15

33.2K 2.2K 284
                                    

Kulağımdaki kulaklığı çıkarıp tavana karşı ofladım. Sabahtan beri Yesir'le yaptığımız konuşma beynimin bir tarafında dönüp duruyordu.

Öğlen onu görmemek için ortadan kaybolmuştum. İlk derse de geç girmiştim olduğum yerde uyuya kaldığım için. 

Spor salonunu bu yüzden seviyordum. Kimsesinin kullanmadığı bir kilere benzer odası vardı. Matların üzerine kıvrılıp yatmak çok zevkliydi.

Kucağımdaki Porkiyi yatağa güzelce yatırıp odadan çıktım. Ayaklarımı parkelerde sürüye sürüye merdivenlerden inmeye başladım. Eğer annemle aramız kötü olmasaydı şimdi oturur ve birlikte filmler izler, insanlar hakkında konuşurduk.

Ama annemle aramız kötüydü ve ben evde tektim bu cephede.

Bu yüzden yalnızlıktan duvarlarla konuşma raddesine gelmeme az kalmıştı.  Porki de bir süre sonra sıkılıp gidiyordu çünkü.

Karnımın acıktığını hissederek mutfağa girdim. Ben pek sık acıkmazdım. Sadece hayatta kalmak için yerdim. Bu tüm hayatım boyunca böyleydi.

Dolabı açtığımda boş boş içine baktım. Aslında yemeği severdim ama midem almazdı. Omuzlarım çöktü. Açtım ama ne yiyeceğimi kestiremiyordum. Saçlarımı kaşıyarak bir süre daha baktım dolaba. Yine de buradan bir şey yemek istemeyince geri kapadım.

Tekrardan mutfaktan çıkmak üzereyken kapı çaldı. Annem dışarıdaydı. Bana not bırakmış, Birkan beyle birlikte alışverişe gittiğini yazmıştı.

Notu yakmıştım.

O gelmiş olmalıydı. Zaten hep anahtarını unuturdu. Oflaya oflaya kapıya gittim ve delikten bakmadan kulpu çevirdim. Kapıyı araladıktan sonra bakmadan geri dönecektim ancak gözüme çarpan kişi annem değildi.

 İki adım geri çekilip gelen kişiye iyice bakmak için açımı genişlettim.

Karam abiydi.

''Merhaba, Gök.'' dedi elini montunun cebinden çıkararak. ''Kusura bakma, rahatsız ettim.''

''Yok.'' dedim ne diyeceğimi bilemeyerek. Aklımda, ücra köşelerden birinde Yesir'in ve Baran'ın sözleri yankılandı. ''Bir şey mi oldu?''

''Hayır.'' dedi elinin tekini kaldırarak yüzündeki benin olduğu noktayı kaşıdı. ''Babamlar dışarıda ya, nasılsın diye bakmaya gelmiştim. ''

Kapının kulpunu sıkarak yüzüne baktım. Samimi görünüyordu. Zaten ondan pek kötü bir enerji almıyordum. Kapıyı biraz daha aralayarak içeriyi gösterdim nezaketen.

''Geçin isterseniz, hava soğuk.'' soğuk yüzüme vurduğundan kızarmış olmalıydım. Dediğimi ikilemedi. Birkaç adımla içeri girdi. Ayakkabısını köşede çıkardığında, yandaki dolaptan terlikleri çıkardım.

Dedemle dayımın geldiğinde kullandığı terliklerden birini koydum önüne. Teşekkür ederek terliği giydikten sonra yüzümü inceledi.

''Kusura bakma tekrardan, rahatsız ettim.'' dedi gerçek bir samimiyetle. ''Ama annen endişelenmiş bugün biraz, Baran'da öğle arası yoktu deyince gelip kendim bakmak istedim.''

''İyiyim.'' dedim boynumu ovarak. ''Yalnız kalmak istemiştim. O yüzden yok oldum.''

Anlayışla yüzüme baktı. Bakışmayı kesmek için içeriyi gösterdim.

''Kahve içmek ister misiniz?'' dedim mutfağa giderken.

''Yine siz diye hitap ediyorsun.'' dedi mırıldanarak. 

Bakışlarımı kaçırdım yine. ''Alışkanlık, pardon.'' Cevap vermedi ama yüzünün sıkıntılı bir hale büründüğünü yandan bir bakış attığımda gördüm.

GökyüzüWhere stories live. Discover now