Nikah

9.5K 683 59
                                    

Pars ve Fırat'tan on dakika önce Alpaslan elini sıkı sıkı tuttuğu Berfin'le yemekhaneye girdi.

Onu görenler hızla yerlerinden kalktılar. Kısa boylu esmer, koca koca siyah gözleri, sırma saçlarıyla, ay gibi parlayan kızı gördüklerinde hepsinin ağzı açık kaldı. Oğuz onların yanına gitti.

"Anaaa Berfin gerçekmiş" sonra gülümseyip

"Kusura bakma bacım, bizim oğlan bir cinniyeye aşık olup üçlülere karıştı sandık" dedi.

Hepsi kahkaha atınca kıkırdayarak Alpaslan'ın arkasına sindi. Alpaslan gururlu bir edayla sevdiğine baktı. Gözlerindeki aşkı hepsi görmüştü. Bu çocuk deli divane olmuş diye düşündüler.

Furkan atılıp "Ayakların ters mi bacım?"deyince Demirkan kafasına bir tane geçirdi.

"Angut görmüyon mu kız insan insan."

"Oğlum ne vuruyon? Burda hiç dişi kuş bile gördün mü sen bırak insanı" diyerek kafasını ovuşturdu.

Hepsi tekrar gülüşürken Pars komutan arkasında hoca ve Fırat'la içeri girdi.

Alpaslan komutanına utana sıkıla bakıp Berfin'in elini daha da sıkı tuttu. Berfin ise komutanları olduğunu bildiği adama korkarak baktı.

Pars elini Alpaslan'ın omzuna attı.

"Pek bir güzelmiş gelinimiz maşallah."

Alpaslan utanarak başını yere eğdi. Pars hocaya döndü.

"Hadi hocam çok vaktimiz yok, kıyalım nikahlarını."

Hoca iki gence de bakıp gülümsedi.

"Sormak adettendir. Var mı kızım senin rızan?"

Berfin başıyla onaylayıp hocaya baktı.

"Var hocam" dedi narin utangaç sesiyle.

"Kaç yaşındasın kızım?"

"19 hocam"

"Ee o zaman sorun yoktur, içeri geçelim burada olmaz."

Pars kapıyı gösterip "Benim odama gidelim hocam" dedi.

Beraber Pars'ın odasına giderken Fırat'a da gel diye işaret etti.

Beşi odaya girdiklerinde hoca ve çift abdestlerini alıp döndüler.

Alpaslan ve Berfin hocanın karşısına geçtiklerinde hoca önce kıza sordu.

"Anne adın?"

"Havîn."

Alpaslan'a döndü.

"Anne adın?"

"Gülfem."

Hoca elindeki kitaptan Arapça farzları okuyup sordu.

"Mehir olarak ne talep edersin kızım?"

Berfin oturduğu koltukta utanarak Alpaslan'a baktı.

"Bir şey istemem hocam."

Onları izleyen Pars araya girdi.

"Alpaslan oğlumuzdan kızımıza dayalı döşeli bir ev ve on bilezik mehirdir hocam."

İki genç şaşırarak komutana baktılar.

"Aldık kabul ettik" dedi hoca.

Sessizce olan biteni izleyen Fırat gururlu bir baba gibi duran Pars'a bakıp gülümsedi.

"Sen Havîn kızı Berfin, Gülfem oğlu Alpaslan'ı kocalığa kabul ediyor musun?"

"Evet ettim."

"Kabul ediyor musun?"

"Ettim."

"Kabul ediyor musun?"

"Ettim."

"Sen Gülfem oğlu Alpaslan, Havîn kızı Berfin'i zevceliğe kabul ediyor musun?"

İyice sabırsızlanan Alpaslan bir anda

"Ettim, ettim, ettim" deyince hocanın sormasını beklemeden söylemesine hoca ya sabır çekerken Berfin kıkırdayarak başını eğdi.

Pars elini kaldırıp tam Alpaslan'ın kafasına geçirecekken Fırat elinden tutup yavaşça indirdi. Pars yanında duran Fırat'a dönüp baktı. O sırada hocanın cümlesini kaçırdı.

"Siz de şahitlik ettiniz mi?"

Fırat hâlâ ona bakan Pars'a başıyla hocayı gösterdi. Pars hocaya döndüğünde aynı anda

"Ettik" dediler.

"Bende sizleri Rabbin huzurunda karı koca ilan ettim. Hayırlı uğurlu olsun"

Hoca bir kaç dua okuyup amin diyerek koltuktan kalktı.

Nikahları kıyılan gençler önce hocanın elini öpüp sonra komutana yöneldiler. Pars'ın elini öptüğünde Pars, Alpaslan'a sıkıca sarıldı ama Berfin elini öptüğünde sarılmayıp elini omzuna koydu.

"Bu deli sana emanet artık."

Alpaslan, Fırat'a da sıkıca sarıldı.

"Sağolasın kardeşim."

Bu onu da artık kardeşi olarak kabul ettiği anlamına geliyordu. Pars'ın dediğini duyunca dudaklarını büzdü.

"Komutanım ya"

Pars kızar gibi kaşlarını çattı.

"Sus bakayım deli yürek."

Pars, kolunu Alpaslan'ın omzuna sarıp gülerken Fırat'a baktı. Fırat'ın gözlerinde gördüğü ışığa takılı kaldı. Dudakları kıvrılan Fırat'ın bakışını yakalayınca Pars'ta ona gülümsedi.

SADECE SANA DELİ-GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin