Bölüm 7

111K 4.2K 730
                                    

Zayıflama süreci (-25 kg) ve ürün hesabı: @zayiflamaperiniz

******

Uzun bir bakışmanın ardından konuşmaya dahi gücü yokmuşcasına fısıldadı. "Annemi istiyorum."

Kurduğu iki kelimelik cümle kalbime bir kazık gibi saplanırken güven vermek, belki geçeceğini hissettirmek istercesine gülümsedim.

Ailelerimiz aranmıştı. Benimkiler aranmasaydı iyiydi ancak yine de mutluydum. Belki benim başıma dert çıkacaktı ama Savaş annesiyle teselli bulacaktı. O mutlu olursa ben bin katı daha mutlu olurdum.

Hem ben kendi cephemde çıkacak her türlü sorunu halledebilirdim ama onunki... Onunki tek başına olacak gibi değildi.

Bir şey konuşmamamıza rağmen gözlerimizi birbirimizden ayırmadık. İçimdeki tüm iyi dilekleri, temennileri tek kelime etmeden gözlerimle anlatmaya çalıştım.

Geçecek, dedim.

Her şey çok güzel olacak, dedim.

Bütün dertler gidecek, dedim.

Çok mutlu olacaksın, dedim.

İstediğin her an yanında olacağım, dedim.

Bir sürü şey söyledim. Hepsi gerçekti. Tüm bunlar geçecek, bütün dertler gidecek, her şey çok güzel olacak ve o çok mutlu olacaktı.

Gözlerimle söylediğim onca şey ona ulaştı mı, anladı mı? Bilmiyordum ama onun tek kelime dahi etmeden gözleriyle anlattıkları bana ulaşmıştı.

Çok canım yanıyor, diyordu.

Annemi istiyorum, diyordu.

Lütfen annem gelsin, diyordu.

Koca bir cüsseye, yoğun kas kütlesine sahip bu koca adam yerinde küçülmüş, küçük bir çocuğa dönmüştü.

Annesini isteyen, annesine muhtaç minik bir çocuğa...

O çocuk gözlerime o kadar kırık bakıyordu ki içimde yoğun bir ağlama hissi baş gösterdi. Şu an yapmak istediğim iki şey vardı:

- Annesini getirmek

- Annesi gelene kadar ona sarılmak ve kırıldığı yerlerden öpmek

Ne yazık ki yapmak istediğim bu iki şeyi de yapamıyordum. Zira aramıza girmiş demirden parmaklar bırakın sarılmama, parmağımın ucuyla dahi dokunmama izin vermiyordu.

"SAVAŞ!" Ortalığı yıkan bir kadın sesiyle irkildim. İrkilmemle kapıyı bulan gözlerim tekrar Savaş'ı buldu.

Duyup duymadığından emin olmak adına gözlerini gözlerimden ayırmadan sese kulak vermişti. "SAVAŞ NEREDE?! BENİ HEMEN OĞLUMA GÖTÜRÜN!"

Savaş'ın yüzüne gelen renk ve gözlerinde beliren ışıltıyla sevdiği birinin, annesinin, geldiğinden bütünüyle emin olmuştu.

Savaş'ın annesine ihtiyacı vardı ve annesi buradaydı. Artık şu nezarethanenin demirleri götüme girse de umursamazdım.

Saatlerdir yerinden kalkmayan, yerinden kalkmaya mecali olmayan Savaş hızlıca yerinden kalkıp parmaklıklara yaklaştı.

Onu biraz iyi görmek yüzümde minik bir gülümsemeye sebep olurken o, parmaklıkları sıkıca kavrayıp kapıya bakarak beklemeye başladı.

Derdinin dermanı geliyordu.

Saniyeler sonra yere güçlü ve hızlı vuran topuk sesleri duymamla derin bir nefes aldım. Annesi geliyordu. Haberleri yoktu ancak ben sevdiğim adamın annesiyle tanışacağım için çok mutluydum.

Bir kaç saniyenin ardından kapıda oldukça şık giyimli bir kadın belirdi. Nezarethane eşiğine gelmesiyle duraklayıp içeri baktı.

Savaşla göz göze geldiler. Savaş sevgi dilenen, canının yandığını haykıran, yardım isteyen bir sesle acı çektiğini belli etmekten çekinmeden mırıldandı. "Anne..."

Gözleri dolmuştu. Saklamıyordu. Gerek duymuyordu. Saklamasındı. Annesi anlardı. Ben anlardım. Boran ve Ece de anlarlardı.

Annesi hızlı adımlarla nezarethaneye girip Savaş'a yöneldi. Oğlunu parmaklıklar ardından sevecek, teselli edecekti.

Yapmak için delirdiğim ama şu an için yapamayacağım o şeyi yapacak, elini parmaklıklar arasından uzatacak, Savaş'ın sakallarını okşayacak, sevecekti.

Annesi bir kaç adımda Savaş'ın yanına ulaştı ve elini demirlerin arasından içeri uzatıp Savaş'ın bakmaya kıyamadığım yüzüne tokadı geçirdi. "NASIL YAPARSIN ABİNE BUNU?!"

******

Selam. Naber?

Bölüm nasıldı?

Savaş ve Aslı arasındaki iletişim hakkında ne düşünüyorsunuz?

Savaş'ın annesinin olaya tutumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bölüm mood: Sırtımıza tek yerden bıçak saplanmıyor ki başa çıkalım. Hepsi birden geliyor anasını satayım!

Hadi ben kaçtım.

YANLIŞ Where stories live. Discover now