✾ 29.

83 9 0
                                    




FIRSAT

Üstü kabuk bağlamış fakat tatlı tatlı kaşınan yaralar gibiydi Emir. Kaşısam rahatlayacak gibiydim ama sonunda acı vardı. Sonunda ne olduğunu bilmediğim karışık duygular vardı.

Her yutkunuşum ciğerimi söküp inerken sessizce köşede Emir'in Fatma Teyze ile konuşmasını dinliyordum. Fatma Teyze'nin odasını toparlamış ve ilaçlarını getirmiştim fakat bu kadarı içimi rahatlatmıyordu. Bu gün mutlaka bir iş bulmam gerekiyordu. Emir Fatma Teyze'yi endişelendirmek istemiyordu ve olayları üstü kapalı anlatıyordu.

Kahvaltı sofrası kurulmuştu fakat kural ihlali vardı. Geldiğimden beri aile olan bu iki insana zarar vermiştim. Kahvaltıda herkes olmalı kuralını Emir daha şimdiden birçok kez çiğnemişti ve bugün de öyle yapması gerekiyordu.

Emir'i dinleyen Fatma Teyze'nin bakışları üzerimdeyken tedirgin gözüküyordu. Yüzü biraz daha solgundu ve birkaç günde oldukça zayıflamıştı. Rahatsızlığı gün geçtikçe ilerliyor olmalıydı.

"Kardeşini aradığını biliyorum." dedi Fatma Teyze kısık sesi ile. Emir'in konuşması bitmişti. Oldukça üzgün görünen Fatma Teyze akülü arabasını bana doğru sürdü. Aracın çıkardığı tiz ve mekanik ses dişlerimi rahatsız ederken bu anın oldukça kısa sürmesini umarken buldum kendimi. Onca yaşanandan sonra ihtiyacım olan son şeydi nasihat.

Hemen önüme geldiğinde duran aracın sesi kesilmişti. "Çok iyi tanıdıklarım var, sana kardeşini bulman için yardım edecek kişiler. Bırak bu işi biz halledelim. Sen okulunla ilgilen ve madem bizden bir şey kabul etmiyorsun kardeşini bulduğumuzda ona güzel bir gelecek sunabilecek imkanı sen sağla."

Olduğum yerde çivi gibi çakılırken kardeşimle gelecekte birlikte olma ihtimali yıldız kaydığında tutulan dilek gibi işledi içime. İhtimaller alev aldı ve yeri göğü sarmaya başladı. Her işimi kendim halletmeye alışkın olan ben bu konuda benden daha iyi imkanları olan insanları reddedemezdim. Kardeşim söz konusuydu ve onu gerçekten bulabilirlerdi.

"Bu çok riskli." dedim titrek sesimle. Emir gözlerini annesi ile üzerimize dikmiş bizi dinliyordu. Gök mavisi bakışları içindeki derin karanlık kuyuyu saklarken beni o kuyudan sessizce izlediğini görebiliyordum. "Çok kötü şeyler oluyor Fatma Teyze ve ben sizi bu ateşi ortasına sokamam. Bu hiç akıl işi değil." dediğimde Fatma Teyze tebessüm etti.

"Yükün çok fazla kızım.." dediğinde elini kaldırdı ve yüzüme doğru uzattı. Bir an afallasam da eğilerek ona yardımcı olmak istedim. Avuç içi yanağımla buluştuğumda anne kokusu ciğerlerime doldu. Göz damalarım yanmaya başladığında içimdeki küçük kızın yalnızlığını düşündüm. Annesiz büyümenin ne demek olduğunu yaşamayan bilmezdi.

"Ben zaten öleceğim." dediğinde gözlerim irileşirken Emir "Anne!" diyerek atıldı. Fatma Teyze Emir'i diğer elini kaldırarak bakmadan susturdu ve bakışlarını benim yüzümden çekmedi. "Son zamanlarımı faydalı işlere ayırmak istiyorum. İzin ver kardeşini ben bulayım. Sen okulunla ilgilen ve onun için sağlam temeller at. Eğer karşısına çıktığında ben senin ablanım derken endişe etmek istemiyorsan bunu yap güzel kızım." dediğinde gözlerimin yaşlarla dolmasının önüne geçemedim.

Ağlamadım ama dolan gözlerimle ciğerim orda sökülmüştü. Kopan parçalar canımın en hassas yerlerine düştü. Bir azap çığlığı koptu göğüs kafesimin ortasında.

Başımı sallamakla yetindim ve kafamı kaldırdım. Birkaç saniye arkamı döndüğümde derin nefes alarak kendime gelmeye çalıştım.

"O halde ben kesin bir emir vererek herkesi harekete geçiyorum. Görelim bakalım kimler kardeşine ulaşmanı engellemek istiyor?" Fatma Teyze'nin sesi o kadar kısık çıkıyordu ki duymakta zorluk çekiyordum.

TEHLİKELİ İNTİKAM Where stories live. Discover now