Bölüm 33

80.2K 3.4K 884
                                    

Sınır 250 oy 300 yorum.

Tökezlememle Savaş sert bir nefes vererek eğildi ve kollarını bacaklarımın altından geçirip beni kucağına aldı. "Ne diye bu kadar içtin? Anlamıyorum ki!"

Savaş beni Buse'nin yanına gönderdikten sonra uzun süre yanımıza gelmemişti. Ben ve Buse ise bu süre zarfında su içer gibi içki içmiş, ikimizde kafayı bulmuştuk.

Bir saniye... Bizim kafamız kayıp mıydı?

Kısa bir an yüzüne baktıktan sonra kollarımı boynuna sarıp başımı boynuna gömdüm ve gülümsedim. "Kocam beni taşısın diye."

"Kocan seni her zaman taşır yavrum." Sesindeki ciddiyet iliklerime kadar işledi. "Sen yeter ki 'Savaş.' de. 'Kocacığım, aşkım, hayatım, hayatımın anlamı, ömrüm, sevgilim beni taşır mısın?' de. Bak nasıl taşıyor kocan seni."

Yüzümde genişçe bir gülümseme yayıldı. "Nasıl taşıyor kocam beni? Nereye taşıyor?"

Derin bir nefes aldı. "Kocan şu an seni arabaya taşıyor karıcığım ama kaslı kollarım ve ben seni her türlü koşulda her yere taşıyabiliriz. Sen canını sıkma."

Başımı boynundan kaldırıp yüzüne baktım. "Her yere mi taşır kocam beni?"

Başını hafifçe sallayarak onayladı. "Her türlü koşulda her yere taşır kocan seni."

Boynundaki elimi hafifçe kaldırıp işaret parmağının tersiyle esnesini okşadım. "Yatak odama da taşır mısın?"

Bedeni tıpkı Boran'ın oyunda Savaş'ı öpmemi söylediği günkü gibi kasılırken yüzümdeki gözlerini yola çevirip yutkundu.

Bir cevap veremeyecek miydi?

Beni yatak odama taşımak istemez miydi?

Evime kadar taşıyıp yatağıma neden taşımıyordu? Ayıp değil miydi?

Sessizliğini bozmadan arabaya doğru yürüyüp anahtardan bir tuşa bastı. Arabadan bir ses çıkarken hafifçe eğilerek yolcu kapısını açtı ve beni koltuğa nazikçe bıraktı. "Kemerini tak karıcığım."

Karıcığın yersin seni.

Kapımı kapatıp arabanın etrafında dolandı ve sürücü kapısını açıp yerine oturdu. Kapıyı kapatmasıyla gözleri beni buldu. "Kemerini takar mısın Aslı?"

Aslı mı? O kimdi? "Sen... Sen beni aldatıyor musun? Daha yeni evlendik be biz! Hemen mi aldattın beni?!" Elimle omzuna vurdum. "Pis adam!"

Kaşları şaşkınlıkla havalandı. "O nereden çıktı? Yok öyle bir şey. Manyak mıyım ben karımı aldatayım?!"

Gözlerim doldu. "Aslı kim o zaman pis adam?!"

Kaşları normal seviyesine inerken ciddiyetimi sorgulamak adına yüzümü süzdü. Süzmesine gerek yoktu. Ben dibine kadar ciddiydim. Aslı kimdi?!

Kısa bir bakışmanın ardından koca bir kahkaha patlattı. "Ne gülüyorsun?! Pissin sen! Pis adam! Hem aldatıyorsun hem de gülüyorsun! Pis!"

"Canımın içi..." Eriyeyim ama ben.

Arabanın içinde bana uzanıp yüzümü ellerinin arasına aldı. "Aslı sensin."

Kaşlarım havalandı. "Nasıl yani?"

Yüzünde geniş bir gülümseme vardı. "Bebeğim senin ismin Aslı ya hani. Kimliğinde falan da yazıyor. Nikah cüzdanımızda da var."

YANLIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin