58

12.7K 1.7K 95
                                    

Bol bol yorum bırakalım aşklarım. Sizi seviyorum <3


.

.

.

Kaybolmuş çocukların  yolları hep cadının evine mi çıkardı? 

Annemden masal anlatmasını isterdim küçükken, zihninden uydurduğu masalları değil. Kitaplarda yazanları. Kötü cadının çocukları yemek için beslediği bir masalda, annem anlatmayı hiç sevmezdi gerçi, şekerden evde mutlu yaşadığımızı hayal ederdim. Annem de hiç anlatmazdı zaten cadının çocukları yemek için beslediğini.

Kadın sahipsiz çocukları evlat edinmiş ve musmutlu yaşamışlar, sonsuza kadar.

Ne onlara sahip çıkmayan babalarına dönmüşler, ne de üvey annelerinin zulümlerine katlanmışlar. 

Okumayı söktüğümde gizli gizli sonunu öğrenmiştim masalın ve çok kızmıştım içimden. Neden ? Bir insan kendi evladına nasıl böyle davranırdı?

Masallardaki babalar bile baba değildi. 

Abimin başı boynumda uyuklarken kapıya baktım yandan. Bir saatten fazla olmuştu odaya geleli. Uykusuzluğa daha fazla dayanamamıştı. Uyuyuvermişti. 

Mutsuzken uyumak sarmaz tüm acılarını ve rüyalar her zaman kurtarmaz kaybolan anıları. Yapayalnızsın orada. Kalakalmışsın bir hücrede. Kilit elinde, anahtarı kayıp zannederken geçirmişsin tüm ömrünü orada ama bilememişsin.

Hücrenin kapıları sadece zihninde kilitli, elini uzatsan kaçacağın yere kendini bir ömür kilitlemişsin.

Kaçalım buralardan ama kendimizden değil. Böylece acılarımız yine bulabilsin bizi ve kanamaya alışık olduğumuz yaralar yeniden açılsın. 

''Gök.'' Daldığım düşüncelerden ufak bir sıçramayla kurtuldum. Kapı aralanmış, annem başını içeri uzatmıştı. ''Uyudu mu?''

''Evet.'' dedim abimin elini belimden çekip kenara koyarken. Huzursuz bir kıpırdanma sardı etrafını ancak uyanmadı. 

''Baran da uyudu.'' yataktan kalktım ve parmak uçlarımda ilerledim yanına. Kapıyı arkamızdan kapadık ve annem elimi tuttuktan sonra merdivenlerden indik yavaş yavaş. Mutfağın kapısından içeri girdikten sonra annem beni hala pizzaların olduğu masaya oturttu. ''Bir dilim ye , ilaçlarını içeceksin.''

Yüzüm buruştu. ''Tokum ki.''

''Yemedin.'' 

Omuz silktim. ''Tokum.'' dedim inatla. ''Baran  ve abim de yemedi. Sen ve babam da. ''

Annem nefesini verdi yorgunca. ''Gök, bir lokma en azından.'' dedi sakin kalarak. ''İlaçlarını içmelisin.''

Ofladım ve en küçük dilimi aldım. Lokmalar ağzımda büyüyordu. 

Üzüntüden iştah kesilmesi bu hayattaki en kötü olaylardan biriydi ve sıkça yaşıyorduk aile bireyleri olarak. ''Babam ne zaman gelir.''

Annem tezgaha yaslanmış, dalmış bakışlarla masaya bakarken sorduğum soruyla huzursuzlandı. 

İkimiz de babamın nereye gittiğini biliyorduk aslında. Ve annem çok huzursuzdu, sinirliydi, mutsuzdu ayrıca. 

''Bilmiyorum.'' dedi bardağı tezgaha bırakıp. ''Ama siz endişe etmeyin, baban en yakın zamanda bu sorunu halledecek.''

Nasıl bir şeydi acaba? Tüm yük omuzlarındaydı ve hefkes çözmesini bekliyordu bir şeyleri. 

Zor olmalıydı.

GökyüzüWhere stories live. Discover now