Gök'ün ve Baran'ın ifadesi nerede, okumak istiyorum."

Karam yüzünü yere eğdi. "Okumasanız daha iyi baba." Dedi. Duyduklarını hala sindirememişti.

Lale boğazını ovdu sağ eliyle. "O kadar mı kötü?"

Karam sessiz kaldı.

Birkan yine de okumak için ısrar ettiğinde, henüz reşit olmadığı ve yasal vasisi oldukları için getirdiler yazılı kâğıdı.

GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin