Bölüm 68

57.3K 3.9K 1K
                                    

Çocukların tamamının sınıftan çıktığından emin olduktan sonra eşyalarımı alarak sınıftan çıktım. Karşı sınıftan gelen Esma hızlı adımlarla yanıma gelip sert bir nefes verdi. "Bitti be! Canım çıktı yemin ederim!"

Yorgunluğu sesine yansıyordu ve benim de ondan zerre farkım yoktu. Yorgunluktan gebermek üzereydim. Şuraya kıvrılsam dahi uyurdum ancak daha bir ton işim vardı.

Tenefüsleri dahi kullanamamış, tenefüslerde bile dinlenmeden dün okurken uyuyakaldığım kağıtları bitirmeye çalışmıştım.

Bitmiş miydi?

Tabii ki de hayır! Hiç biter miydi?! Ben biterdim onlar bitmezdi!

Derin bir nefes alarak yorgunluğumu dile getirecektim ki Esma garipseyen bir tonda konuştu. "Asayişten değiller mi onlar? Ne işleri var ki burada?"

Baktığı noktaya bakmamla komiserlerden biri başını benim olduğum yöne çevirdi ve göz göze geldik.

Kısa bir bakışmanın ardından bana içi gider gibi bakan gözlerinden gözlerimi zorlukla ayırıp Esmaya baktım. "Olay falan mı var acaba?"

Herhangi bir kavga çıkmadığına, kısacası gürültü bir olay olmadığına emindim ancak asayiş şube komiserleri burada olduğuna göre mutlaka bir durum vardı.

Omuz silkti. "Bilmem. Baksana Selim Hoca'yla konuşuyorlar. Çocuklarla ilgili bir şey yoktur inşallah."

Başımla reddettim. "Çocuklarla ilgili bir şey olsaydı duyardık. Selim Hoca bir şeye tanık falan olmuştur ya da ne bileyim bilgisine başvurmak istemişlerdir. Boşver yani."

Kısa bir duraklamanın ardından gülümseyerek konuştu. "Yalnız bir tanesi de dikti gözlerini buraya ayırmıyor."

Ben daha önce "Ne gözünü alabiliyorsun ne de göze alabiliyorsun." demiştim öyle değil mi?"

Miyop bir insanın yapacağı gibi gözlerini kısarak oraya bakmasının ardından memnuniyetsiz bir nefes verdi. "Uzak ya, göremiyorum. Bir baksana yakışıklı mı?"

Neyse ki miyoptu.

Derin bir nefes aldı. "Gerçi boyu falan uzun. Uzun boy ve polis olması gayet yeterli. Hadi bir gidip yakından bakalım."

Allah'ım sen sabır ver yarabbim. Polis ve uzun olması yetmiyor be Esma. Yetseydi bu halde olmazdık. İnsanlarda biraz cesaret olması gerekiyor.

"Esma." Derin bir nefes aldım. "Buraya bakan adam Savaş."

Gözleri kocaman olurken başını bana çevirdi. "Ne?! Allah'ım sen affet yarabbim! Aslı sende! Ben öyle biri değilim! Sadece gözüm uzağı görmüyor!"

Bu okuldaki görevime Esrayla aynı gün başlamıştım ve biz uzun süredir arkadaştık. Onun böyle bir insan olmadığını biliyordum.

Öğretmenler odasına yaklaşmamızla gülümseyerek konuştu. "Yalnız hala bakıyor. Donup kaldı mı acaba?"

Burukça gülümseyip derin bir nefes aldım. "Anca bakar zaten o. Boşver Esma. Sanki başka konuşacak şeyimiz yok."

Sessiz kalmasıyla tamamıyla Savaş'a odaklandığını bu saatten sonra hayatta konuyu başka bir noktaya eviremeyeceğimi anlamıştım. "Esma bana bak. Ona bakma bana bak."

Kısa bir sessizliğin ardından Esma güldü. "Ayy bu gerçekten donmuş kalmış! Yanındaki komiserlerden biri dürttü dürttü, yeni kendine geldi! Aşık adamın hali de bir başka oluyor."

YANLIŞ Where stories live. Discover now