Bölüm 71

60.9K 4K 803
                                    

Bana çok komik gelen bir şey söyleyeceğim.

Geçen bölüm Kaan'ın "Kurbanlarını polis yakına göre seçen biri..." cümlesi için çocuğunuz ona öyle bir şey söylemediğini söylemişsiniz.

Aşkolar bu adam sanıksa önceden mutlaka gözaltına alınmıştır değil mi? Polisler gözaltı kararını söylediklerinde gerekçe sorulduğunda "Onu söyleseyemiyoruz maalesef." mi diyecekler jfjwjdkdkfmskfks

Abi her şeyi geçtim yargılandığı dosyanın içeriğini bilmeyen de ne bileyim yani kdmskfkwmdms

Neyse ya. Bana komik geldi işte. İyi okumalar size ballarım.

******

"Aslı yapma güzelim." diye inatla peşimden gelen Savaş'ı duymamaya çalışarak hızlıca apartmana girip asansöre doğru yürüdüm.

Savaş da peşimden gelmeyi bırakmamış, asansöre doğru gelmişti. Düğmeye basıp asansörü çağırdığım sırada yanımda belirdi. "Aslı konuşur musun lütfen?"

Kaan gittikten sonra ben de öğretmenler odasından eşyalarımı almış ve okuldan çıkmıştım. Savaş ise onca çabaya rağmen onu dinlemeyen benim peşime takılarak buraya kadar gelmişti.

Asansörün kata geldiğine dair ses kulaklarıma dolarken kapılar açıldı. Hızlıca içine girmemle Savaş da peşimden asansöre bindi.

Evimin olduğu katı tuşlayıp asansörün metal duvarına yaslandım. Gözleri üzerimdeydi. "Kandırıyor seni ve sen hiç sorgulamadan inanıyorsun."

Gözlerim onu bulurken inatla devam etti. "İki polis ya... İki asayiş şube komiseri... Sana o adamın katil olduğunu söylüyoruz ve katil de. Sen hala... Neyin inadı bu Aslı? İnat yapılacak bir konu mu bu?"

Oldukça sakin bir yanıt verdim. "İnat ettiğim falan yok. O katil değil ve sen sadece kıskançlıktan böyle davranıyorsun."

Kısa bir an yüzümü süzdükten sonra hızlı bir hareketle bir tuşa basıp asansörü ara katta durdurdu. "Bir itiraf falan mı istiyorsun?!"

Ondan itiraf falan istemiyordum. Ben ondan hiçbir şey istemiyordum. Sadece benden ve arkadaşlarımdan uzak dursundu.

Kaldı ki onda bir şeyleri hem kendine hem bana itiraf edecek cesaret, yürek yoktu.

Aynı sinirle devam etti. "Evet, kıskandım!"

Yaptığı itirafla gözlerim şaşkınlıkla aralanırken kaşlarım havalandı. "Köpek gibi kıskandım! Oldu mu?! Rahatladın mı?!"

İtirafına rağmen tavrı sinirimi bozarken sinirle konuştum. "Olmadı! Rahatlamadım! Nasıl durdurduysan çalıştır şunu! Evime gitmek istiyorum!"

Hızlıca başıyla reddetti. "Bana söz vermeden şuradan şuraya gidemezsin!"

Kaşlarımı çatıp sinirle üzerine adımladım. "Ne sözü vereceğim be ben sana?! Söz falan vermiyorum! Siktir git gıcık herif!"

Sinirle kaşlarını çattı. "Elin itlerine kopuklarına 'Ogor otoz yoşono kodor komsoyle ovlonmozsom sononlo ovlonocogom soz.' demeyi biliyorsun ama!"

"Sana ne be?!" diye çıkıştım sinirle. "Sana ne?! Sen ne hakla kaç sene önce verdiğim sözün hesabını soruyorsun benden?! Sana ne?!"

Siniri arttı. "Verdiğin o boktan söz beni de etkilediğine göre sorarım! Kime söz verdiğini, hangi kafayla öyle boktan bir söz verdiğini sorarım!"

YANLIŞ Where stories live. Discover now