33

21.2K 2.1K 281
                                    

Oy ve yorum eksik etmeyiniz lütfen :) <3


.

.

.


''Ben Baran'ın yanına uzanırım.'' ağzımın içinde gevelenip ellerimi sildim banyodaki havluya. Sinirlenmiş, sinirlendiğim için de ateş basmıştı. İzin isteyip banyoya girmiştim alt kattaki; yüzümü yıkamak için. 

İçimi çektim derince. Kızın pervasızlığına mı sinirlensem, bu kadar kıskandığım için kendimi mi tokatlasam bilememiştim.

Örgülerimi açmaya karar verdim biraz daha oyalanmak ve sakinleşmek için. Tek tek açtım hepsini. 

Dalgalanan saçlarımı nemli ellerimle düzelttim. Dalgalı saçları severdim, açıkçası kendime de yakıştırırdım.

Banyonun kapısını araladım ve dışarı çıktım. Kızın neşeli sesi sanki bana inat yüksek çıkıyor, koskoca evi kaplıyordu. Zavallı Karam abinin kulaklarına yazıktı bence. 

Onların yanına gitmekten ziyade , Baran'ın yanına çıkmak istemiştim o an.  Sessizce merdivenleri çıkmaya başladım. Sonunda üçüncü kata ulaştığımda düzensizleşen nefeslerimi kontrol altına almaya çalıştım. Gerçekten, bu evde kilo almak gibi bir derdi olamazdı insanın. 

Baran'ın odasına doğru sessizce ilerlerken yine o haki yeşili kapının önünden geçtim. Başımı çevirip kapıya baktım, rengi neden değişik olabilirdi ki? O odanın ne olduğunu merak etmiştim. Belki Baran'a söylesem beni gezdirirdi.

Odağımı tekrardan Baran'ın yanına gitmeye verdim. Kapısının önüne gelince tıklatmadan, yavaşça araladım. Baran yatağın içinde, bir kolu yastığının altından geçmiş ,;yüz üstü yatıyordu. Düzenli nefes alış verişleriyle sırtı havalanıyor,arada bir yüzünü kırıştırıp sanki hoş olmayan bir rüyadaymış gibi huzursuzlanıyordu. 

Gözümün önündeki saçı soğuktan yer yer kurumuş parmaklarımla kulağımın arkasına ittirdim. Mavi gözlerimi alamamıştım bir an yüzünden, uyandırmadan geri kapatmalıydım belki de. Ancak aşağıya tek inmek istemiyor, belki de içten içe o kızın yanına Baran'la inip nispet yapmak istiyordum. Tek bildiğim bu odadan tek inmek istemediğimdi.

Kapıyı arkamdan kapadım ve sabah gezdiğim bu odaya tekrar girdim. Küçük adımlarla yatağa ulaştığımda yavaşça üstüne oturdum.

Bacaklarımı kıvırıp üzerine oturdum ve gözlerimi kısarak uyuyan Baran'a baktım. Derin bir nefes verdim, nasıl uyandırmalıydım ki? 

Ufak bir sesleniş? Küçük bir dokunuş?

Kaşlarımı çattım. Uyumasaymış canım o da bu saate kadar diye düşündüm içimden. Hem ben misafir değil miydim? Misafir varken uyunmazdı ki? Ama misafir olmak istemiyordum da. Omuzlarımı düşürdüm. Dudağım yavaşça büzüldü, anlık sinirle omzuna yapıştırdım bir tane uyansın diye.

İrkilip başını kaldırdı hemen yastıktan. Kısık bakışları öfkeli yüzümü buldu endişeyle. ''Ne oluyor ya?'' dedi uyku mahmuru. ''Bir şey mi oldu? Sen niye uyandın?''

''Niye uyuyorsun ya?!'' dedim sinirle. ''Kalk. Ben kalktım, sen de kalk.'' ıomzumu silktim. 

Anlamazca yüzüme baktı ve suratı buruştu. Bir eli omzuna gitti ve doğrulurken esnedi. ''Uyandığın için mi bu kadar sinirlisin sen?'' dedi esnerken. ''Anlaşıldı, senden önce uyanmak gerek.''

Gözlerimi kaçırdım o omzunu ovarken. ''Misafiriniz var.''  dedim kısıkça. Kaşlarım yine çatıldı. ''Kalk diye geldim.''

Omzunu ovmayı bıraktı. Yatağa çevrili yüzümü görmek için yüzünü eğdi . Ondan kaçmaya çalışırken o da yüzümü görmek için çabalıyordu ve birkaç saniye içinde bu inatçı bir yarışa döndü aramızda. İnatla ona bakmıyordum. 

GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin