Bölüm 70

61.8K 4.1K 1.3K
                                    

Gözlerim şaşkınlıkla kocaman olurken hızlıca Boran'ın arkasından çıkıp Kaanla aralarına geçtim. "Ne saçmalıyorsun sen Boran?! Ne katili?! Ne Düğmecisi?!"

Boran kolumdan sıkıca kavrayıp beni yanına çekti ve sinirle, gözlerinden ateş topu fırlatarak bana baktı. "Ece'nin aldığı seri katil dosyasının sanığı bu arkandaki piç!"

Hadi oradan.

Kolumu Boran'ın elinden hızlıca kurtardım. "Saçmalama! Kaan benim üniveristeden arkadaşım! Öyle bir şey yapmaz!"

Savaş söylediklerimle oldukça sakin bir şekilde burunumun dibinde bitti. "Aslıcığım, canımın içi, bak Boran diyor ki 'Gördüğüm dosyanın, Ece'nin aldığı davanın sanığı bu tipini siktiğim yavşak.'. Hani dün konuştuk. Sen Boran'a hak verdin. Hatırlıyor musun bebeğim?"

Sakin sakin, küçük bir çocuğa anlattığı gibi anlattığı şeyi anlamam mümkün değildi çünkü Kaan benim üniveristeden arkadaşımdı. Onun ne yapacağını, ne yapamayacağını biliyordum.

Kaşlarımı çattım. "Benim arkadaşım öyle biri değil. Benim arkadaşım öyle bir şey yapmaz. Aradığınız katil kim bilmiyorum ama Kaan değil."

Uzun süredir sessizliğini koruyan Kaan sessizliğini bozdu. "Aradığınız mı? Senin eski kocan polis mi Aslı?"

Sesindeki tını garibime giderken gözlerimi ona çevirdim. "Evet, asayiş şubeden. Bir sorun mu var?"

Sakince başıyla reddetti. "Benimle uğraşmadıkları sürece herhangi bir sıkıntı yok. Evet, bir davanın sanığıyım ama ben hiçbir şey yapmadım."

Savaş oldukça ciddi bir ses tonu takındı. "Eğer seni karımın yakınında görürsem ben sana bir şey yaparım ama."

Gözlerim onu buldu. Oldukça ciddi gözüküyordu. "Senin gibi düğmeyle de süslemem cesedini. Bilen bilir değişik fantezilerim vardır."

Kaan'ın beti benzi attı. "Sen nasıl bir komisersin ya. Sen beni, sıradan bir vatandaşı nasıl tehdit edersin. Seni var ya... Şikayet edeceğim!"

Savaş hızla aralarındaki mesafeyi kapattı. Kaan, Savaş'ın ona olan yakınlığıyla irkilirken Savaş büyük bir soğukkanlılıkla konuştu. "Bana bak Düğmeci bozuntusu, senin kestiğini bu korkmuş, masum vatandaş rolünü yemem ben."

Ne saçmalıyordu?! Tüm bunlar nasıl bir saçmalıktı?!

Savaş'ın elini hafifçe kaldırmasıyla Kaan ciddi manada korkarken Savaş elini Kaan'ın omzuma koyup tozunu alır gibi hafifçe sildi. "Senin bu kestiğin pozları burada sadece Aslı yer. Zaten ona kesiyorsun bu pozları."

Polis değildim ve suçlular konusunda uzman değildim ancak Savaş yanılıyordu. Kaan'ın bana poz kestiği falan yoktu. Kaan masumdu ve şu an girdiği duygu durumu, korkusu ve söyledikleri gerçekti.

"O yer, ben yemem. O sana güvenir, ben güvenmem. O sana inanır, ben inanmam. Eğer Aslı'nın saçının teline, tırnağının ucuna bile senin yüzünden zarar gelirse senin o milletin memesine, orasına burasına diktiğin düğmeleri senin beynine dikerim. Anladın mı?"

Kaan korkudan bembeyaz olmuş tenine rağmen büyük bir cesaretle konuştu. "Kurbanlarını polis yakınlara göre seçen bir katil varken Aslıyı bu kadar benimsemen doğru mu Komiser?"

Savaş ufak ve samimiyetten uzak bir gülümsemenin ardından soğuk bir ses tonu takındı. "Sence de buraya bugün, bu saatte gelmen tesadüf mü Düğmeci?"

Kaan net bir tavırla tekrarladı. "Ben Düğmeci değilim."

"Buna inanmamı mı bekliyorsun? Dosyadaki onca delile rağmen inanmamı mı bekliyorsun?"

YANLIŞ Where stories live. Discover now