✾43.

64 7 2
                                    

Sadece nefeslerimizin kısık sesinin duyulduğu o an ikimizde şaşkındık. Az önceki ruhumu alt üst eden ve hakimiyetimi elimden alan andan kurtulduğum için Ebru'ya bir yandan şükretsem de içimdeki bir yan buruk kalmıştı.

"Bunun burada ne işi var?" diye fısıldadı Emir. Sesi şaşkın çıkıyordu.

"Ebru Allah aşkına dur ya. Emir beni sikecek yemin ediyorum."

"Geçmişini bile sikicem Uygar!" diye sinirle bağırarak kalkan Emir burnundan soluyordu. Uygar'ın burada ne işi vardı?

"Sıçtım! Yemin ediyorum sıçtım. Ben gidiyorum Ebru." diye sesi gelen Uygar korkmuşa benziyordu. O sıra kapıyı şiddetle açan Emir kapıya arkası dönük Uygar'ı ensesinden yakalayarak içeri çekti.

"Dur bakalım. Daha karpuz kesecektik." diye tehditle Uygar'ı sürükleyen Emir'e bakarken Ebru'yu gördüm. Soğuk olan havaya inat gibi kısacık bir etek giyinmiş üzerine de dar bir askılı geçirmişti. Yağmurda ıslanan bedeni üşümüş görünse de çok umurunda değildi.

"Emir.." diye sevinçle içeri girdiğinde Emir tek eli ile ona dur işareti yaptı. Kız olduğu yere çivilenirken Uygar "Kardeşim dur bi konuşalım." diye feryat ediyordu. Emir Uygar'ı ateşin önüne savurduğumda sendeleyen Uygar kıçının üzerine yere düştü.

Göz göze geldiğimiz o an eli ile ensesini sıvazlayan Uygar "Selam Asel.." diyerek istemsizce gülümsememe sebep oldu. O kadar aptal bir yüz ifadesi vardı ki Emir'den korkusundan tüm mimikleri gerilmişti.

"Selam.." dedim hafifçe elimi kaldırarak.

"Sizin ne işiniz var lan burda?" diye kükredi Emir. Önce Uygar'a sonra Ebru'ya dik dik baktı. Korkunç bir sessizlik o anı kapladığında Uygar kekelemeye başladı.

"Ka-ka-kardeş-im."

"Sus lan! Korkak pezevenk! Ulan oğlum götün yemiyor madem neden böyle salaklıklara kalkışıyorsun? Ne işin var lan senin burda?" Emir Uygar'ın üzerine giderken ayaklanıp aralarına girecektim ki Ebru benden erken davranarak Emir'in önüne geçti.

Ellerini göğsüne bastırdığında vücudu Emir'e o kadar yakındı ki tüm uzuvlarımın bir anda çekildiğini hissettim. "Ben istedim Emir, onun bir suçu yok." diyen Ebru'nun sesi o kadar ince çıkıyordu ki vücudumda sinir dalgalarının hareketlenmesine sebep oluyordu.

Emir'in vereceği tepkiyi sessizce beklerken istemsizce kaşlarım çatılmıştı. Emir'in bakışları bana yöneldi. Kısa bir bakışmanın ardından gözlerimi kaçırarak kendimi yatıştırmak ve hissettiklerimi bastırmak istedim.

Emir Ebru'nun göğsünde ki elini tutup indirterek hafifçe iteledi. "O zaman senin ne işin var burada Ebru?"

İşte bu diye sevindi içimdeki küçük kız. Onu istemiyordu işte, ne kadar çekici ve şehvetli olursa olsun Ebru'yu istemiyordu. Bedenimdeki kıskançlık duygusu beni kavururken galibiyetim bir nebze olsun ferahlamamı sağlıyordu.

Emir Kayahan benim değildi ki, neden kıskanıyordum? Neden bu duygulara hakim olamıyordum?

"Asıl bu yeni yetmenin burada ne işi var Emir? Ne arıyorsunuz ikiniz baş başa burada?" diye sinirle bana dönen Ebru'ya gözlerimi diktim.

"Sensin yeni yetme! Doğru konuş bak elimde kalırsın." dediğimde Emir'in kaşları havalandı. Verdiğim tepki hoşuna gitmiş gibi hafifçe dudağı yana kıvrılırken ona bakmamaya çalıştım.

"Varoşa da bak sen, hemen şiddete koşuyor." derken sinirle ayağa kalkıp Ebru'nun üzerine yürüdüm. Ellerim benden bağımsızca titriyor sinir tüm bedenimi kasıyordu.

"Kızım seni gebertirim." diyerek göğsünden hızlıca ittiğimde sendeleyen Ebru numara yaptığını belli ederek göz kırpıp Emir'in kucağına düştü. Dudaklarından dökülen tiz bir çığlık kulağımda yankılanırken ağlamaya başladı.

"Emir, bu küçük sinsirella bana vuruyor." dediğinde başını Emir'in göğsüne yaslarken bacaklarımdan yükselen sinir dalgasına hakim olamadım. Bilinçli düşünme kabiliyetimi yitirirken kıza öyle bir saldırdım ki saçlarından tuttuğum gibi Emir'in kollarından çektim.

Yere fırlatarak eğilip bir tokat attığımda belimden bir elin beni tutarak havaya kaldırdığını hissettim. Yüzüm sinirin etkisiyle yanmaya başlamıştı.

"Bırak beni!" diye bağırdım haykırarak. "Geberteceğim kızım seni!" diye bağırırken karşımda Emir'i görünce şaşkınlıkla duraksadım.

Beni tutan Emir değil miydi?

"Asel yeter!" diye kaşlarını çatarak tok sesi ile konuştuğunda eğilip Ebru'nun kalkması yardım etti. Ebru sinsice gülerken Emir bunu görmüyordu ama o sikik gülüşü her hücremi intihara sürükleyebilecek cinstendi.

Kız kollarını Emir'in boynuna dolarken yaşadığım hayal kırıklığı kalbimi incitmişti. "Emir ne dediğini duymadın mı?" diye merakla sorduğumda "Duydum." diye kısaca sert bir tepki verdi.

Boğazımda oluşan ağır bir düğümü sıktığımda beni tutan elleri açmaya çalıştım. "Bırak lan beni!" derken tırnaklarımı geçirip Uygar'ın inlemesine sebep olurken ayakkabılarımı giyip hemen dışarı çıktım.

"Asel buraya gel!" diye bağıran Emir'e aldırış etmeden karanlık bahçeden dışarı çıktım. Arkamdan Ebru ile tartışmasını duyabiliyordum. Onun haksız olduğunu bildiğini de biliyordum ama bu şekilde o an o kızı kaldırıp beni durdurması canımı yakmıştı.

TEHLİKELİ İNTİKAM Where stories live. Discover now