✾ 86.

30 5 2
                                    

Lütfen bana çok kızmayın :/ iyi okumalar kuşlarım ^,^ Bol bol yorum yapın lütfen ^,^

Bir ışık.. Karanlığımın ortasında küçücük bir noktayı aydınlatan bir ışık. İçinde babam.. Üzeri beyaz bir kıyafet kanlara bulanmış. Elleri kanlara bulanmış.. Parmaklarından sızıyor kan ve bir bir aydınlatılan yere damlıyor. Yüzü siluet gibi. Net değil. Göremiyorum ruh halini ama hissedebiliyorum. Yanıyor göğsümün ortası. Acı çekiyor babam bunu en derinlerimde hissedebiliyorum. Ama mutlu. O acıya rağmen mutlu.

Yaklaşmak istiyorum yanına ama sanki zemin altımdan kayıyor gibi bir türlü gidemiyorum. Sinirlenip daha hızlı koşuyorum ama nafile. "Yaşa.." diye bağırışı çarpıyor kulaklarıma. Sesi titreşimler halinde gibi net değil. "Doyasıya yaşa kızım." dediğinde arkasını dönüyor ve karanlığa karışıyor.

"Baba!" diye haykırmam boş. Gelmeyecek, o gitti.

Sanki iki saniyelik bir rüyaymış gibi düştüğüm zihin çukurundan ellerimdeki kanın sıcaklığıyla uyandım. Nefes almıyordum. Ciğerlerim nefes isterken patlayacak hale gelmişti ama alamıyordum.

Etraftaki her şey anlamsızlaşmıştı. Kocaman bir boşluğun içinde babamla yalnızdık sanki. Hırıltısı kesilmişti, nefes almıyordu. Donakalmış napacağımı bilemezken kulaklarımdaki uğultuyu umursamamaya çalıştım.

"Yardım edin!" diye bağırdım avazım çıktığı kadar. "Birisi ambulansı arasın nolur yardım edin." dediğimde hıçkırarak ağlamaya başladım. Babamın bedeni üzerime ağır gelince sıkıca tutup yatırmak istedim. O sıra kollarım hissettiğim dokunuş beni çekmeye çalışınca bağırdım.

"Bırak!!! Yardım edin nolur birisi bir şey yapsın!" diye bağırırken yere uzanan babamın bedenine baktım. Gözleri yarı açıktı. "Baba yalvarırım! Baba bırakma beni yalvarırım!" derken sarıldım bedenine. Başımı koydum göğsüne.

Kalbi atmıyordu.

"Emir!!!" diye bağırdım boğazım yırtılacakken. Emir yalpalayarak yanıma gelmeye çalışıyordu. "Emir bir şey yap! Kalbi atmıyor nolursun bir şey yap!" diye bağırdım. Beni tutan Sedat babamın başına geçip boynuna dokundu.

Bağırmayı bırakıp ona bakarken yüzündeki o korkunç ifadeden anlamıştım söyleyeceğini. "Hayır!" dedim onu iteleyerek. "Çekil! Ölmeyecek babam!"

Ellerim buz gibi olmuş hissizleşmişti. İçim cehennemin ortasında yalnızmışım gibi harıl harıl yanıyordu.

"Balkızım.." sesi geldi kulağıma. Bu Emir'di. Sesi kötüydü. Yanı başımdaydı. Diz çökmüş benimle oturmuştu.

"Emir canı yanıyordur, yalvarırım onu kurtar." dedim çaresizce. "Emir sırtından vurulmuş nolursun bir şey yap." dedim babamın ellerini avuçlarımın içine alarak.

"Baba bırakma beni! Özür dilerim bu kadar katı davrandığım için yalvarırım bırakma. Baba sarılamadım bile sana nolursun gitme, bana bunu yapma." derken kollarımdan sarıldı birisi. Beni çekerken çırpındım. Zihnim uyuşmuştu.

"Babaaaa!" diye haykırdım. Sesim çığlık atıyor gibi çıkıyordu. "Dokunmayın ona, bırakın beni! Ölmedi o bırakınn!" diye çırpınırken bedenim Emir'in kolları arasında kalmıştı. Sedat babamı tutarken hırlayarak ağladım. Boğazım yerinden çıkacaktı. Ses tellerim kopacaktı. Ama babam ölmeyecekti. Ölmeyecekti işte..

"Balkızım.. Bitanem yalvarırım sakin ol." diye uyuşuk çıkan Emir'in sesi şaşkındı. Öyle sıkı sarmıştı ki beni sanki yaralarımı sarmak ister gibi.

"Emir ölemez.. Emir bir kere sarılamadım.. Doya doya baba diyemedim Emir ölemez.." derken sesim kesik kesik çıkıyordu. Beynimin ortasına sanki ben yemiştim o kurşunu. Dengemi kaybetmiştim. Yapayalnızdım zihnimin ürkütücü sokaklarında.

TEHLİKELİ İNTİKAM Where stories live. Discover now